Yunus Emre Enstitüsünün başkenti Astana'da bulunan temsilciliğinde Türkçe kurslarına başlayan ve Türkiye'nin kültürel unsurlarından etkilenerek Türkiye feneri ismini taşıyan Ressam Nazerke Kemelbayeva, “Türkiye Türkçesi öğrenirken bir yandan da Türkiye feneri ismini okumaya başladım ve daha fazlasını öğrendim” dedi. Daha sonra 'Kazakistanlıların Gözünden Türkiye' sergisi fikri ortaya çıktı. Türkiye'ye gitmeden Türkiye'yi ve kültürel değerlerini resmetmeye başladım” dedi.

Yunus Emre Enstitüsünün temsilcilikleri arasında yer alan Kazakistan'ın başkenti Astana'daki Türkçe kurslarına ilgi artıyor. Enstitü eğitim görenler arasında Ressam Nazerke Kemelbayeva, yazar annesi ve sinema sektöründe çalışan ablası da yer alıyor. Enstitünün ikinci evi olduğunu ifade eden Ressam Kemelbayeva, “Annem ve babam da benim gibi Yunus Emre Enstitüsünde Türkiye Türkçesi öğreniyor” diye konuştu.

“TÜRKİYE'YE GİTMEDEN TÜRKİYE'Yİ VE KÜLTÜREL DEĞERLERİNİ RESMETMEYE BAŞLADIM”

Ressam Kemelbayeva, “Annemin şair bir arkadaşı Astana Yunus Emre Enstitüsünün Türkiye Türkçesi kurslarına katılıyordu. Ben de onun sayesinde kurslara geldim. Türkiye Türkçesi öğrenirken bir yandan da Türkiye afişi okumaya başladım ve daha sonra 'Kazakistanlıların Gözünden Türkiye' sergisi fikri ortaya çıktı. Türkiye'ye gitmeden Türkiye'yi ve kültürel değerlerini resmetmeye başladım. Türkiye temsilcisi uyumlu resmederken Enstitüde düzenlenen Türkçe Türkçesi kursları çok etkili oldu. Kurslarda hem Türkiye Türkçesini öğrendik hem de Türkiye'nin kültürel zenginliklerini keşfettik.” ifadesini kullandı.

“HAYALLERİMİZİN GERÇEKLEŞMESİNDE TÜRKİYE TÜRKÇESİ ÖĞRENMENİN ÖNEMLİ BİR ROLÜ BULUNUYOR”

Kemelbayeva, “Yunus Emre Enstitüsünün ailemiz için önemli bir yeri var. Enstitümüzde düzenlenen kurslara katıldıktan sonra zamanında önemli değişiklikler oldu. Hayallerimizin Türkiye Türkçesinde öğrenmenin önemli bir rolü var” diye konuştu.

Engelli Yazar Öncel’den Dalaman Kaymakamı’na ziyaret Engelli Yazar Öncel’den Dalaman Kaymakamı’na ziyaret

“TÜRKİYE'DEKİ YAZARLARLA TERCÜMAN OLMADAN DİYALOG KURMAK İSTİYORUM”

Ressam Nazerke Kemelbayeva'nın annesi yazar ve senarist Aygül Kemelbayeva ise “Türkiye Türkçesi ve Türk edebiyatına dair çalışmalarım var. Ömer Seyfettin'in 'Kıskançlık' adlı hikâyesini Rusçadan Türkçesine tercüme ettim. Bir eserimle ilgili Türkiye'de bir tez çalışması da yapıldı. En büyük hayalim, Türkiye'deki yazarlarla farklı dilleri konuşabilmek ve karşılaştırmalı Türkiye Türkçesi okuyabilmek” diye konuştu.

“HEDEFİM TÜRKİYE'DEKİ YAPIMCILARLA ORTAK FİLM PROJESİ HAYATA GEÇİRMEK”

Ressam Nazerke Kemelbayeva'nın ablası Balnur Kemelbayeva da “Kazak Millî Üniversitesinde” sinema bölümünde eğitim aldı. Kazakistan'da çekilen bazı filmlerde çalışma fırsatım oldu. Kardeşim aracılığıyla Türkiye Türkçesi kurslarını tamamladıktan sonra hayalimi Türkiye'deki yapımcılarla ortak film projesini hayata geçirmek ve Türkiye'yi ziyaret ettiğimizde Türkiye Türkçesi konuşabilmektir” dedi.

Kaynak: DHA