CHP’nin iç siyasetine yön veren gelişmelerin başında gelen olağanüstü kurultay kararı, partide büyük bir kırılmanın habercisi olarak görülüyor. Parti içinde yeni bir dönemin sinyalleri verilirken, eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun nasıl bir pozisyon alacağı merak konusu olmaya devam ediyor. Bu kapsamda, Kılıçdaroğlu’nun uzun yıllardır siyasi yol arkadaşlığını yürüten ve yakın çevresinde yer alan Bakırköy eski Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu'nun yaptığı açıklamalar, kulisleri yeniden hareketlendirdi.
Bülent Kerimoğlu: "Kemal Bey yüzde yüz aday olacak"
CHP içerisinde son dönemde yaşanan değişim tartışmaları, 2023 seçimlerinin ardından daha da derinleşmişti. Parti genel başkanlığını Özgür Özel'e devreden Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi kariyerine nasıl bir yön vereceği, özellikle olağanüstü kurultay kararından sonra gündemin ana maddelerinden biri haline geldi. Bu süreçte MedyaRadar’a konuşan Bülent Kerimoğlu, Kılıçdaroğlu’nun yeniden aday olacağını açıkça ifade etti.
Kerimoğlu yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
"Biz kurultaydan sonra Kemal Bey'e yapılan haksızlıkları anlatmak için il il gezdik. Delegelerle konuştuk. Bununla ilgili de açıklamaları yaptık. Dün alınan karardan sonra herkes Kemal Bey'in ne yapacağını merak ediyor. Kemal Bey itibarının iade edilmesi için yeniden aday olacak. Yüzde yüz aday olacak. Biz günde iki defa konuşuyoruz. Dünkü konuşmamızda da bunun üzerineydi."
Kerimoğlu’nun bu açıklamalarıyla birlikte, Kılıçdaroğlu’nun olağanüstü kurultayda yeniden genel başkanlığa aday olmasının kesinlik kazandığı yönünde bir izlenim oluştu. Bu çıkış, sadece Kılıçdaroğlu’nun siyasi stratejisi açısından değil, aynı zamanda CHP’deki iç dengelerin geleceği açısından da önemli bir kırılma noktası olabilir.
CHP’de Kurultay Süreci Nasıl Başladı?
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in geçtiğimiz günlerde yaptığı olağanüstü kurultay açıklaması, partide yeni bir iç hesaplaşmanın işaret fişeği olarak değerlendirildi. Parti tabanı ve teşkilatlar arasında yankı uyandıran bu kararın ardından, “Kılıçdaroğlu yeniden döner mi?” sorusu da gündemin en üst sıralarına yerleşti.
Özgür Özel’in genel başkanlık koltuğuna oturmasının ardından partide köklü bir değişim yaşanacağı beklentisi oluşmuştu. Ancak gelinen noktada, hem seçim sonuçları hem de parti içindeki memnuniyetsizlikler bu beklentiyi gölgeledi. Kılıçdaroğlu’nun yeniden sahneye çıkma ihtimali, sadece partinin geleceğini değil, aynı zamanda muhalefet bloğunun genel yapısını da etkileyecek bir gelişme olarak yorumlanıyor.
Fatih Portakal’dan Dikkat Çeken Değerlendirme: “Truva Atı” Uyarısı
CHP’deki bu gelişmelere ilişkin bir diğer dikkat çekici yorum ise gazeteci Fatih Portakal’dan geldi. Sözcü TV ekranlarında yaptığı değerlendirmede Portakal, olası bir adaylık durumunun CHP için ne anlama gelebileceğine dair çarpıcı bir yorumda bulundu.
Portakal, yaptığı açıklamada şu sözleri kullandı:
"Böylesine kritik bir ortamda Özgür Özel'in karşısına aday çıkarsa, bana göre bu bir Truva atıdır. Bu dönemde çıkacak her aday partiyi değil, başka hesapları düşünüyordur. Parti içi demokrasiyle alakalı değil, ufak hesapların insanı olarak görürüm."
Fatih Portakal’ın bu yorumuyla birlikte, CHP içerisinde oluşacak yeni adaylık süreçlerine yönelik ciddi bir eleştiri dile getirilmiş oldu. Portakal, bu tür girişimlerin partiye zarar verebileceğini ve mevcut yönetimin zayıflatılmasına yönelik hamleler olarak algılanabileceğini belirtti.
Kılıçdaroğlu’nun Geri Dönüşü Siyasi Dengeleri Nasıl Etkiler?
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden CHP genel başkanlığına aday olması, sadece bir siyasi kariyer dönüşü olarak değil, aynı zamanda parti içi ittifakları ve hizalanmaları da yeniden şekillendirecek bir etki yaratabilir. Kurultay süreci boyunca Kılıçdaroğlu’nun çevresinde oluşacak destek bloğu, CHP’nin gelecekteki yönelimine dair güçlü ipuçları verecek.
Özellikle 2023 seçim sürecinde yaşanan eleştiriler ve “değişim” vurgusuyla şekillenen yeni yönetim anlayışı, yeniden tartışmaya açılabilir. Kılıçdaroğlu’nun bu süreçte hem geçmişin muhasebesini yaparak hem de siyasi hatlardan kopmadan bir söylem geliştirmesi bekleniyor. Bu durum, partinin sadece kendi içinde değil, seçmen nezdinde de farklı bir algı yönetimiyle karşı karşıya kalmasına neden olabilir.