Kıbrıs Türk Kültür Derneği Üyesi Prof. Dr. Hasan Havıtçıoğlu, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. Prof. Dr. Havıtçıoğlı, Kıbrıs Türk halkının geçmişte yaşadığı zorlukları hatırlatarak, gençleri kendi öz değerleri ve kültürleriyle bilinçli bir şekilde yetiştirmenin gerekliliğini vurguladı.
Kıbrıs Türk halkının mücadelesi…
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) 15 Kasım 1983'te kurulmasıyla Kıbrıs Türk halkı için yeni bir dönem başladı. Bu dönemle ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Havıtçıoğlu; “21 Aralık 1963’te, EOKA’nın Kıbrıs Türklerine yönelik başlattığı ve tarihe de “Kanlı Noel” olarak geçen bu katliamda şehit olan 364 kişi ile birlikte, 24 Aralık 1963’te, Lefkoşa’nın Kumsal bölgesindeki saldırılar sürerken Türk Alayı’nda doktor olarak görev yapan Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi ve üç çocuğunun katledilmesinin izleri de Ayvasıl köyünde esir alınan 21 Kıbrıs Türkünün elleri bağlandıktan sonra toplu mezara gömülmesinin kabusu da çok taze” dedi. Prof. Dr. Havıtçıoğlu; “Kıbrıs, 1878’de maalesef İngiltere’ye bir süreliğine kiralandı. Anlaşma öyleydi. Ama Birinci Dünya Savaşı, Çanakkale Savaşı gibi nedenlerle İngiltere, 1914’te adayı ilhak etti. Bir bakıma gasp etti. Türkler, tarihlerinin en acı günlerini yaşadılar” diye konuştu.
Kıbrıs Barış Harekatı…
Prof. Dr. Havıtçıoğlu; “Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan yönetimde olduğu dönemlerde Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması engellendi, mücadele verildi ve çeşitli toplantılarda, ağırlıklarını koydular. Türkiye Cumhuriyeti devleti buradaki soydaşlarının katledilmesine ve bu adanın Yunanistan ile birleşmesine seyirci kalmadı. 1960’a kadar burada Yunan nüfusu, Rum nüfusu bilinçli şekilde artırıldı. O yüzden bugünde arsa satışları konusunda dikkatli olmamız gerektiğini söylüyoruz. Başbakan Ecevit ve Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan'ın talimatıyla Türkiye, Kıbrıslı Türklerin güvenliğini de dikkate alarak 20 Temmuz 1974'te Kıbrıs Barış Harekatı'nı başlattı. Böylece Kıbrıs'ın Yunanistan'a ilhakı önlenerek Kıbrıs Türk halkının varlığı da güvence altına alındı” dedi.
“Gençleri bilinçlendirmek şart"
Çocukluğumuz, belirli sınırlar içerisinde ve hep Rum korkusu altında geçti diyen Prof. Dr. Havıtçıoğlu; “Aynı zamanda Anavatan bizi kurtaracak beklentimiz vardı. Lefkoşa sınırında Rumların bizi yoklamaları ve kötü muameleleri hala hatırımda. Gençleri bilinçlendirmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu değerlerimizin korunması gerekiyor çünkü. Bizim gençleri kendi öz değerlerimiz ve kültürümüzle birlikte yetiştirmemiz lazım. Ama bunu bağnaz bir şekilde değil ama bilinçli bir şekilde yapmamız gerekiyor. Yani mesela eğitim sistemimizi çok dikkatli yapmamız ve yani fanatik bir yapı içerisinde değil ama bilgili ve özgün şekilde özellikle Kıbrıs'ta eğitimi bu yaklaşım içerisinde yapılmamız lazım. Yurt dışına giden bu gençlerin büyük bir kısmı adaya dönmüyor ve biz gençliğimizi kaybediyoruz. Bu bir risktir. Bizim amaçlarımızı dikkate almamız gerekiyor ve yeniden amaç sahibi olmamız lazım” dedi.