Son Mühür- Ekranlardaki komiser Behzat Ç. karakteriyle sevilen Erdal Beşikçioğlu sanat yaşamına 31 Mart seçimleri sonrası veda edip yola Etimesgut Belediye Başkanı olarak devam etmişti.
Çiçeği burnunda siyasetçi Beşikçioğlu'nun sanat yaşamına veda etmeyip, aslında kısa bir mola verdiği ortaya çıktı.
Behzat Ç.'nin yeni bölümlerinin çekimine katılan Beşikçioğlu'nun sanat aşkı ilginç bir skandala da zemin hazırlamış gibi görünüyor.
Gazeteci Talat Atilla, Beşikçioğlu ve arkadaşlarının çekimlerde izin almadan kullandığı ve mezar taşını değiştirip o şekilde bıraktıkları mezarın 13 yıl önce vefat eden babasına ait olduğunu duyurdu.

Talat Atilla
Konuyu yargıya taşıyacağını vurgulayan Talat Atilla sosyal medyadan şu mesajı paylaştı.
Ablamla derin bir şok yaşadık...
13 sene önce vefat eden dünyada en sevdiğim insan babamın naaşı Ankara Karşıyaka Mezarlığında bulunmaktadır.
Bayram günü karşılaştığımız tablo şuydu; 
Babamın mezar taşında başka bir kişinin ismi yazıyordu.
Derin bir şok haline girdik ablamla.
İlk aklımıza gelen babamın kabrinin üstüne bir kişinin daha defnedildiği yönünde oldu. Babamın kabrinin üstüne başka birisinin defnedilmesi hukuken imkansız çünkü babamın mezarı ve yanındaki 2 mezar yeri tapulu olarak ben de ama halen maalesef bu şüpheyi duygusal olarak aşamıyoruz. 
Tarifsiz bir duygu bu. 

Erdal Beşikçioğlu
Erdal Beşikçioğlu'nun çekim yaptığını öğrendim...


Araştırmalarım sonucunda 16/02/2025 tarihinde Etimesgut Belediye Başkanı ve kamuoyunda Behzat Ç. dizisiyle tanınan Erdal Beşikçioğlu'nun babamın kabrinde film çektiğini ve kabir taşındaki değişikliği kendisi ve film ekibinin yaptığını öğrendim. Bu bilgiyi Ankara Büyükşehir Belediyesi yetkilileri de teyit ettiler. 
Bana hiçbir bilgi vermediler...
1) Babamın kabrinin çekim platosu yapılacağına, kabir taşına başka bir ismin yazılacağına dair bana hiç bir bilgilendirmede bulunulmadı. 
Bulunulsa da asla kabul etmezdim zaten. 
2) Babamın kabrini film platosuna çeviren, kabir taşına başka bir ismi yazan Erdal Besikcioğlu'na bu izni kim, neden verdi? Ya da resmi kurumlardan izinsiz mi çekti bilmiyorum. 
3) Olayın üzerinden bu kadar vakit geçmesine rağmen ilgililerden hiç değilse bir özür, bir "yanlış yapmışız" kelimesi dahi çıkmaması başkalarının kutsallarına duydukları saygı hakkında yeterince fikir veriyor. 
4) Vicdani meşru hukukumu her platformda göstereceğim gibi bayram sonrası tüm ilgililer hakkında hukuki süreci başlatacağım. 
5) Sadece haberlerimle gündeme gelmekten hoşlandığım için TV ve gazeteci meslektaşlarımın röportaj taleplerine olumsuz yanıt veriyorum. 


Bundan sonra hukuki süreç devam edecek...


Lütfen kusuruma bakmasınlar, bundan sonrası hukuki olarak yürüyecek. 
Sosyal medyada bu olayın geyiğini yapan, ya da bana karşı yakışıksız ifadelerde bulunanlara da inşallah siz böyle bir durumla karşılaşmazsınız temennisinde bulunuyorum. 
3) En asgari vicdan bile bir mevtaya, mevtanın geride kalanlarına saygı duymalı. Yakından tanıyanlar bilirler ki bu satırların yazarı hayatı boyunca hiç bir insanı dini- dili- mezhebi ya da siyasi görüşünden dolayı yargılamamıştır.
Herkesin inancı kendine diye düşünen, inançlı sade bir müslümanım.
Şartların elverdiği kadar tarafsız olma gayretinde olan bir gazeteciyim ama her şeyden önce bir insanım. 
Bana ters gelse dahi başkasının kutsalını incitmem ama kutsalıma da asla dokundurtmam.
 

Muhabir: Bünyamin Dobrucalı