Denizli Kitap Fuarı’na büyük ilgi: Türkiye’nin ünlü yazarları buluştu Denizli Kitap Fuarı’na büyük ilgi: Türkiye’nin ünlü yazarları buluştu

Bugün günlerden Orhan Abi... 80 yaşına basan ve sahnede hiçbir zaman konser vermese de milyonları peşinden sürükleyen Orhan Gencebay, müzikle birlikte büyümüş bir müzisyen hadi yaşamındaki müzik yolculuğuna bir göz atalım.

Berhudar ol evladım...Berhudar ol evladım...

04 Ağustos 1944’de Samsun’da doğan Orhan Gencebay, çocukken müziğe başladı. Türk Müziği’ne yön veren önemli isimlerinden biri olup Türk Halkının Orhan Abisidir. Besteci, Ses Sanatçısı, Şarkı Sözü yazarı, Virtüöz Enstrümanist, Aranjör, Müzik Yapımcısı, Müzik Direktörü ve oyuncudur.

Bağlama, Tambur, Gitar, Buzuki, Piyano, Divane, Yaylı Tambur, Ud, Cümbüş, Klavye, Ney, Keman, Klarnet, Ney, Saksafon, Divane, Sitar, Mandolin çalabilmektedir.

Türk Müziğinde kendi tarzını yaratmıştır. TRT Denetim Kurulu,  Arabesk Müzik olarak tanımlasa da o bu tanımı kabul etmez ve "Ben Türk Müziği’nin devamıyım." diye ifade eder ve Serbest Müzik olarak belirtir. O kendi tarzında Bir Gencebay Müziği yapar aslında... Şarkıları halkın dilinde ve gönüllerindedir.

Müziğe 6 yaşında Klasik Batı Müzikçi Emin Tarakçı' dan mandolin ve keman dersleri alarak başladı. Notayı ve Müziğin temel prensiplerini ondan öğrendi. Kendisine her konuda destek olan ailesi, halk müziğini çok sevdiği için 7 yaşındayken bir bağlama hediye eder. 12-13 yaşlarına kadar halk müziğinin tüm özelliklerini öğrenir. İlk bestesini 10 yaşında yapar. Aşık Veysel idolüdür. Onun sesinden, sazından, sözünden çok etkilenir. Diğer örnek aldığı kişiler ise bağlama üstadı Bayram Aracı, Efe Naci Lakaplı Naci Hoşgördü, Çekiç Ali, Hacı Taşan, Muharrem Ertaş, Orhan Subay, Emin Aldemir, Yılmaz İpek gibi değerli üstadlardı.

Gencebay Müziği yarattı...

Müziğin ritim, melodi ve tavır demek olduğunu bilen Orhan Gencebay, Halk Müziğinde ritim, tavırların içerisinde kendini çok farklı biçimde gösteriyordu. Her tavır ona göre ayrı ayrı ekol niteliğindeydi. Kendisinin tanımına göre ülkenin yedi bölgesinde yediyüz çeşit hava eserdi. Tüm bölgelerin yapısı diğerlerinden farklılık gösteriyordu. Bu zenginliği daha o yaşlarda hissetti. Bu tavırların birer birer ele alınması gerektiğini düşündü. Türk Sanat Müziğine de ilgi duyan Gencebay 12-13 yaşlarında babasının ısrarıyla tambur çalmaya başladı. Özellikle yaylı tambur çalmayı çok sevdi. Yaylı tamburun sesinden çok etkilenirdi. Türk Sanat Müziği’ndeki zenginliği de hissetti. Makamsal zenginlikleri, özelliklerini ve seslerinin yapısını dünya çapında bir değer olduğu kanaatine vararak, tıpkı Türk Halk Müziği’nde olduğu gibi bunların da birer birer incelenmesi gerektiğini düşündü. Türk Sanat Müziğinde de; Itri, Dede Efendi, Yorgo, Bacanos, Nubar Tekyay, Haydar Tatlıyay, Ahmet Yatman, Kadri Şençalar, Şerif Muhittin Targan, Münir Nurettin Selçuk, Selahattin Pınar, Saadettin Kaynak, İzettin Öktenay gibi değerli üstadlardan çok etkilendi.

Türk Sanat Müziği makamları ve Halk Müziği ezgilerini birleştirerek  kendi müziğini yarattı. Müzikte binlerce yıllık kültürlerin hepsini içeriyordu. Bu tavırlar ve makamlar bu kültürlerin birer izleriydi. Beste yapmaya 10 yaşında başladı. İlk bestesi Kara Kaşlı Esmerdi Kim Bilir Kimi Sevdi isimli eserdir.

Gencebay 13-14 yaşlarında ise çok ciddi besteler yapmaya başladı. İlk profesyonel bestesi " Ruhumda Titreyen Sonsuz Bir Alevsin"dir. Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Müziği karakterinde birçok eserler yaptı. Bazı dernek ve cemiyetlerin kuruculuğunun yanında yönetici olarak da görev aldı, halkevlerinde çalıştı. Ortaokuldan sonra İstanbul Belediye Konservatuarı bas sınavına girdi kazandı, devam etmedi ama icra heyetinde bulundu. O yıllardan beri arkadaşı olan Arif Sağ ile birlikte konserler verdi. Metelin Oyun Havası, Yeni Yolun Düzleri, Nerdesin Leylam, Yare Pazen Seçemedim gibi çeşitli Türkü plakları çıkardı. 16 yaşından itibaren jazz ve rock müziği ile ilgilenmeye başladı, tenor sax çaldı. Bazı gruplarla birlikte çalıştı.

1964 yılında TRT Ankara Radyosunun özel olarak açtığı sınava girdi. Herkes için o yıllarda TRT Ankara Radyosu sanatçısı olmak, müzikte en üst başarıyı kazanmak demekti. En üst derecede başarıyla sınavı kazandı. Kadro müsait olmasına ve başarıyla sınavı kazanmasına rağmen birçok kişinin tepkisini aldığı için genel sınav açıldı. Bu sınavı da en üst derecede başardı fakat sınavın söylenmeyen nedenden dolayı iptal edilmesinden sonra Vatani görevini yapmak üzere bahriyeli olarak İstanbul Heybeliada' ya gitti. Askerliğinin bir bölümünü de Atatürk'ün yatı olan ve deniz harp okulunun okul gemisi olarak kullanılan Savarona yatında Vatani görev sırasında merasim bölüğü bandosunda saksafon çaldı. "Deryada bir salım yok" adında herkesin tanıdığı Gencebay tarzı denilen ilk bestesini askerliğinin son dönemlerinde yaptı. Bu besteyi de ilk okuyan dönemin sanatçılarından Ahmet Sezgin oldu.

Askerden sonra 1966 yılının sonlarında TRT İstanbul Radyosu sınavlarına girerek iftiharla kazandı. Profesyonel kadroya geçis sınavı olmasına rağmen kadroya geçirmediler. Bazı kişiler kendisinin burada görev yapmasını istemiyorlardı ve bunun içinde ciddi çabalar gösterdiler. On ay radyoda bağlama sanatçılığı ve solistlik yaptıktan sonra, kurumdaki otoritelere " Mevcut durumu yeterli bulmuyorum. Ya bizi bize bırakın, ya da daha iyi olmak için yol gösterin" demesine aldırış etmeden Gencebay'ı dışladılar.Bunun üzerine müzikte varmak istediği hedefleri olan Gencebay İstanbul Radyosu'ndan kendi isteği ile ayrıldı.

Müzik yönetmenliği...Müzik yönetmenliği...

Radyodan ayrıldıktan sonra Müzik çalışmalarına devam etti. 1967 - 1968 yıllarında çeşitli sanatçıların 45'lik albümlerinde müzik yönetmenliği yaptı, refakatlerde bulundu. Bu refakatlerde yine arkadaşı Arif Sağ ile birlikte, sahnede Ahmet Sezgin'le birlikte çalıştı. Serbest çalışmalarını ortaya koyduğu Sabır Taşı, Sevemedim Karagözlüm, Hey Gidi Goca Dünya, Bir Zaman Ağlayıp Koştun Peşimden ve bunun gibi yüzlerce bestesi birçok sanatçı tarafından seslendirildi, çoğu günün eseri oldu. Bu çalışmalar Türk Müziğinde yeni bir çığır açmaya başladı. Albümlerin yanı sıra birçok filmde Müzik direktörlüğü de yaptı. Film Müziklerini yaparken Ömer Lütfü Akad, Metin Erksan, Atıf Yılmaz, Yılmaz Güney gibi değerli yönetmenlerle çalıştı. Hudutların Kanunu, Kızılırmak Karakoyun, Ana, Kuyu filmleri bunlardan bazılarıdır.

Aynı yıllarda abi kardeş gibi olduğu Abdullah Nail Bayşu ile birlikte 2 sene kaldı. Nail Bayşu müzik yapımcılarıyla çok iç içe olan ve hatta onları yönlendiren, şairliği ile ün yapan, birçok eserlerde de ismi olan bir kişiydi. Birlikte müzik sektöründe çok çalışmalar yaptılar. Beraber besteler yaptılar. Sözleri Bayşu yazarken, Gencebay' da müziklerini yaptı. Bu çalışmaların hepsini kendisi yönetti.

1969 yılına gelindiğinde kendisinin bu yeni çalışmalarını seslendirmesi için aşırı ısrarlar vardı. Onun aynı zamanda yorumcu olmasını da istiyorlardı. Kendisi bunu her ne kadar istemese de Moda Park sahibi Mahmut Tezcan'la bir tavla oyununda kaybetmesi üzerine verdiği sözü yerine getirmek için ilk defa yorumcu olarak Başa Gelen Çekilirmiş - Sensiz Bahar Geçmiyor isimli eserlerinin 45'liğini yaptı. Bu çalışmasıyla Türkiye Orhan Gencebay'u yorumcu olarak da tanıdı ve şöhret oldu.

Şarkı söylemek yerine beste yapmayı seviyor...Şarkı söylemek yerine beste yapmayı seviyor...

Daha sonra Topkapı Plak, Ali Avaz'a 2 adet kendi bestelerinden oluşan 45'lik plak yaptı. Bu sıralarda prodüktör Yaşar Kekeva eniştesi Şahin Söğütoğlu'nun firması olan İstanbul Plak'a geçmesi için kendisini ikna etti. Modal Plak'da yapmış olduğu ve kendisine şöhreti getiren ilk 45'lik plağındaki eserleri yeniden seslendirirerek İstanbul Plak firmasının repertuarına dahil etti. 1969 yılının sonlarına doğru Tanrıya Feryat - Ümit Şarkısı 45'liğini yaptı. 1970 yılı başlarında yapmış olduğu Bir Teselli Ver - Yorgun Gözler 45'liği Türkiye' deki şöhretinin zirvesine gelmesinin yanında, Balkanlar, Ortadoğu ve Akdeniz'de de şöhreti getirdi. Artık eserleri yurtdışında da sevilip adapte edilmeye başlandı.

Müziği yön veriyor...Müziği yön veriyor...

1972 yılına gelindiğinde Orhan Gencebay, Şahin Söğütoğlu, Yaşar Kekeva İstanbul Plak Kollektif şirketini kurdular. Bir sene ortak olarak çeşitli sanatçılara albümler yaptılar. 1973 yılında bu şirketi fes ederek Gencebay ve Kekeva Kervan Plakçılık firmasını kurdular. Fes ettikleri firmalarının bir senelik çalışmalarını da yeni firmalarına dahil ettiler. Gencebay, firmasında kendi albümleriyle birlikte firmasında çıkarmış olduğu diğer sanatçıların albümlerine patronluğunun yanında besteci, müzik yönetmeni, aranjör ve icracı olarak da katkılar sağladı. Her müzik tarzında, dönemin başarılı, şöhret olmuş sanatçılarına ve şöhret kazandırdığı yeni sanatçılara yön verdi, onlara yardımcı oldu. Erkin Koray, Ajda Pekkan, Muazzez Abacı, Mustafa Sağyaşar, Ahmet Özhan, Neşe Karaböcek, Mine Koşan, Ayten Alpman, Hülya Süer, Hülya Sözer, Kamuran Akkor, Semiha Yankı, Bedia Akartürk, Nil Burak, Ziya Taşkent, Semiramis Pekkan, Ferdi Özbeğen, Gönül Yazar, Sezen Aksu, İzzet Altınmeşe, Belkıs Akkale, Selahattin Alpay, Mustafa Keser bu sanatçılardan bazılarıdır.

1980 yılında ortağı Yaşar Kekeva' dan ayrılan Gencebay Kervan Plakçılığı kardeşi ve yeni ortağı Burhan Kencebay ile Müzik Yapımcılığını devam ettirdi. Burhan Kencebay ortak olmadan önce firma kurulduğundan beri mali işlerini yönetiyordu. 1996 yılına kadar süren bu ortaklık süresince Müzik piyasasına yön vermeyi sürdürdü. Yine kendi albümlerinin yanında birçok değerli sanatçıyla çalışıp, yeni seslere şöhert yolunu açtı. Ahmet Özhan, Samime Sanay, Biricik, Sibel Can, Volkan Konak, Cemile Sönmez, Hakan Sarıca, Linet, Zeki Alasya - Metin Akpınar da bunlardan bazılarıdır. Devekuşu Kabare oyunlarının da ses kasetini çıkardı... Zeki Alasya ve Metin Akpınar’ın sahnede söylediği replikler bu kasetler sayesinde halkın diline düştü.

Şarkıları ile mesaj verdi...Şarkıları ile mesaj verdi...

Batsın Bu Dünya Türk insanı için bir ağıt niteliğinde bir eserdir. Acılarla yoğrulan halkı yansıtır. Hatasız Kul Olmaz da ise hatalardan ders alınması gerektiğini vurgular. Her şarkısının bir öyküsü ve bir mesajı vardır.

Filmleri de rekor kırdı...

Gencebay müziğin yanı sıra Yeşilçam’da ve televizyon filmlerinde de oyuncu ve yönetmen olarak yer almıştır. Yapmış olduğu filmler gişe rekorları kırmıştır. Orhan Abi Halk Show programını yapmış, konuklar ağırlamıştır. Pop Star Alaturka yarışmasında jüri üyesi olmuş sakin ve uzlaştırıcı tavırları ile genç nesile de kendini sevdirmiştir. Orhan Gencebay ile Bir Ömür Tribute albümü de kendi seslendirdiği albümler kadar ilgi çekmiştir. 1000'in üzerinde bestesi vardır. Korsan satıcıların üzerinden en çok para kazandığı kişilerden biridir.

Orhan Gencebay’a kısa mesaj...Şarkıları ile mesaj verdi...​​​​​​​

Türk Müziğine katkıların, şarkılarınla yolumuzu aydınlattığın için teşekkürler. İyi ki doğdun. Doğum günün kutlu olsun. Daima gülümse... Geçen sene geçirdiği kaza sonrası bizi korkutmuştu. Sağlıklı uzun bir ömür geçirmen dileğimiz... Berhudar ol üstadım... Bir teselli verip, yolumuzu aydınlattın. Bir tek Severek Ayrılalım şarkısını hala anlamadım. Derin bir felsefe içeriyor. Severek ayrılalım, aşka hasret kalalım eğer mutlu olursak yeniden barışalım... Mutsuz olursak birleşmemiz gerekmiyor mu? Sağlıcakla kalın...

Muhabir: BALAMİR YILDIZ