Acıbadem Kent Onkoloji Merkezi’nden Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Özveren, 1-7 Nisan Kanser Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, kanser ile kronik stres arasındaki ilişkiye dair dikkat çekici bir bilimsel çalışmayı değerlendirdi.
ABD’deki Washington Üniversitesi Hücre Biyolojisi ve Fizyolojisi Bölümü’nde Dr. Xue-Yan He ve ekibi tarafından yürütülen araştırmanın, 2024 yılında saygın bilim dergilerinden Cancer Cell'de yayımlandığını belirten Ahmet Özveren, bu verilerin hem hastalar hem de yakınları için önemli bir rehber niteliği taşıdığını vurguladı.
Tümör gelişiminin nasıl desteklendiği incelendi 
Dr. Xue-Yan He ve çalışma arkadaşlarının fareler üzerinde gerçekleştirdiği deneysel araştırmada, kronik stresin sadece birincil tümörlerin değil, aynı zamanda metastatik odakların da büyümesini etkilediği ortaya kondu.
Araştırmacılar, stresin tümör mikroçevresinde yarattığı değişimlere odaklanarak, bağışıklık sistemi ve hormonal tepkilerle tümör gelişiminin nasıl desteklendiğini inceledi.
“Duyguların tedavi başarısını etkilediği bilinen bir durum”
Medikal Onkolog Doç. Dr. Ahmet Özveren, kronik stresin fizyolojik etkilerine dikkat çekerek, "Kanser hastaları, tanı aldıktan sonra yoğun stres yaşayabiliyorlar. Çünkü hastalıklarının seyri nasıl gidecek, iyileşme şansları var mı gibi sorulara yanıt aradıkları için endişe duyuyorlar.
Ayrıca cerrahi, ışın ya da kemoterapi gibi uzun süren tedavi yolculukları oluyor ve bu süreçler de onları yoruyor. Hem tedavi süreçleri hem de tam iyileşemeyeceklerini düşünmeleri nedeniyle stres oranları artıyor. Hastaların yaşadıkları bu duyguların tedavi başarısını etkilediği bilinen bir durum.” dedi.
Ahmet Özveren, daha önceki gözlemsel çalışmalarda yoğun stres yaşayan kanser hastalarında metastaz riskinin arttığı ve sağkalım oranlarının düştüğünün bilindiğini ancak bu ilişkinin nasıl oluştuğuna dair net verilerin sınırlı olduğunu ifade etti. Yeni yapılan bu çalışmada ise stresin bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerinin detaylı şekilde ortaya konduğunu belirtti.
Stres, tümör için uygun zemin hazırlıyor
Araştırmaya göre, kronik stresin nöronların günlük ritmi bozduğunu ve stres hormonları için uygun bir mikroçevre oluşturduğunu ifade eden Ahmet Özveren, “Araştırmada; kronik stres nötrofillerin normal sirkadiyen ritmini değiştirerek ve glukokortikoid salınımı yoluyla tümör oluşumu ve yayılımı için uygun bir mikroçevre oluşturduğu bildirilmiştir. Bu yolla da tümörün metastaz yapması adeta teşvik edilmiş oluyor.
Stres sırasında aktive olan adrenerjik sistem ve hormonları (adrenalin başta olmak üzere) tümörün hayatta kalmasını, büyümesini ve metastaz yapmasını destekliyor. Öyle ki kronik stresi kanser hücrelerinin akciğer metastazını 2 ila 4 kat artırdığı görülüyor. Yine aynı araştırmada stres seviyesini düşürmenin bu potansiyeli azalttığı gösterildi.
Bu araştırma kanser hastaları için stres yönetimi tedavi kadar önemli olduğunu ortaya çıkarıyor. O nedenle kanser hastalarının psikolojik olarak stresten uzak durması tedavi başarısı için de vazgeçilmez noktalardan biri" ifadelerini kullandı.