İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Küçükçekmece Kartaltepe Mahallesi’nde yıkılan 1988 yapımı 3 katlı bir apartmanın enkazında yürütülen çalışmaları yerinde inceledi. Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Erdal Celal Aksoy ve İBB İtfaiye Daire Başkanı Remzi Albayrak’tan konuyla ilgili bilgileri alan İmamoğlu, gazeteciler aracılığıyla da kamuoyuna şu bilgilendirmelerde bulundu:  

“RUHSATLI YAPININ ÜZERİNE KAÇAK BİNA YAPILMIŞ”“RUHSATLI YAPININ ÜZERİNE KAÇAK BİNA YAPILMIŞ”

“Bina, 1988 ruhsatlı. Altında iş yeri olan, üstünde konut olarak kullanılan bir bina. Tabii ne yazık ki, 2 kata yakın diyebileceğimiz, böyle 1,5 kat gibi bir kaçak bina yapılmış ruhsatlı yapının üzerine. Belediyenin kayıtlarında, Küçükçekmece Belediye Başkanımızla da istişaresini yaptık, herhangi bir şikayet, ihbar vesaire yok. Ama ne yazık ki kaçak bina yükü de olan bir yapı. 1988 yılı olunca da o günün inşaat tekniğiyle ilgili zaten artık bütün kamuoyu, ne kadar sıkıntılı yapıların yapıldığına dair yeterince bilgi sahibi. Ama orada da zaten kolon veya kiriş yapısını gördüğünüzde 80’li, 70’li yılların binalarının birçoğunda, ne kadar niteliksiz bir işçilik ve malzeme kullanıldığı da ortaya çıkıyor. Ne yazık ki bina, kendiliğinden sabah 08.40 sıralarında yıkılıyor ve 9 insanımız burada göçük altında kalıyor. Birini ne yazık ki kaybettik. 8 vatandaşımızın 2’si ağır yaralı. Ama diğerleri, daha az yaralanmayla kurtulmuş durumda.”

“KOMŞU BİNALARLA İLGİLİ BOŞALTMA İŞLEMLERİ YAPILDI”

“Şu an tetkiklerimiz devam ediyor. Yakındaki komşu binalarla ilgili de boşaltma işlemleri yapıldı. Hem Küçükçekmece Belediyemiz burada hem bizim ekiplerimiz burada. Az önce de Sayın Kaymakamımız ve Sayın Valimizle istişaremizi yaptık. Olabildiğince hızlı ve pratik bir biçimde, yakın çevresini de içine alan bir şekliyle, Küçükçekmece Belediyemiz ve Büyükşehir Belediyemizin ekipleri bugün bir araya gelerek; ‘o bölgede tarama yapılmış alan var mı, yapılmamışsa hızlıca nasıl yaparız’ diye, bugün itibariyle eyleme geçecek. Ve olabildiğince hızlı bir şekilde, yakın çevre binalarının da fiziki durumları gözden geçirilerek, gerekli işlemler yapılması noktasında kaymakamlığımız ve valiliğimizin de desteğiyle sıkı bir biçimde süreç takip edilecek.”

“MESELENİN ÇÖZÜMÜ HEP BİRLİKTE OLABİLMEKTİR”“MESELENİN ÇÖZÜMÜ HEP BİRLİKTE OLABİLMEKTİR”​​​​​​​

“Günün sonunda deprem meselesi konusunda, bizim kapımızda bekleyen ve gününü, saatini saniyesini bile hesaplayamadığımız bir durumdayız. İstanbul'umuzun bu meselesi, önemli bir meseledir. Bu meselenin çözümü de hep birlikte olabilmektir. Tek elden ve güçlü bir şekilde iradeyi ortaya koyan bir anlayışla, süreci yönetebilmekten geçmektedir. Bu noktada daha önce de Şehircilik Bakanlığımızla görüşmelerimizde bunu beyan etmiştik. Gerçekten bunun ilçe belediyesi, büyükşehir belediyesi, kaymakamlığı, valiliği diye bir kavram ya da ayrım yok. Tek başına ve bütün şekliyle irdelenmeli ve bir arada güçlü bir başkanlıkla, güçlü bir yapıyla -İstanbul özelinde bunu söylüyorum, Marmara'ya da bir ölçü genişletilebilir- orada hızlı kararların alındığı, hızlı aksiyonların alındığı, finansmanından sigortacılığına, bütün sektörlerin de içine katıldığı -inşaat sektörü, yapı sektörü- bir biçimde yapılacak bir yapılanmayı, biz, sonuna kadar destekleyeceğimizi, kanuni altyapısının da müşterek bir biçimde olgunlaştığına, bunu da sonuna kadar destekleyeceğimizi hem mevcut Şehircilik Bakanımıza hem daha önceki şehircilik bakanına iletmiş idim.”

“İSTANBUL'UN BÖYLE BİR ÇÖZÜM YOLCULUĞUYLA BAŞARIYA KAVUŞABİLECEĞİNE İNANIYORUM”

“Ben hala İstanbul'un böyle bir çözüm yolculuğuyla başarıya kavuşabileceğine inanıyorum. Elbette her kurum, elinden gelen her şeyi yapıyor. Her kurum… Hiç kimseyi aşağıda tutmuyorum. Büyükşehir, ilçe belediyelerinin tamamı, bakanlık, TOKİ, KİPTAŞ, diğer kurumlar… Ama bütüncül olduğu ve bütüncül şekliyle yönetildiği, finansmanından diğer hususlara kadar güçlü bir şekilde ele alındığı, kanuni altyapısının güçlü bir şekilde tariflendiği bir ortamda çözüm mümkün. Aksi takdirde işte mahkeme kararı, iptaller, şunlar, bunlar vesaire bir sürü hikaye anlatabiliriz… Ama meseleyi lütfen bu odağı taşıyalım. Siyaset üstüdür, partiler üstüdür. Öyle bir kurulun, öyle bir başkanlığın da siyaset üstü kurulmasının zemini olgunlaştırılabilir. Herkes oradan buradan konuşmaz. Tek salonda, tek mecliste, tek konseyde konuşur ve karar alırlar. İstanbul Deprem Başkanlığı, İstanbul Deprem Konseyi… Adı her neyse, konulabilir. Çözüm buradan geçmektedir.”

“HERKESİN EMEĞİNE SAĞLIK, AMA YETMİYOR İSTANBUL'DA”“HERKESİN EMEĞİNE SAĞLIK, AMA YETMİYOR İSTANBUL'DA”​​​​​​​

“Ben yine bu çağrımı yineliyorum. Elbette herkes emek veriyor. Herkesin emeğine sağlık ama yetmiyor İstanbul'da. Hala bina sayısı, sıkıntılı bina sayısı yüksek. Ve baktığımızda bu hızla gidersek, biz 40-50 yılda bunu bitiremeyiz. Ama depremin riski, her geçen gün daha da artıyor. Meseleyi böyle bir şekilde çözüme kavuşturmamızı, bu vesileyle tekrar sizin vasıtanızla duyurmuş olayım. Biz öyle bir oluşumun, öyle bir sürecin neferi oluruz. Yine bakanlık bu işin amiri ve koordinatörü olur. Her birimiz orada bu işin paydaşı oluruz ve bu işi birlikte çözeriz, diye duyurumu yapmak isterim. Tekrar hayatını kaybeden… Bu arada Türkmenistan vatandaşı. Allah'tan rahmet diliyoruz. Kalan ve yaralı olanlara acil şifalar diliyoruz. Arkadaşlarım farklı hastanelerden süreçleri takip ediyorlar. Burada itfaiye başta olmak üzere; zabıtamız, AFAD, diğer birimler hepsi el ele, kol kola bir çalışmayla süreci toparladılar. Hepsinin emeğine sağlık.”

Kaynak: BÜLTEN