İzmir'de yemek ve yiyecek fiyatlarındaki hızlı artış, dışarda yemek yemenin lüks haline gelmesine yol açtı. İzmir Lokantacılar Odası ve Esnaf Başkanı Doğan Kılıç, esnafın karşılaştığı zorluklar hakkında açıklama yaptı.
‘’Daha zor günler yaşayacağız’’
Doğan Kılıç, “Esnafın en büyük zorlukla karşılaştığı konu kiralar, elektrik, doğalgaz ve su fiyatları. Doğalgaza %37, elektriğe %40 suya ise %45 zam geldi. Yetiştirilmiş personel bulmak da çok zor. Bugün 1 kg limon 80 TL, İzmir’de kendi yetiştirdiğimiz domatesi bile 30 TL’ye alıyoruz. Fiyatların aşırı derecede yüksek olması zaten işlerimizi zorlaştırdı. İzmir’in yaz sıcağı da işlerimizin durması noktasına getirdi. Esnafın işi daha zor. Daha zor günler de yaşayacağız” dedi.
‘’Bizi en çok yoran vergi adaletsizliği’’
Esnafın devlet ve belediyeden aldığı desteklerin yetersiz olduğuna dikkat çeken Kılıç, “Devlet bırak bize yardım yapmayı. Alacağı vergilere de zam yaptı. Maliyetler daha çok yükseldi. Bizi en çok yoran vergi adaletsizliği. %1 KDV ile aldığımız ürünler %10 bizden çıkıyor. Bunda biz düzenleme istiyoruz. Esnaf kredisi kullanıyoruz. Esnaf kredi faizleri yükseldi. Bu bizi zora soktu. Süre 5 yıldan 3 yıla indi. Esnaf her konuda daha çok sık boğaza girdi. Öyle bir dar boğazdayız ki. İnşallah bunu zararsız atlatırız” şeklinde konuştu.
Kapanan işletmelerin sayısının açanlardan fazla olduğunu belirten Kılıç, “Ay sonunda işletmesini kapatan esnaf 10-15 adet. Ekonominin dar boğazlığından dolayı, işletmesini kapatan esnaf, açandan daha fazla. Ayrıca, online sipariş platformlarının yüksek komisyon oranlarını eleştirerek, “Getir ve Yemek Sepeti gibi şirketlere %45 komisyon veriyoruz. 100 TL’lik ürünün 45 TL’sini bu şirketlere veriyoruz. Bana göre müşterilerimiz dükkanlarımıza gelirse hem müşterilerimiz fahiş fiyatta para ödemez, hem de biz kazanmış oluruz. Bu şirketler komisyonu kendi kazanmıyor ki, müşterisine yansıtıyor. Olan dar gelirliye, vatandaşa esnafa oluyor” dedi.
‘’Yapılan yardımlar umumi halka açılmamalı’’
Belediyelerin sosyal yardım projesini eleştiren Kılıç, “Belediyeler kendi kent lokantasını açarak vatandaşına destek oluyor. Ben belediyeyi sosyal sorumluluk projesi olduğu için destekliyorum. Ama verilmesi gereken insanlara hizmeti vermiyor. Bu hizmeti gerçekten ihtiyacı olanlara vermesi lazım. Örnek veriyorum, Karstan gelen öğrencimiz var, bu öğrencimizin babası köylü vatandaşı. Babası buna harçlık veremiyor. Bu vatandaş yurt parası mı versin, harçlık parası mı versin? Bunu bu öğrencilere ver, bu öğrencilere destek ol. Öğrenciler bizim geleceğimiz. Emekli artık bizden yemek yiyemez oldu. Engelli vatandaşımız, aldığı maaş ile geçinemiyor. Bunların ihtiyaçları var. Bunu umumi halka açarsan bu iş olmaz, küçük esnafı bitirirsin. Bir tarafa iyilik yapayım derken bir tarafı da batırırsın’’ diyerek sözlerini noktaladı.
