Olay, 15 Ağustos'ta Manisa'nın Akhisar ilçesi Paşa Mahallesi'nde Şehit Teğmen Tahir Ün Caddesi'nde yaşandı. 37 yaşındaki Yılmaz Akman, dini nikahla birlikte yaşadığı 5,5 haftalık hamile Sude Naz A.'yı köye gitmeye ikna edemeyince sokak ortasında darp etmeye başladı. Akman, genç kadını yumruk darbeleriyle yere düşürdü ve yerdeyken başına vurmayı sürdürdü. Ardından eline geçirdiği metal bir fırça sapıyla vurmaya devam etti. Bu anlara çiftin 3 yaşındaki oğlu da şahit oldu. Çevredeki insanlar ise Akman'ın saldırısını bir süre sessizce izledi.
"Abi hamileyim, imdat" diye çığlıklar attı
Yılmaz Akman'a müdahale etmek isteyen bir genç, Akman’ın "Bırak lan" diye bağırması üzerine geri çekildi. Ancak Sude Naz A.'nın "Abi hamileyim, imdat" diye yardım çağrısı yapması üzerine, yoldan geçen bir kişi müdahale etmeye çalıştı. Bu kişi ve çevredeki esnaflar Akman'ı durdurarak genç kadını kurtardı. Sonrasında, çevredeki insanlar Akman'ı darp etmeye başladı. Olay yerine gelen polis ekipleri, kalabalığın elinden Yılmaz Akman'ı alarak gözaltına aldı. Bu anlar bir vatandaş tarafından cep telefonuyla kaydedildi. Sude Naz A. ise hastaneye kaldırıldı.
Yılmaz Akman, Akhisar İlçe Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemlerinin ardından bir gün sonra adliyeye sevk edildi ve çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Hastanede başına üç dikiş atılan ve durumu iyi olduğu belirtilen Sude Naz A. ise tedavisinin ardından taburcu edildi.
Manisa Valiliği tarafından yapılan açıklamada, Sude Naz A.'nın koruma altına alındığı belirtildi. Genç kadının şikayetçi olduğu dini nikahlı eşi Yılmaz Akman'ın suç dosyasının oldukça kabarık olduğu ortaya çıktı. 18 farklı suç kaydı bulunan Akman’ın, haftanın üç günü adli kontrol için imza vermeye gittiği öğrenildi. Polisteki ifadesinde, "Sude Naz dini nikahlı eşim. Benden ayrılmak istedi ve uzun zamandır da ayrıyız. O gün kardeşimle birlikte otomobille gidip, köye götürmek için ikna etmeye çalıştım. Baştan kabul etti ve otomobile bindi. Daha sonra otomobilden inerek, 'Beni kurtarın' diye bağırmaya başlayınca sinirlendim ve yumruk attım. Birinin elindeki sopayı alarak dövmeyi sürdürdüm. Suçumu inkar etmiyorum ve kabulleniyorum" dedi.
"Cezaevinden çıkar da bize bir şey yapar diye çok korkuyorum"
Olay günü yaşadıklarını anlatan Sude Naz A., "Annemi hiç görmedim. Beni halam büyüttü. 3 yıl önce de babamı kaybettim. O yüzden genç yaşta Yılmaz'a inandım ve güvendim. Daha önce de bana çok kez şiddet uyguladı ancak çocuğumuz var diye her seferinde göz yumdum. Çok fazla alkol ve diğer maddeler kullanıyordu. Bana da kullanmayacağına dair söz vermişti. Sözünü tutmayınca, kendisinden ayrıldım. Olaydan 3 gün önce kendisini telefondan ve her yerden engelledim. Eve gelmek istedi. Eve de almadım. Olay günü çarşıya oğluma kıyafet, kendime de şahsi temizlik ürünleri almaya çıktım. Elimde poşetlerle yürüyordum. Yılmaz meğerse beni takip ediyormuş. Oğlum gördüğü anda 'Baba' diye bağırıp, yanına doğru koştu. Ben de çocuğuma araba çarpmasın diye peşinden gittim. Eğer çocuğum babasına koşmasaydı belki de bizi göremeyecekti. O sırada Yılmaz yanıma gelerek, köye götürmeye çalıştı. Gitmek istemeyince beni yumruklamaya başladı. Yere düştüm, elimdeki poşetler sağa sola fırladı. Dayak yediğim sırada 'Abi hamileyim imdat' diye yardım istedim ama kimse yardım etmedi. Herkes uzun süre dayak yememi izledi. Yediğim dayaktan çok, çocuğumun gözü önünde olayın gerçekleşmesine ve onun o an yaşadıklarına üzüldüm. 16 yaşında hamile kaldım. Babamın emekli maaşı almak için resmi nikah kıyılmasını ben istemedim. Çünkü Yılmaz çalışmadığı için çocuğuma bakamaz, geçinemeyiz diye korkuyordum. 5,5 haftalıkta hamileyim, çocuğumu aldıracağım" diye anlattı.
Sude Naz A., yaşadıkları nedeniyle Yılmaz Akman’ın en ağır cezayı almasını ve cezaevinden çıkmamasını istediğini belirterek, "Cezaevinden çıkar da bize bir şey yapar diye çok korkuyorum" dedi.
"Bir kadının o şekilde şiddet görmesine çok üzüldüm"
Olayın yaşandığı çay ocağının işletmecisi Emel Toptan (46), "Tartışarak geldiler, kadın adama hakaret ve küfrediyordu. Ondan sonra adam ona saldırdı. Kimse bir şey yapamadı, evli olduklarını düşündükleri için. Herkes çekiniyordu. Onlar barışır, sonra biz kötü oluruz diye düşünüyorlardı sanırım. Ben de zaten erkek gücüne karşı bir şey yapamazdım. Ancak, bir kadının o şekilde şiddet görmesine çok üzüldüm" diye konuştu.