Son Mühür / Merve Turan - Meme kanseri tedavisinde son yıllarda önemli gelişmeler yaşanıyor. Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Rüçhan Uslu, yeni nesil tedavi yöntemlerinin başarılı sonuçlar verdiğini ve kemoterapi kullanımının belirgin şekilde azaldığını belirtti ve “Bazı meme kanseri kanserinde vazgeçilmez bir seçenek olan kemoterapi, iyi ve kötü hücre ayrımı yapamadığı için tümör hücreleriyle birlikte saç, sindirim sistemi ve kemik iliği hücrelerini de yok edebiliyor. Bu da saç dökülmesi, mide bulantısı, kusma, kabızlık, ishal, ağız yaraları, kan değerlerinin düşmesi gibi yan etkilere neden olabiliyor” dedi.
Hedefe yönelik tedaviler öne çıkıyor
Prof. Dr. Rüçhan Uslu, kemoterapiye alternatif olarak geliştirilen hedefe yönelik tedavilerin tek bir ilaçtan ibaret olmadığını, meme kanseri için onlarca farklı akıllı ilaç seçeneğinin bulunduğunu vurguladı. Ayrıca Rüçhan Uslu, her hastanın tümör yapısı farklı olduğu için uygulanacak tedavinin de buna göre belirlendiğini ekledi.
Bağışıklık sistemini güçlendiren “İmmünoterapi”
İmmünoterapinin akıllı ilaçlardan farklı olarak, doğrudan kanser hücrelerini değil, bağışıklık sistemini harekete geçirdiğini dile getiren Rüçhan Uslu, “Amaç, vücudun kendi bağışıklık sistemini kullanarak tümörü yok etmek. Ancak bu tedavi yöntemi, tiroid, akciğer ve bağırsaklar üzerinde ciddi yan etkilere yol açabiliyor” ifadelerini kullandı.
Hormon tedavisiyle tümör geri çekilebiliyor
Hormon tedavisinin, tümör hücrelerinin büyümesi için ihtiyaç duyduğu hormonları baskılayarak etkili olduğunu söyleyen Uslu, “Bu tedavi, kadınlarda östrojen, erkeklerde ise testosteron hormonunun ilaç veya iğne yoluyla baskılanması esasına dayanır. Hücreler hormonsuz kaldığında ölür ve tümör geriler ya da tamamen yok olur. Kemoterapi veya immünoterapi gibi ciddi yan etkileri yoktur. Özellikle meme ve prostat kanseri tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır” dedi.
Bireyselleştirilmiş tedavi planlarının önemi
Kanser tedavisinde her hastanın genetik yapısına ve hastalığın seyrine göre farklı yöntemlerin kombine edilebildiğini belirten Rüçhan Uslu, tek bir tedavi yöntemi yerine, hastanın durumuna özel bir plan oluşturularak en iyi sonuçlar elde edilebildiğini belirtti.