Menopoz, kadınların hayatında önemli bir dönemeç olup genellikle 45 yaş sonrasında görülür. Bu sürecin etrafında pek çok yanlış bilgi ve mit dolaşmaktadır. Prof. Dr. Hüsnü Görgen, menopoz hakkında doğru bilgi edinmenin önemine vurgu yaparak, yaygın yanlış anlamaları açıklığa kavuşturmak gerektiğine dikkat çekerken ayrıca yapılan ve sanılan yanlışları vurguladı.
Menopoz yaşı geciktirilebilir mi?
Prof. Dr. Hüsnü Görgen, menopozun yaşının geciktirilmesinin mümkün olmadığını belirtti. “Toplumda menopoz hakkında yanlış bilgilere sahip pek çok kadının, bu süreci geciktirmek ya da yaşamamak için aklına gelen ilk cümle, ‘menopoza girmek istemiyorum’ oluyor. Oysa bu mümkün değil!” diyor. Menopoz, kadınların doğuştan sahip oldukları yumurtalık rezervinin azalması ile başlar ve bu rezervi geri getirmek ya da süreci ertelemek mümkün değildir. Ancak östrojen ve progesteron hormonları dışardan takviye edilebilir." dedi.
Menopoz yaşlılık mıdır?
Prof. Dr. Görgen, menopozun yaşlılık belirtisi olmadığına dikkat çekiyor: “Menopoz bir yaşlılık belirtisi değildir, nedeni basit; insan ömrü uzuyor. Kadınlar yaşamlarının yaklaşık yarısını menopoz sonrası dönemde yaşıyor.” Kadınlar bu dönemde, uygun tedavi ve düzenli kontrollerle yaşam kalitesini artırabilirler.
Menopozda cinsellik biter mi?
Prof. Dr. Görgen “En sık rastlanan korkulardan biri bu; ‘cinsel hayat bitecek’. Oysa menopozda cinsellik bitmiyor,” diye ifade ederken, Menopozda cinsel yaşamın aktif ve zevkli olabileceğini belirten Prof. Dr. Görgen, cinsel ilişki sırasında yaşanabilecek sorunların (kuruluk, vajinal daralma vb.) tedavi edilebileceğini vurguluyor.
Hormon Kullanımı Gerekli Mi?
Prof. Dr. Görgen, hormon kullanımının her kadın için uygun olmayabileceğini belirtiyor: “Menopozda hormon kullanımı, her kadın için uygun olmayabiliyor. Özellikle meme kanseri riski yüksek olan ve kalp hastası kadınlarda hormon tedavisi riskli olabileceğinden doktor kontrolünde alternatif tedaviler uygulanıyor.” Vajinal kuruluk gibi durumlarda östrojen tedavisi uzun yıllar boyunca kullanılabilir.
Menopoz kadınlığın sonu mudur?
Kadınlık algısının yalnızca fizyolojik değil, sosyal ve psikolojik yönleri de olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Görgen, “Menopoz kadının sadece yumurta rezervinin bitmesi ve buna bağlı olarak östrojen hormonunun eksikliğidir. Bu süreçte, kadın sadece çocuk doğurma imkanını kaybediyor. Doğurganlık dışında, kadınlar cinsellik de dahil her türlü kadınlık fonksiyonlarını yerine getirebiliyorlar,” diyor.
Erken Menopozda Hormon Kullanımı Gereksiz Mi?
Prof. Dr. Görgen, erken menopozda hormon kullanımının gerekli olabileceğini ifade ediyor: “Erken menopoz 40 yaşından önce adetin kesilmesi anlamına geliyor, ancak buna ‘menopoz’ dememek gerekiyor. Nasıl ki tiroit bezi çalışmadığında tiroit hormonu veriliyorsa, 40 yaşından önce yumurtalık fonksiyonları duran kadınlara da doğal menopoz yaşına kadar östrojen takviye ediliyor.”
Menopoz Kilo Alımına Neden Olur Mu?
Prof. Dr. Görgen, menopozun kilo alımına neden olmadığını belirtiyor: “Östrojen eksikliğinin şişmanlıkla doğrudan ilişkisi bulunmuyor. Menopoza giren bir kadın dengeli beslenerek ve kalori hesabını iyi tutarak kilosuna dikkat ederse, sporunu yaparsa daha az sorun yaşıyor.” Egzersiz, hem kemik sağlığını destekler hem de kilo kontrolünü sağlar.
Jinekolojik Muayene Gerekli Mi?
Prof. Dr. Görgen, düzenli jinekolojik muayenelerin önemini vurguluyor: “Düzenli jinekolojik muayene hayatın her döneminde önemini koruyor. Çünkü, bu dönemde sadece menopozla ilgili şikayetler değil, aynı zamanda jinekolojik pek çok hastalık da erkenden saptanabiliyor.”
Kadınlar Anneleriyle Aynı Yaşta Menopoza Girerler Mi?
Menopoz yaşının genetik faktörlerle etkilenebileceğini ancak bunun mutlak bir kural olmadığını belirten Prof. Dr. Görgen, “Zaman zaman menopoza girme yaşında anne ile kızı arasında uyum olsa da, bu mutlak bir kural değildir,” diyor. Kilo, sigara ve alkol kullanımı, sağlık durumu gibi birçok faktör menopoz yaşını etkileyebilir.
Menopozda Kirli Kan Atılmadığı İçin Endişe Edilmeli Mi?
Prof. Dr. Görgen, menopoz döneminde kanamanın olmamasının doğal bir durum olduğunu ifade ediyor: “Adet, rahim içi dokusunun yumurtalıklardan salgılanan hormonlarla kalınlaşarak her ay gebelik için hazırlanması anlamına geliyor; gebe kalınmazsa rahim içi dokusu adet kanaması ile atılıyor, yenisi için tekrar kalınlaşıyor. Menopoz sonrası yumurtalıklar hormon salgılamadıkları için adet kanaması da olmuyor. Dolayısıyla menopoz döneminde kanamanın olmaması doğal bir sonuçtur ve endişe edilmemelidir.”
Menopozun doğru bir şekilde anlaşılması, bu dönemi daha sağlıklı ve rahat geçirebilmek için kritik öneme sahiptir. Prof. Dr. Hüsnü Görgen'in açıklamaları, menopoz sürecine dair doğru bilgi edinilmesinin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
