ALPER TEMİZ - Yabancı uyruklu işçiler üzerinden ucuz emek gücü yaratma faaliyetinin önüne geçilebilmesi için uygulanmaya başlayan yabancı işçi çalıştırma mevzuatının, ucuz emek gücünün önünü açtığı kaydedildi. Mevzuatta, yurt dışından getirilecek olan yabancı uyruklu işçilerin alanında nitelikli ve tecrübeli olması, bununla birlikte Türkiye'de çalıştırılacak bu işçilerin asgari ücretin yüzde 50 üstü ücretten daha aşağıda çalıştırılamayacağı koşulu yer alıyor. Ancak yürürlükteki bu mevzuat ucuz ve niteliksiz emek gücünün önüne geçilebilmesi nedeniyle uygulamaya konulsa da, ucuz ve niteliksiz emek gücünün artışına engel olamadığı, mevzuata uyulmadığı ve asgari ücret üstü ücretin büyük bir kısmına yine dayı başı yöntemiyle el konulduğu dile getirildi. DİSK Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Sekreteri Ali Çeltek, "Hiçbir şeyin önünde engel yok. Türkiye ucuz emek cenneti haline getirildi" dedi.
"SGK'ya gidecek paranın daha azı..."
"Manisa'da bir termoklima fabrikasında kayıt dışı işçilerin çalıştırıldığını öğrendik ve duruma derhal müdahil olduk" diyen Çeltek, "Fabrikada örgütlenmeye çalıştık başarılı da olduk ancak işçilerde işten çıkarılma korkusu ölüm korkusunu geçmiş durumda. Örgütlenme yerli işçiler üzerinden arttıkça, haksız hukuksuz işten çıkarılmalar da başlıyor. Klasik Türkiye tablosu ancak şöyle bir detay var; yeni yeni palazlanılan alan yabancı işçiler. 202 yılında dayı başı dediğimiz sistemin halen işliyor oluşu, bunun yabancı işçiler üzerinden de aktif bir şekilde çalışıyor oluşu yerli işçilerin gücünü kırdı. Mesela yerli işçiler sendikalaştıkça işten çıkartılabiliyor. Diğer ihtimalle kayıt dışı çalıştırılıyor ya da bir diğer ihtimalle işten atılma endişesi nedeniyle sendikalaşamıyor. Manisa örneğinde metal iş etkinliğini artırdıkça işten çıkarımlar başladı. Birçok fabrika sendikalaşmaya zaten karşıdır ancak artık şu şekilde bir çözüm yöntemi bulmuşlar; Afganistanlılardan Suriyelilerden oluşan işçiler, yurt dışından gelmiş nitelikli işçiler gibi fabrikalara bölge bölge dağıtılıyor.