ALPER TEMİZ - Muğla’nın Deştin Köyü'nde çevre savunucuları ve köylüler, bölgede kurulması planlanan entegre çimento fabrikası ve hammadde ocaklarına karşı açtıkları davaları kazanarak projeye yargı engeli koymuştu. Ancak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, iptal edilen ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) raporlarını bir genelgeyi öne sürerek yeniden gündeme aldı. Çevreye ve yargı kararlarına karşı çimento şirketlerinin çıkarları doğrultusunda adımlar atılması, bölge halkında ve çevre savunucularında tepkilere yol açtı. Deştinli öğretmen Mehmet Uyan, "Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yargı kararlarına uymalı ve 2009/7 genelgesini bahane ederek devam ettirdiği ÇED sürecini sonlandırmalıdır" diyerek açıklamalarda bulundu. Uyan, "Bakanlık 2006 yılından bu yana havamızı, suyumuzu ve toprağımızı korumak yerine, bir Ekolojik Yıkım Projesi olan Entegre Çimento Fabrikası ve Hammadde Ocakları Projesine desteğini sürdürüyor" dedi.

Projeyle birlikte 36 bin dönümlük orman ve tarım alanının yok edilmesinin planlandığını belirten Uyan, "Deştin köylülerinin açtığı dava sonucu ilk ÇED iptal edildi ve topraklarımız kurtuldu" ifadelerini kullandı. Ancak Bakanlık, bu iptal kararını görmezden gelerek, 2014 yılında hazırlanan ikinci ÇED raporuna da onay verdi.

20241125 144042
“Yargı kararlarına rağmen çimento için mücadele!”

Mehmet Uyan, 2020 yılında çimento şirketinin el değiştirmesiyle yıkım projesinin yeniden gündeme geldiğini vurguladı. Uyan, "2022'de köylüler ve çevre örgütleri tarafından açılan dava sonucunda ikinci ÇED de iptal edildi ve bu karar Danıştay tarafından onandı. Ancak Çevre Bakanlığı, iptal edilen ikinci ÇED’i 2009/7 genelgesi kapsamında yeniden değerlendirmeye alacağını bildirdi" diyerek sürecin hukuksuzluğuna dikkat çekti.
Uyan ayrıca, 28 Kasım 2024’te Çevre Bakanlığı'nda projeye yönelik bir inceleme değerlendirme komisyonu toplantısının yapılacağını ifade ederek, doğayı koruma mücadelesi veren çevrecilerin çimento şirketlerinin karalama kampanyalarına maruz kaldığını söyledi. "Bizler Deştin Çevre Platformu, Bayır Çevre Komitesi ve Muğla Çevre Platformu Menteşe Meclisi olarak mücadelemizi sürdüreceğiz. Deştin Çayı özgür akacak" diye konuştu.

Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün tepki çeken tutumu

Aynı mücadele içinde yer alan Gamze Çetinkaya ise Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün projeye verdiği desteğe tepki gösterdi. Çetinkaya, "Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, çimentocuların değil, köylünün yanında yer almalıdır" dedi. Çetinkaya, İl Müdürlüğü'nün, tarımsal kaynakları koruma görevini yerine getirmesi gerektiğini vurgulayarak, "Ancak kurum, entegre çimento fabrikası ve hammadde ocakları projesine, gerçekleri saklayarak destek olmaya devam ediyor" ifadelerini kullandı.
Çetinkaya, 3573 sayılı kanunun 20. maddesine atıfta bulunarak, zeytinlik alanların yakınında çimento fabrikası kurulmasının yasak olduğunu hatırlattı. Buna rağmen Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün bu yasayı göz ardı ettiğini belirterek, “Bu alanın çevresindeki verimli tarım arazileri, zeytinlikler hesaba katılmamıştır” dedi.
Muğla İl Tarım Müdürlüğü’nü görevini yapmaya davet eden Çetinkaya, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Kurum, havamızın, suyumuzun, toprağımızın zehirlenmemesi için tarım alanlarımızı, ormanlarımızı ve su kaynaklarımızı korumakla yükümlüdür. Köylülerin sağlığı için gerçekleri açıklamalıdır.”


Yargı kararları yok sayılıyor
Çevre savunucuları ve köylüler, projeye karşı açtıkları davaları kazanarak iptal kararları aldılarsa da, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, yargı kararlarını göz ardı etmeye devam ediyor. Projenin yeniden gündeme gelmesiyle birlikte çevreciler ve köylüler, doğayı korumak için bir kez daha mücadeleye çağrılıyor.

Muhabir: Alper Temiz