Sözcü'den Deniz Ayhan'ın haberine göre, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı'nın ABD'deki mal varlığının 90 milyon doları aştığı iddiaları gündeme bomba gibi düştü. Habere göre; Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı'nın ABD'deki mal varlığının 90 milyon doları aştığı iddia ediliyordu. Bu yatırımlar arasında milyon dolarlık kiralık villaları olan ve konukevi olarak işletilen otel de bulunuyordu. Diyanet'in ABD'de bulunan milyon dolarlık kiralık villaları ile konukevi olarak işletilen otel ise en dikkat çeken ayrıntı olmuştu.
3 bin kişilik ibadethane, 879 metrekarelik cami
Şirketleşen Diyanet-USA bünyesinde cemiyet binası, konuk evi, hamam, konferans salonu ve birçok Türk evi bulunuyor. Ayrıca merkezde, Türk mutfağından örnekler sunan bir restoran da mevcut. Merkezdeki 879 metrekarelik cami ise aynı anda 3 bin kişinin ibadet edebileceği kapasiteye sahip.
"Nedir bu Amerika merakı?"
Bu iddialar üzerine geçtiğimiz gün İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, konuya ilişkin olarak değerlendirmede bulunarak kamuoyunda yankı uyandıracak açıklamalara imza atmıştı. Çömez konuya ilişkin olarak, "Diyanet ABD’de yüzme havuzu, hamam, restoran, villa ve otellere milyon dolarlar harcamış. Nedir bu Amerika merakı?" diye sormuştu. İddialara bir eleştiri de Sözcü Yazarı Murat Muratoğlu'ndan geldi. Muratoğlu yorumcu olarak katıldığı bir programda iddialara karşı "Diyanet'in bütcesi 3 milyar dolar. O parayı şeytana versen, salavat getirir, tövbe eder." ifadelerini kullandı.
"3 milyar dolarla bırak cennete gitmeyi ülkeyi cennet yaparsın"
Muratoğlu'nun açıklamalarından en dikkat çeken detaylar şöyle: "Diyanetin bütçesi sene başı rakamları ile birlikte 3 milyar dolar. O parayı şeytana versen salavat getirir, tövbe eder. 3 milyar dolarla bırak cennete gitmeyi ülkeyi cennet yaparsın arkadaş. Veriyorsun bitmiyor, yetmiyor her yıl temmuz ayında ek bütçe istiyorlar. Bir adam yaklaşır; 'Kusurabakmayın, yanlış anlamayın ama ben dilenci değilim. Yol parası!' diye. Tam ona benziyor 'Yanlış anlamayın dilenci değilim bana bir araba verin!' Bodrum'un çok güzel bir plajı vardır Camel Beach diye. Eski bütün yatlar oraya gider, bütün yatların rotasında orası vardır. Diyanet oraya bir külliye gibi bir şey yaptı. Diyanet neden deniz kenarına, gidip de en güzel yere bütün manzaraya hakim koskoca bir saray yapar? Adı da saray değil 'külliye!' Niyeyse?"
