İstanbul depremiyle ilgili Naci Görür uyarılarda bulunmaya devam ediyor. Naci Görür, Olası İstanbul depremiyle ilgili uyarılarda bulundu. İstanbul'un en tehlikeli ve en güvenilir yerleri hakkında açıklamalarda bulundu.

onedio  sitesinin derlediği habere göre; Naci Görür, Kafa TV'ye konuk oldu ve burada önemli açıklamalarda bulundu.

“Yapılan bir çalışmada 99 depreminden sonra 30 sene içinde (+/- 15 sene) deprem olabilir deniyor. Neden kentsel dönüşüm en çok bağdat Caddesi’nde oldu. Herkeste rant olduğu için. Çünkü en tehlikeli yer Bağdat Caddesi değil. Eğer sen İstanbul’u depreme hazırlayacaksan ilk andan itibaren eski İstanbul (tarihi yarımada), Büyükçekmece, Küçükçekmece sahil kesiminden başlayacaksın. Oralar tehlikeli.”

“Sahil yolu için özel doldurulmuş yerler ile gerçek sahil olan yerler çok dirençli yerler değil. Zaten beklediğimiz depremde Asya yakasının sahil şeridi bir noktada Avrupa Yakası’nın sahil şeridi gibi davranıyor. Oralar deprem açısından daha riskli.”

“Gebze’den başlıyor, Kadıköy’e kadar gel. Orada normal plaj olan sahil kesimi veya çeşitli amaçla doldurulan yerler depremde en fazla etkilenecek yerler arasındadır.”

“O bölgeden deprem şiddeti kafadan 9.0. Sahilden 10 km yukarı çıkın o bandı göz önüne alın.Bizim boğazda bir çok yerde tsunami yüksekliği 2 metreyi geçer. Avrupa yakasında boğaz yakın yerlerde bazı yerlerde 6 metreye kadar çıkabiliyor.”

“Ataşehir’de bir vadi var. Orada zemin iyi değil. Oradan uzak yerlerde zemin iyi. 20 katlı bina yapan adam herhalde deli değil herhalde, ona göre temel sistemini seçmiştir. Sağlam kayalar genelde Asya’da var. Avrupa yakasının belirli alanına var. Diğer yerlerde genç kayalar var. Bunlar genelde kumlu, çakıllı kayalar. Bunlarda litolojik olarak zayıf olduğu için içinde de genelde su olduğundan deprem sırasında genel olarak sıvılaşmaya neden oluyorlar.”

“Boğazın hemen batısında Sarıyer tarafında İstinye vs. Oralarda sağlam kayalar var.”

“Taksim’in zemin yapısında eski kayalar var bazı yelerde genç örtüler var. Onların dışında Çekmece gibi tehlikeli değil.”

Editör: Sadık Şimşek