Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın kim ya da kimler tarafından öldürüldüğüyle ilgili soruşturma devam ederken, dikkatler ailenin üzerine çevrilmiş durumda. Medyaya yansıyan çelişkili ifadeler dikkat çekerken, gözler bir yandan da Tavşantepe'deki köylüler üzerinde yoğunlaşmış durumda. Narin'in cansız bedeni uzun süren aramaların ardından bulundu, ancak katil veya katillerinin kim olduğu henüz belirlenmiş değil. Soruşturma kapsamında amca, anne, ağabey ve itirafçının da aralarında bulunduğu toplam 10 kişi tutuklandı. Aile üyelerinin verdikleri çelişkili ifadeler de dikkat çekti. Narin'in kaybolduğu ilk günden itibaren ekipler Diyarbakır'ın Tavşantepe köyünde adeta bir kamp kurarken, köydeki sessizlik de büyük bir merak uyandırdı.
Köyle ilgili korkunç iddialar
Soruşturma ekiplerinin çalışmaları devam ederken, Tavşantepe köylüleriyle ilgili ortaya çıkan yeni detaylar dikkat çekti. Gazeteci Hande Fırat, Hürriyet Gazetesi'ndeki yazısında Narin'in nasıl öldürüldüğüne dair soruşturmanın detaylarını paylaşırken, küçük bir alanda Narin'in cenazesinin bulunmasının neden bu kadar uzun sürdüğünü açıkladı. Neredeyse herkesin akraba olduğu köyde, cinayetle ilgili hiç kimsenin bir şey görmemiş olması hayatın olağan akışına aykırı bir durum yaratırken, köylülerin ifadelerinde benzer cümleler kullanmaları "Birilerini mi koruyorlar? Sessizlik yemini mi ettiler?" sorularını gündeme getirdi. Fırat, köylülerin 19 gün boyunca sahte ihbarlarda bulunduğunu belirterek, "Böylece soruşturmayı yanlış yönlendiriyorlar ve ardından sim kartlarını atıyorlar" dedi. Köylülerin Narin'in kaybolmasının hemen ardından evlerine kamera taktırıp nöbet tutmalarının, bölgedeki gazeteciler ve ekipler tarafından şaşkınlıkla karşılandığını ifade eden Fırat, bu durumun "Narin'in öldürüldüğünü biliyorlardı ve cesedin evlerinin yakınlarına bırakılmasını engellemek için bu tedbirleri aldılar" şeklinde yorumlandığını belirtti.