SON MÜHÜR- GAMZE ESKİKÖY Neşe Tavcı Keçkin (25), 2 Kasım 2023'te İzmir'in Seferihisar ilçesinde boşanma davası açmak için gittiği adliye binasında eşi Alaattin Keçkin tarafından vahşice bıçaklanarak öldürüldü. Tavcı’nın adalet arayışında Bayraklı Adliyesi 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde üçüncü duruşma gerçekleştirildi.

Tanıklar duruşmada dinlendi 

Tanıklardan Akın Demir, "Olay anına şahit değilim. Silah sesi duymadım, sadece etrafta gürültü vardı" derken, Cumhuriyet Başsavcılığı yazı işleri müdürü Saadet Sevgi, "Gürültü üzerine aşağı indim. Maktülü yerde buldum ve sağlık müdahalesi yapmaya çalıştım. Annesi gözyaşları içindeydi" ifadelerini kullandı.

Tavcı’nın avukatı: "Sanığın hiçbir indirimden yararlanma ihtimali yoktur”

Tavcı ailesinin avukatı, sanığın haksız tahrik indirimi almaya çalıştığını öne sürerek şu açıklamalarda bulundu:

“Sanık ilk celsede hüngür hüngür ağlıyordu. Bir önceki celsede eşinin kendi yüzüne başkasıyla seks yaptığını söylediğini iddia ederek öldürdüğü eşine iftira atmaktan çekinmiyor. Haksız tahrik indiriminden yararlanmaya çalışıyor. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre Türkiye'de 2 milyon bipolar hastası var. Sanığın ifadesinde detaylı bir şekilde hatırlayarak olayı anlatıyor. Ayırt etme yoksunluğu yaşayan biri bu kadar titiz bir şekilde olayı anlatamaz. Sanığın hiçbir indirimden yararlanma ihtimali yoktur”

Sanık avukatı yeni taleplerde bulundu

Sanık Alaattin Keçkin’in avukatı ise görüntülerin yeniden incelenmesini ve olay yerindeki tanıkların tekrar dinlenmesini talep etti. Ayrıca, Keçkin’in askerlikten muaf tutulmasına neden olan bipolar bozukluğuna dair raporun mevcut olduğunu vurguladı.

Raporlar mahkemeye ulaşmadı duruşma ertelendi

Sanığın akıl sağlığı raporlarının mahkemeye ulaşmamış olması nedeniyle karar duruşması ertelendi. Dava, 25 Mart’ta yapılacak duruşmaya kadar uzatıldı. Sanığın tutukluluk hali ise devam edecek.

Ne olmuştu?

“Bizi bu seviyeye eşimin ailesi getirdi”

17 Kasım 2024 tarihinde ikinci duruşma gerçekleşmişti. Sanık Alaattin Keçkin, “'Mısır işi yapıyordum. Eşim bir gün evi terk etti geçen sene. Neden evi terk ettiğini bilmiyorum. Geçimsizliğimiz vardı. Ev istemişti. Evi tuttum, ailesinin yanına gitmişti. 1 ay geçti. Küçük çocuğumuz onun yanında büyük çocuğumuz benim yanımdaydı. Yaklaşık 3 ay ailesinde kaldı. Aramızda tartışma çıkmıyordu ama boşanalım dedim. Boşanmak istese boşanırdı. Beni eş geçiyordu. Ben boşanma davası açayım dedim, o 'ben açarım' dedi, 'tamam' dedim. Bizi bu seviyeye eşimin ailesi getirdi. Bir gün kızımı almaya gittim. Kızımı eve getirirken 'kerhane ne demek?' diye sordu. Annesi 'kerhaneye düşesin' demiş ona. Ben de bunu duyunca kayınpederin evine gidip kendime birkaç kesik attım, polisler geldi. Eşim, eşimin babası, abisi geldi. Polisler bana 'al bir yüzük barışın' dedi. Karıma tektaş yüzük aldım, kızımın doğum günü vardı, biz barıştık. Köyden eşimin ailesinin evine gittim. Eşimi telefonla arıyorum açmıyor. Kaynanamı aradım 'bir şey mi oldu', dedim. Bana, 'Neşe, İzmir'e hastaneye gitti' demişti.

“Bıçağın boyutuna bakmadım”

Teyzesinin kocasına gittim. Eşim beni telefonu açmadan teyzesinin kocası Aşkın telefonu açtı. Eşimin annesi aradı, 'neden Aşkın'ın evine gittin' dedi. 'Ben barıştım karımla' dedim. 'Sen karışamazsın, ben karışırım' dedi. Annesiyle küfürleştik. Neşe'ye 'İzmir'den gel boşanıyoruz, ne halin varsa gör, tek gel. Kalabalık gelme, benim başımı belaya sokma' dedim. Ailesi gelirse biliyorum kavga olacak. Eşim dinlemedi beni. Kayınpedere, 'Neşe'ye söyleyin, gelsin, boşanalım' dedim. Ne olur ne olmaz diye bıçak aldım. Bıçağı adliyenin orada karavanın dibine koydum. Amacım saldırmak değildi. Levent, eşim, annesi, babası vardı. Eşimin annesi önce geldi. Adliyenin bahçesine geldi. 'Neden tek gelmedin' dedim eşime. Annesi beni el işaretiyle çağırdı. Gitmek istemedim bir şey olacak diye… Kendimi izah ederken eşimin kardeşi söverek kafa attı. Çok kötü sövdü, kafam attı. Eşimi çok seviyorum fakat bana göğsüme vurarak 'dün başkasıyla seks yaptım, ne yapabileceksin' diyor. Bıçağa bile bakmadım küçük mü büyük mü diye. Bıçağı çıkarmayı hiç istemedim.

“Allah benim belam verseydi de öldürmeseydim”

Allah benim belam verseydi de gitmeseydim öldürmeseydim. Ben nasıl böyle bir şeyin içindeyim bilmiyorum. Saldırdım, gözüm hiçbir şeyi görmedi. Gözlerim tamamen karardı. Bir kere mi, iki kere mi, ne salladım bıçağı. Hayatım boyunca hiç böyle bir şey yapmadım. Karımın kardeşine salladım. Fazlasını hatırlamıyorum. Bahçenin içerisinde oldu. Polisler yaralanmış. Çok özür dilerim, onları da yaralamak istemezdim. Cinnet geçirmiştim. Yalan değil insanlara saldırdım. Adliyenin içine eşime koştum. Gözüm döndü. Kendimi hiç tutamadım. Bana bu iddianame geldi, polisleri yaraladığımı orada gördüm. Bıçağı kendim attım, almaya çalıştılar elimden. Onlar da yerden aldı bıçağı.' Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu adına davaya müdahil olan avukat Nevraz Zeliha Sığın 'Önceki ifadelerinde kayınpederi ile arasının iyi olduğunu belirtmişti ama sonra yaralandı. Bu çelişkiyi soruyorum. Çantaya denk gelmeseydi, kayınvalidesi Sevda Tavcı'ya tekrardan hamle olacak mıydı? Savunmasında 'eşime koştum' dedi, öldürme kastı ile mi koştu? ifadelerini kullanmıştı.

"Aile yılı dediğimiz yılda başımıza geleceklerini biliyoruz"

Dava öncesi Adliye önünde açıklamada bulunan İzmir Kadın Meclisi Temsilcisi Tülin Osmanoğulları şu ifadelere yer verdi:

“Bugün evli olduğu erkek tarafından Seferihisar Adliyesi’nde koruma uzaklaştırma almak için gittiğinde adliyenin içinde öldürülen Neşe Avcı’nın cinayet davası için buradayız. Neşe şiddet gördüğü evliliğinden sadece boşanmak istiyordu ama en korunması, adaletin sağlanması gereken yerde adliyenin içinde bıçaklanarak öldürüldü 2025 yılını ‘aile yılı’ ilan ediyorsunuz. Bu ailelerde Neşeler, kadınlar öldürülüyor.

2025 yılında doğurganlık seferberliği başlattılar. Neşe’nin küçük çocukları vardı. Siz daha hayatta olan çocukları, kadınları koruyamıyorsunuz. Açlığın yokluğun yoksulluğun bu kadar ağır yaşandığı bir ülkede nasıl aile yılı ilan edersiniz? Nasıl doğurganlık seferberliği başlatırsınız? Biz o aile yılı dediğimiz yılda başımıza gelecekleri biliyoruz.

2024 yılında o kadar çok öldürüdük ki o kadınların büyük bir çoğunluğu aile içindeki erkekler tarafından öldürüldü. Nasıl 2024 yılında bütün bunlara karşı gelip sokaklarda olduysak 2025 yılında da aynı şekilde olacağız. Bu adliyeden nasıl Seferihisar Adliyesi’nin içinde Neşe hunharca öldürüldü. Ama bu adliyenin içinde Neşe için adalet sağlanana kadar bu davanın peşini bırakmayacağız. Bu davadan emsal karar çıkana kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz”

Muhabir: GAMZE ESKİKÖY