Yılmaz Erdoğan’ın senaryosunu kaleme aldığı İnci Taneleri sezonu birincilikle bitirdi… Geçtiğimiz gün ekip sezon finalini keyifle kutladı. Her perşembe akşamı yayınlanan İnci Taneleri’nde sabırsızlıkla sahnelerini beklediğim ve çok güldüğüm derin karakterlerden biri olan Davul’un kapısını çaldım. Başarılı oyuncu Okan Metin o yoğunlukta ‘Son Mühür’ için sorularımızın yanıtlarını kaleme aldı…

Senaryodaki adı ‘Şef Mehmet’ ancak biz onu ‘Davul’ olarak tanıdık… Çok sevdik Davul’u! Okan Bey, rolünüz ve rolünüzle buluşma hikayenizi sizden dinleyebilir miyiz?

Menajerim Burak Şimşek vasıtasıyla rol geldi bana... Çok hızlı oldu... Hemen ertesi gün set olduğu söylendi. O akşam hemen pavyonlarla ilgili araştırma yaptım. Şef garsonların pavyon içindeki görevleri neler?, Çalışanlarla ilişkisi ne boyutta?, Patronla arası nasıl? onlara baktım... Ertesi gün sete gittiğimde Kamuran Ağabey’i Deniz Erdoğan’ın oynadığını gördüm. Orta Anadolu şivesi düşünüyordum Davul için… Deniz Ağabey’in oynadığını görünce uyumlu olmak için hemen şiveyi değiştirdim...  Sonra bir gün sette Yılmaz Erdoğan “Bir lakap takalım sana” dedi... “Tamam” dedim. Yılmaz Erdoğan “Var mıydı bir lakabın?” diye sordu. “Benim lisede lakabım “Davul”du... Uyar mı?” diye sordum. O günden sonra Şef Mehmet, Davul olarak anılmaya başladı...

 

YILMAZ ERDOĞAN, MÜTHİŞ BİR ŞEY DENİYOR BENCE BU DİZİDE... 

*İnci Taneleri oyunculuğunuza neler kattı?

Her şeyden önce büyük bir ekip ile sistemli bir çalışmanın içinde çarkın bir dişlisi olmanın ne kadar önemli olduğunu gördüm... İnci Taneleri’nde herkes bir hikayede olması gereken kadar var... Yılmaz Erdoğan, müthiş bir şey deniyor bence bu dizide...  Bir kahraman üzerinden hayatın bir kesitine kuş bakışı bakıyor senaryoda... Ana karakter 13. bölümde girebiliyor ya da bir bölüm öne çıkan karakter bir sonraki bölümde geri planda kalabiliyor... Tıpkı hayatta olduğu gibi... O yüzden dizilerimize farklı bir bakış açısı getiriyor. Ben de oyuncu olarak, bu hikayede olmam gereken sınırlarda kalmaya, bütünü bozmamaya özen gösteriyorum. Oynadığım sahnelerdeki komedi dozajını ayarlamak benim için önemli bir ön çalışma oluyor.

ÇOK ÇEKİNGEN BİRİYİM… UKALA OLDUĞUMU DÜŞÜNÜRLER AMA ÖYLE DEĞİL!

Oyunculuk mesleğine nasıl ilgi duydunuz? Oyuncu olmayı neden tercih ettiniz?

 

1999 yılında üniversite tiyatrosunda başladım. Sahnede olmak bana iyi geliyordu. Çünkü çekingen bir insanımdır. Yeni girdiğim ortamlarda biri bana bir şey sormadıkça konuşamam. Hala da böyle aslında... O yüzden uzaktan bakınca ukala gibi gözükürüm, ama ukalalıktan değil, çekingenlikten vallahi... Sonra Müjdat Gezen Sanat Merkezi konservaturda uzmanlık okudum...  Müjdat Gezen Tiyatrosu, Tuncay Özinel Tiyatrosu derken Ustura Kemal’de bir İtalyan Albay oynadım, İtalyan aksanı ile  Emre Kınay ile beraber işgal komutanlarını oynuyorduk... Sonra yazmak ağır bastı, senaristlik yapmaya başladım... Bir çok dizi ekibi içinde senaryo yazdım... Tam bir rol gelse de oynasam derken İnci Taneleri geldi önüme...

EKİBİMİZ ÇOK PROFESYONEL

Kamuran Ağabey ile Davul’un diyalogları efsane sizin mimikleriniz muhteşem. Çekimler neşeli geçiyordur heralde… Ben izlerken çok eğleniyorum çok gülüyorum…

Çekimler çok profesyonelce geçiyor... Herkes işini yapma peşinde... Deniz Ağabey ile genelde çekim öncesi birkaç prova alıyoruz...  Çok keyifli biri. Hani durup durup, ince bir espiri ile sizi kopartabiliyor...  Yönetmenimiz Şenol Sönmez muazzam bir yönetmen... Oyuncuları çok iyi motive ediyor, diğer yandan sahneleri hızlıca kurguluyor... Ama bütün ekibin emeği var... Hepsi mükemmel!

PAVYON HAYATINA DAİR ARAŞTIRMALAR YAPTIĞIMDA, ÇOK İLGİNÇ HİKAYELER GÖRDÜM

Oyuncuların sosyal medyadan kazandığı post ve story ücretleri dudak uçuklattı! Oyuncuların sosyal medyadan kazandığı post ve story ücretleri dudak uçuklattı!

Oyuncu olarak bile pavyon dünyasında olmak neler hissettiriyor?

Gece hayatını seven biri değilim, evimde eşimle ve kızımla zaman geçirmeyi seviyorum... Pavyona hiç gitmedim. Ama pavyon hayatına dair araştırmalar yaptığımda, çok ilginç hikayeler gördüm... O dünyada olmak, bazen rahatsız ediyor beni, özellikle bir kız babası olarak... Kandırılan, orada çalışmaya mecbur bırakılan kızlar olduğunu bilmek üzücü... Diğer yandan, pavyon bağımlısı olan, çoluğunun çocuğunun rızkını orada harcayan erkeklerin varlığı da beni rahatsız ediyor.. İnci Taneleri o dünyaya dikkat çekiyor bir şekilde... Hikaye ne kadarına izin verirse tabii… Her şeyi bütün çıplaklığı ile göstermek gibi bir görevi yok, belgesel değil sonuçta... Bir dizi film...

HAZAR ERGÜÇLÜ; ÇALIŞKAN, ENERJİSİ ÜST SEVİYEDE VE MÜTAVAZİ BİRİSİ

Hazar Ergüçlü ve Dilber için yorumunuzu merak ediyorum…

Hazar Ergüçlü, çok güçlü bir oyuncu... Ve çok da çalışkan biri. Her zaman rolüne hazır ve enerjisi üst seviyede... Diğer yandan son derece mütevazı birisi...  Uzun süre onu farklı rollerde izleyeceğimizi düşünüyorum... Eksik olmasın zaten....:))

YAZDIĞIM KARAKOMEDİ BİR DİZİ SENARYOSU VAR

Bundan sonra neler yapmak istiyorsunuz?

Kendi yazdığım bir karakomedi dizi senaryosu var... Onu hayata geçirmek için bu aralar çalışıyoruz...  Menajerimden gelen iki sinema filmi var, senaryosunu okuyorum...  Sezonda zaten İnci Taneleri’nde “Davul”un hikayesi devam edecek... Bakalım sonrasında neler olacak?

Muhabir: Osman Günden