Son Mühür - Ayşegül Koç / Sügep Academy Başkanı Umut Dilsiz ve Sügep Genç Sürdürülebilirlik Lideri Zeynep Naz Kanyılmaz, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. "Besinler çöpe gideceğine, ekonomiye dönsün" fikriyle yola çıktıkları projeye ilişkin konuşan Dilsiz; "Gençler, döngüsel ekonomi modeline dayalı bir ağ kurdular. İnsanlara projeyi anlatıp bir tür ikna ve çağrı faaliyeti yürüttüler. Amaç hem israfı önlemek hem de sürdürülebilir ekonomiye katkı sağlamak" dedi. Ayrıca, proje İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nden onay alırsa hayata geçecek.
Pet Maması Döngüsel Ağı Projesi
Pet Maması Döngüsel Ağı Projesi ile ilgili bilgi veren Kanyılmaz; "2024 yılında sokak hayvanları düzenlemesinin devreye girmesiyle birlikte barınak kapasitesilerinin arttırılması ve artan ihtiyaçları karşılamak adına yerel yönetimlerin üzerindeki yükler arttı. Son yasal değişikliklerle hızlanan bu ortamda, çevre dostu ve sürdürülebilir çözümler üretmeye çalıştık. Bizlerde otellerdeki atıkları mama haline getirebilecek bir çalışma gerçekleştirdik. Bu projeyi 37 kişi ile birlikte yürütüyoruz. Projeye başladıktan sonra bazı büyük otelleri listeledik, ne kadar çok atık gıda çıkıyorsa bunları listeledik ve teker teker insan kaynaklarını olsun operatör olsun bağlanmaya çalıştık ve yetkili kişilerin numaralarını maillerini istedik.
Sonra onlara bizim bilgilendirme mailimizi attık. İçinde bizim projemizin web sitesinin de olduğu, linkinin de olduğu maili attık ve onların bize geri dönüş yapmasını bekledik. Buna olumlu bakan oteller üzerinden bir ön görüşme yapmak istedik ve bu ön görüşmeleri gayet güzel şekilde yaptık. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin de yardımıyla biz otellerden çıkan gıda atıklarını geri dönüştürerek hayvanlar için böyle sağlıklı ve besleyici pet maması üretmek istiyoruz dedik ve bunu da en kısa sürede yapacağımızı söyledik. Ve onlar da bu fikrimizi çok beğendiler. Şu an belediyenin yaptığı bir protokol var. Protokol meclisten geçip onay aldıktan sonra bu projenin hayata geçmesi mümkün olacak" dedi.

"Besinler çöpe gideceğine, ekonomiye dönsün"

Dilsiz; "Bu projede pek çok paydaş bir araya geliyor. Yani pek alışılagelmiş bir iş modeli değil bu. Genelde herkes kendi imkanlarıyla kendi kaynaklarıyla kendi zamanını ayırarak belli bir hedef için çalışırken aslında farkında olmadan çevrenizde de aynı hedefler için çalışan başka başka kuruluşlar olabiliyor. Ama bunların birbiriyle haberi olmadığı için her biri ayrı kaynak harcıyor, ayrı zaman harcıyor, ortaya çok etkili işler çıkmıyor ama siz bu silo etkisini kırabilir ve bu ortak hedefler için işbirliği ortamı yaratabilirsiniz ki bunu daha çok ağlar üzerinden yapmak mümkün. Dünyada şu anda en önemli noktalardan biri bu. Bir network çağında yaşıyoruz ve ağlar içinde birlikte hareket etmek, işbirliği yapmak zorundayız.
Böyle olunca daha az zamanda daha az kaynak harcayarak daha etkili sonuçlar almanız mümkün. Buradaki iş modeli de aslında tamamen sürdürülebilirlik ile alakalı yaklaşım içeriyor. Birçok kuruluşu bir araya getirmek için özel iletişim planları yaptılar. Bunlarla tek tek görüştüler, toplantılar yaptılar ve insanlara projeyi anlatıp bir tür ikna ve çağrı faaliyeti yürüttüler. Özellikle büyük otellerde biliyorsunuz açık büfe sistemi yemek hizmeti veriliyor, birçok yiyecek artıyor. Büfede sunulduğu halde onlar artık niteliği kazanıyor. Çünkü ertesi gün kullanamıyorsunuz onları. Fakat bu barınaktaki hayvanlar için çok değerli bir besin. Dolayısıyla çocuklar bu besinler çöpe gideceğine, ekonomiye geri kazandırılsın fikrinden yola çıkarak bir döngüsel ekonomi modeline dayalı bir ağ kurdular. Bu fikrin gençlerden geliyor olması dailgi çekti" dedi.
"Körfez'in en büyük kirletici kaynağı Gediz"
“İzmir Körfezi Neden Kirlendi? Başlıklı bir araştırma projesi ile ilgili de bilgi veren Dilsiz; Gediz Nehri, İzmir Körfezi'nin en büyük ve önemle üzerinde durulması gereken tatlı su girdisini oluşturuyor. Gediz Nehri, toplam 401 km uzunluğa sahip. Kaynağından doğduktan sonra Uşak, Kütahya, Manisa ve İzmir il sınırından 17 ilçe ve 32 belde, 74 köy sınırından geçmektedir. Bu esnada gıda, tekstil, kimya, metal, deri, makine gibi 400’den fazla sanayi kuruluşunun endüstriyel ve yerleşim yerlerinin evsel atıklarını bünyesine katmakta. OSB’lerde yer alan sanayi tesislerinin kendilerine ait ön arıtmaları bulunuyor. Ancak enerji maliyetleri gerekçe gösterilerek verimli şekilde çalıştırılmadığını tespit ettik.
Tam olarak arıtılmamış atık sular derelere deşarj edilmekte, ardından Gediz Nehri’ne ulaşmakta, buradan da İzmir Körfezi'ne uzanmakta. Gediz Nehri üzerinden atık sularla İzmir Körfezi'ne taşınan kirlilik olması gereken sınır değerlerinin çok üstünde. Bu parametrelere göre; İzmir Körfezi'nin en büyük kirletici kaynağı Gediz Nehri'dir. Bu krizi hafifletme çabaları işbirlikçi bir yaklaşım gerektiriyor. Politika yapıcılar, endüstri liderleri, çevreciler ve yerel topluluklar kirliliği önlemek için birlikte çalışmalıdır. Gelişmiş arıtma tesisleri, sürdürülebilir tarım uygulamaları ve endüstriyel emisyonlar üzerinde daha katı düzenlemeler, hasarı tersine çevirmede hayati roller oynayabilir" diye konuştu.