Son Mühür- Berivan Kaya/ Cumhuriyet Halk Partisi 21. olağanüstü kurultayını Ankara Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde gerçekleştiriyor. 'İrade milletindir' sloganıyla gerçekleştirilen kurultay saat 10.00'da başladı. Önceki Dönem Genel Başkanlarından Hikmet Çetin, Altan Öymen, Murat Karayalçın, Kemal Kılıçdaroğlu kurultaya katılım sağladı.
CHP 21. olağanüstü kurultay başkanlık kurulu başkanlığına Bülent Nuri Çavuşoğlu önerildi. Çavuşoğlu kurul başkanı seçildi. Kurul başkan yardımcılığına ise, Koray Ömür, Dilek İlke Karabacak önerildi. Yazman olarak ise Sevinç Yazgan, Mustafa Bak, Feyzullah Keskin, Zeki Can Bağcı, Çağdaş Kurtgöz, Hasan Aktaş önerildi. Divan oybirliği ile oluşturuldu.
Dar salon zor şartlar
Kurul başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu konuşmasında, " Bugün bu salonda bu şartlarda bu kurultayı yapıyor olmak bizler açısından her ne kadar zorlukları ifade etse de bu şartların oluşmasını sağlayan, kayyum tehlikesine karşı partimizin geleceğini kurtarma anlamında bu dar salonda bu kurultayı yapmak zorunda kaldığımızı da ifade etmek istiyorum. Ankara'daki arena salonun istenmesi ve 3 günlük bir süre ve akıbetinin belli olmaması nedeniyle kurultayın yapılması adına bu salonda bu zor şartlarda kurultay yapıyor olmaktan duyduğumuz üzüntü ile beraber hepinizi anlayışa davet ediyorum. Salon ve fiziki şartlarımız küçük olabilir ama bizler bugün bu ülkede aydınlık yarının temsilcileri olarak umudu örgütleyeceğiz. Bu partinin ve ülkenin geleceğe giden yol haritasını birlikte çizdik. Bugün geldiğimiz noktada kendi saltanatlarının sona ereceğini düşündükleri için kurmak istedikleri kayyum oyununu da hep beraber bozacağız. 38. kurultayı da tüm açıklığı ve şeffaflığıyla başarmıştık. Bugün yeniden umudun örgütlendiği Türkiye'yi yaratacağız." ifadelerine yer verdi.
Özel tek aday!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in karşısına Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal ve eski milletvekili Berhan Şimşek çıktı. Ancak Uysal yarıştan çekildiğini açıkladı. Şimşek ise yeterli imzayı toplayamadığı için aday olamadı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel tek aday oldu.
Kurultay'da PM'nin 60, YDK'nın 15 üyesi için "çarşaf liste" usulüyle seçim yapılacak. Genel Başkan Özel "Olağan Kurultay'da delegelerin gösterdiği iradeye saygının gereği" olarak mevcut Parti Meclisi üyelerinin büyük oranda yer aldığı anahtar liste çıkardı.
Tertemiz iradeyi lekelemeye çalışan kumpasçılara karşı
Kurultayın açılış konuşmasını gerçekleştiren CHP Lideri Özgür Özel, " Olağanüstü bir gündemde olağanüstü günde bu kurultay yapılamasın diye bir Cuma akşamüstü 16.59'da kayyum tebliğ etmek üzere kurulan kumpası boşa çıkarıp, bu kurultay yapılamasın diye Arena Salonu'na cevap süresini bekletip kurultay ilanını boşa çıkarmaya çalışıp, bu kurultay yapılamasın diye yıllar önce kendi onayladıkları tüzüğe rağmen sabah tam 10'da hazirun olmazsa kurultayı yaptırmayız hesapları boşa çıkarıp 81 ilden buraya gelip tertemiz iradelerini lekelemeye çalışan kumpasçılara karşı CHP'nin tarihini, bugününü yarını ve geleceğe yönelik olarak bu ülkenin teminatı olduğunu tüm Türkiye'ye gösteren canım arkadaşlarım hoş geldiniz" dedi.
Başarısız sivil darbe girişimi!
19 Mart günü yaşananları 'başarısız sivil darbe girişimi' olarak değerlendiren Özel, "Niye buradayız? Atatürk'ün partisine, Türkiye'nin bir sonraki Cumhurbaşkanına yönelik sivil darbe girişimine karşı direndiğimiz bir dönemde partimizin 21. olağanüstü kurultayını yapıyoruz. Bugün 19 Mart başarısız darbe girişiminin bir ayağı olan partimize kayyum atama planını bertaraf etmek, CHP'nin ne demek olduğunu cümle aleme göstermek için buradayız. CHP'nin onurlu delegelerinin, sayısı 1 yılda yüzde 35 artan 1 milyon 900 bine ulaşan üyelerin, umudunu bize bağlayan milyonlarca vatandaşın gelecek hayallerini savunmak için buradayız. CHP kurucu iradedir. Parti olma vasfının yanında teba olmaktan çıkarıp eşit yurttaş yapan partidir. Tüm yetkiler elindeyken demokratik seçimlerle ülkeyi tanıştıran partidir. Demokrasiye olan inancımız sonsuzdur. Millet karar vermiş partimiz 47 yıl tek başına iktidar olmamış. AK Parti 23 yıl ülkeyi yönetme yetkisi almıştır. Demokraside asolan milletin kararına saygıdır. CHP bu saygıyı duymuş hatta kusuru kendinde aramış. 47 yıl sonra bir başarı elde ettiyse demokratik sınırlar içerisinde etmiş. Kimin demokratik olup olmadığına kazandığında ne yaptığı ile değil, kaybettiğinde ne yaptığına bakarak karar verilir. Biz kaybettiğinde nasıl davranan bir anlayışı burada mahkum etmek için buradayız. 31 Mart seçimlerinde partimizi 47 yıl sonra birinci parti yapan millet AK Parti'yi 22 yıl sonra ilk kez 2. parti konumuna düşürdü. Partimiz hiçbir parti ile ittifak yapmadan, aşılamaz denilen yüzde 25'lik cam tavanı tuzla buz etti. CHP, Türkiye'nin 7 bölgesinde il belediyesi olan tek parti oldu. 'Ne oldu Sivas'ın doğusunda yoksunuz' diyenlere, 'ne oldu Ege'nin hiçbir ilinde yoksunuz' diyecek başarıyı gösterdi ancak bu sözü sarf edecek kibri göstermedi" ifadelerine yer verdi.
47 yıldır duyduğumuz saygıyı 1 gün duymadılar!
CHP'nin anketlerde hala birinci parti olduğuna dikkat çeken Özgür Özel, "CHP'nin belediyecilik üzerinden halkta kurduğu teması, halkın sırtına uzattığı şefkatli eli, kullandığı kapsayıcı dili CHP'yi emin adımlarla iktidara taşıdığını biz de onlar da gördü. Yerel seçimlerden sonra örgütümüzle bir gün durmadan, örgütü yok saymadan, örgütteki kusuru kendimize, övgüyü onlara mal ederek, onlarla birlikte sahaya, sokağa, mücadeleye partimizi ısındırarak sayısız miting yaptık. 54 ilde 215 kez gittim. 9 ülkeye 13 yurtdışı ziyareti yaparak CHP'nin kabulünü ve en üst noktada temsilini ve Türkiye'de yaşananları demokrasi zemininde hatırlatan hem diplomatik hem de iyi ilişkilere dayanan süreci yürüttük. Üyelerimizi, kitlelerimizi, gençlerimize meydanlara, mitinglere hazırladık. 18-25 yaş arası gençlerin partiye üye olma sürecinde ivme kazandığını takip ettik. Millet kavgayı bırakın dediği için anormal siyaset ile mücadeleye geçtik. Parti seçmenlerine duyduğumuz saygıyı gözeterek onlarla konuşan dili geliştirdik. Bu çalışmalar sonucunda partimizi 1. parti tutmaya devam ettik. Karşımızda muhataplarımız, ülkeyi yönetme yetkisini elinde bulunduranlar ne yaptı? İktidar partisi kaybettiği seçimlerden sonra yaptıklarıyla kaybetmenin sınavından geçemediğini gösterdi. Bizim 47 yılda demokrasiye duyduğumuz saygıyı 1 gün bile gösteremedi. Bizimle hizmette yarışma imkanları ve cesaretleri yoktu. Kamu gücünü kullanarak muhalefeti sindirmeye çalıştılar. Milleti yeniden kutuplaştırarak koltukta kalabileceklerini hesap ettiler ancak daha da zayıfladılar. Arkasında milletin desteği bulunmayan, iktidar yetkisini kötüye kullanan despot bir rejimi kurmak için adımları planı ve sistematik bir şekilde atmaya başladılar. Millet bunlara şahit olduğu için CHP'yi birinci yapmaya devam etti. Dün açıklanan Mart ayı ortalamasında CHP kurulduğu gün olduğu gibi bugün de Türkiye'nin birinci partisi" dedi.
İktidara muhalefet suçu
SGK borçları üzerinden mali operasyon yapıldığını hatırlatan Özel, "AK Partili belediyelerin yıllardır ödemediği SGK borçlarını tek seferde belediyelerden tahsil etmeye çalıştılar. Belediyeler mali krize girsin, hizmetleri aksatsın diye böyle bir mali operasyona giriştiler. 'Belediyeleri silkeleyin' diyerek sosyal belediyecilik hizmetleri durdurmanın hesabına girdiler. Baktılar olmadı, bu kez Türkiye'nin geleceğine ihanet edecekleri bir süreci 9 Ekim'de İstanbul'a atadıkları başsavcı eliyle başlattılar. Bu darbe girişimi planını daha o günlerden bir sonraki cumhurbaşkanına kendisinin olası rakibine darbe girişimi hazırlığı var demiştim. Adaleti kirletmesi için mahkeme mahkeme gezdirilen özel görevli yargı apartıyla iktidara muhalefet eden kim varsa sindirmeye çalıştılar. AK Parti iktidarına muhalefet etmeyi tek suç olarak resmileştirdiler. Oysa baronlar, mafyalar milletin üzerine çökerken ses etmeyenler muhalefeti tek gözaltı ve tutuklama sebebi olarak gösterdiler" ifadelerine yer verdi.
Erdoğan cunta başkanıdır!
İmamoğlu'na yönelik operasyonlara ilişkin açıklamalarda bulunan Özel, " Temel amaçları Beylikdüzü'nde 1, İstanbul'da 3 kez Erdoğan'ın adaylarını mağlup eden İmamoğlu'nun önünü kesmekti. 5 davada ayrı ayrı siyasi yasak ve 25 yıl hapis istediler. Milletin iradesine hürmetsizlik edenler devleti milletin karşısına dikmekten çekinmediler. Millet ya susacak geri çekilecek ya da bu darbeye direnecekti. İşte o sırada millet Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisinin gözlerinin içine baktı. Teslim olmak yerine, susmak yerine meydan okumaya karar verdiler. Erken seçimin adayı da erken belirlenir diyerek yola çıktık. 1,5 milyon olan üye sayısını 1 milyon 900 bine ulaştığını büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim. Ramazan ayında İstanbul seçimini iptal ettikleri gibi yine Ramazan ayında iftar sofrasında 31 yıl önce alınan diploma iptal ettirdiler. Ertesi sabah sahur vaktinde İmamoğlu ve arkadaşlarına operasyon yaparak darbeyi başlattılar. 4 günlük gözaltı süresini ön seçim tarihine denk getirdiler. Ön seçim günü İmamoğlu'nu hakim önüne çıkardılar. 'Gizlimiz saklımız yok hedefimiz belli, sonuç almak için gözümüzü nasıl kararttığımız belli' mesajını verdiler. Onlar adayı Vatan emniyete götürdüklerinde sandık darbe girişimine direnmek isteyen tüm demokratlarındır diyerek dayanışma sandığını tarif ettik. Yüzde 96 katılımla İmamoğlu'nu seçtiler. Bu örgüt sadece kendisi gelip seçmedi. Bu örgüt o gün 1 milyon 650 bin kişi, 14 milyonun üzerinde yurttaşa kendi ön seçim sandığını dayanışma gösterebilecekleri dayanışma alanı olarak gösterdi" dedi.
Darbeyi püskürttük
Saraçhane protestoları hakkında açıklamalarda bulunan Özel, "Ön seçim motivasyonu 19 Mart darbe girişimi olduğu gün İstanbul'a kayyum atamak olduğunu terörle ilişkilendirdikleri dosyadan gördük. O gün İstanbul'da 3 kişinin bir araya gelmesi 5 günlüğüne yasaklandı. O yasağı duyduğumuzda Saraçhane'ye gitme kararı verdik. İstanbul'un emanetine gece gündüz sahip çıktık ve İstanbulluları davet ettik. Tüm yolları kapattılar, TOMA'ları koydular. Bin kişi toplanırsa gideceğin yeri belirle diyerek amirleri tehdit ettiler. O gün Saraçhanenin en büyük kalabalığı ile darbe girişimini geri püskürttük. Elimizde bir cunta kaldı. Türkiye'de bir yanda kutuplaştırmak isteyen bir yanda milletle kucaklaşmak isteyen.. Darbeyi planlayan sarayda, bakanlıklarda, devlet dairelerindeki makam odalarına hapsedilmiş bir cuntadır. Ama sokaklar halkındır, irade milletindir, bizimle birliktedir. Türkiye'yi seçimden, rakibinden, milletten korkan bir cunta yönetmektedir. Erdoğan halkın desteğini alanlarını hedef alan bir cunta başkanına dönüşmüştür. Artık meşruiyeti yoktur. Seçimden, sokaktan, sandıktan korkuyor. Zaman demokratik yollarla o cuntayı dağıtma zamanıdır. Bu irade o cuntayı dağıtacak iradedir. Türkiye bir avuç cuntacıdan büyüktür. Millet bu ülkenin gerçek sahibidir ve sandığa gelip cuntayı yollayacaktır" ifadelerine yer verdi.
Kürtlerin teminatı da biziz!
Kent uzlaşısına ilişkin açıklamalarda bulunan CHP Lideri Özel, "MASAK raporu tel tel dökülmüş ve kanıt olarak konulamadı. Milleti kandırmaya yönelik algı operasyonu yerle bir olmuştur. İBB'ye kayyum atamak için Ekrem Başkanı terör ile ilişkilendirmeye çalışıyorlar. Yapılan iş kent uzlaşısıdır. Bu tanım DEM Parti tanımlamasıdır. DEM Parti kazanamayacağı illerde aday kent suçu işlemeyeceğine inandığımız bir adaysa kent uzlaşısı noktasında yaklaşacağız dedikleri bir parti meclisi kararıdır. CHP, kent uzlaşısı tanımını reddetmemekte ve listelerinde bulundurabildiği gibi önceki dönem AK Partili, MHP'li isimlerin de listelerde yer olmasına Türkiye İttifakı adını verdiğini söylemektedir. Biz bu seçimlerde tüm siyasi partilerin isimlerini listelerde bulundurduğumuz gibi DEM Parti'de temsil niteliği olan Kürtleri seve seve listelerimize koyduk. CHP'nin sahada yaptığı incelemeler, anketler ve yaptığı görüşmeler sonucunda Türkiye İttifakı kapsamında listelerde yer vermiştir. Bizim Türkiye İttifakı dediğimiz bu süreçte başkanlarımız neyle suçlanıyorsa onu partinin genel başkanı olarak kendi talimatım olarak ilettiğimi ve sorumlunun ben olduğumu açıkça ifade ediyorum. Partimiz Kürtlerin de partisidir. Ancak iktidar Kürtlerin belediye meclisinde temsil edilmesini suç saymaktadır. Biz barıştan yanayız. Terör örgütünün silah bırakacağı, Kürtlerin sorunlarının demokratik yollarla aşılacağı, her türlü girişimi yıllardır istikrarla savunduk. Ama iktidar batıda seçimlere giren Kürtlere terör yaftası yapıştırmaktan çekinmiyor. Ekrem Başkana yapılan kumpas bir yanıyla Kürtlerin seçilme hakkına kurulan kumpastır. Kürtler CHP'ye güvenebilirler ancak kendilerini defalarca kandırmış bu AK Parti iktidarına en kuvvetli yanıtı vereceklerdir. Bugün hala kayyum varsa, çözüme dair söylenen her sözün altı boşaltılmaktadır. Kürt meselesinin çözümü Türkiye'nin demokratikleşmesinden geçer. Türkiye demokratikleşecek. İktidarın çıkar hesapları alanında çıkarılarak TBMM zemininde samimiyetle, toplumsal mutabakatla çözülmesi için her gayreti göstereceğiz. Kürtlerin de teminatı biziz. Onları değersiz görmeyen tüm siyasi partiler bizim için değerlidir. Ancak terör sürecinde en büyük bedeli ödemiş şehitlerimizin analarının, evlatlarının ve gazilerimizin gözünün içine bakamayacağımız hiçbir işin içinde olmayacağız" dedi.
Erdoğan'a meydan okudu: Yargılamalar TRT'de yayınlansın
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a meydan okuyan Özel, "Bu ülkede 23 yıldır bir iktidarı yenemediysek en büyük sorumluluk bize aittir. Hepsi için ne yapmak gerekiyorsa ilk seçimde seçimleri kazanıp bu ülkeyi demokrasi ile tanıştırarak mutlaka başaracağız. Yargıdaki bir avuç çetenin yargılandıkları günleri göreceğiz. Silivri'de kadın mahkumları SEGBİS ile çağırıp, ekrandan giderim ne beni ne evladını görürsün diyenlerin SEGBİS kayıtlarının kaydını sildirmeye çalıştıklarını biliyorum. O görüşmeler en yakın zamanda televizyon ekranlarında yer alması için gayret sarf ediyorum. Bunları Türkiye'ye de dünyaya da rezil edeceğim. Burada meydan okuma ifadesini tekrar etmek boynumun borcudur. Ekrem İmamoğlu'nun ve davaların avukatıyım. Sen de Akın Gürlek yerine savcıysan cesaretin varsa getir düzenlemeyi hızla geçirelim. Talep edildiğinde canlı yayını açalım ve sizin iftiralarınızı çürüttüğümüz kanıtları TRT ekranlarından canlı yayınlansın. Görelim bakalım bu milletin iftiralara mı prim veriyor yoksa tertemiz cumhurbaşkanı adayına mı sahip çıkıyor... Hodri meydan!" dedi.
Geri durursam namerdim!
AK Parti'nin 'şikayet' eleştirilerine yanıt veren Özel, "Uluslararası alanda bir ülkede hak ihlalleri ve demokrasi meselesinin o ülkenin içişleri sayılmayacağı gerçeğini unutturmaya çalışıp bizi sözde geriletmeye çalışıyorlar. Ne sokakta, ne mecliste ne de dünyanın herhangi bir yerinde bu cunta iktidarının yaptığı darbeyi anlatmakta bir adım geri durursam namerdim, şerefsizim. İstanbul'un mazbatasını iptal ediyorsun. Seçilmiş başkana verilen mazbatayı hazmedemiyor, kumpas kurup içeri atıyorsun. Sen rakip oluyor diye diplomayı iptal edersen ne fonuna güvenirler ne de yatırım yaparlar. Bugün cuntacılar ve demokratlar iki ayrı saftadır. Herkesin güvencesi Atatürk'ün partisidir" dedi.
Soğuk cüzdanı kimin kullandığını biliyorum!
Telefon dağıtıldı iddialarına yanıt veren Özel, "Bin 300 tane telefon dağıtılmış yalanları atmışlar. Ankara'da savcıların kanıt aradıklarını duydum. Yapılan iftiralar doğru mu diye hesap hareketlerine bakıyor. Savcıların bir görevi de lehe tanık toplamaktır. Bu iftira edenlere karşı bin 300 delegemiz çıkarın telefonu. Ey savcı, 1300 tane aynı marka telefon görebiliyor musunuz? Bu telefonların her biri aynı baz istasyonuna sinyal veriyor. 1300 tane alın teri ile alınmış telefonu lehimize delil üretmek üzere sinyal veriyoruz. Siz değil, size bu iftirayı atanlar yerin dibine girdiler. Bu salonda ortalama geliri 50 bin lira olan alın teri ile çalışan aslan gibi delegeme oradan buradan şunu aldı yalanını attılar. Kendileri 90 milyonluk lüks yatta pazarlık yapıyorlar. Sonra diyorlar ki 1300 telefon verilmiş içinde de soğuk cüzdan varmış. Ey sayın savcı bu salonda soğuk cüzdanı bilen de yok, alın teri olmadan telefon alan da yok. Ama o soğuk cüzdanı kimin kullandığını biliyorum. Günü gelince de hesabını soracağız" dedi.
Onlar CHP'li değil sarayın yandaşları...
Özel açıklamasının devamında, "Utanmadan şikayet edenler CHP'li diyorlar. Buradan söylüyorum, bu partide öyle CHP'li yok. Onlar CHP'li değil, yüzünü gizleyen saray yandaşları. Menfaat çukuruna düşenlerden CHP'li olmaz. 31 Mart'ta hezimet bekleyenlerin yaptığı işleri kimse CHP'ye mal etmesin. Bunu yaparsan bu salon ayağa kalkar, haddini bildirir. Bu evlatları kimseye karalatmam, kimseye bu evlatları yedirmem. CHP direnenlerin, teslim olmayanların partisidir. CHP yoksulluğu paylaşanların partisidir. Bu parti milletin adayını belirlemiş ve sana meydan okumaktadır. Korkmuyorsan, yiğitsen çık karşımıza. Millete neden güvenmiyorsun? Biz şaibeliysek, hırsızsak millet bize neden oy versin? Biz milletten korkmuyor, önüne çıkıyoruz. Milletimizin önüne gurur duyduğumuz adayımızla, kadrolarımızla çıkıyoruz. Salon adamı Erdoğan sana bizim zorla mahkum edildiğimiz bu salona sıkışarak, gerçek kurultay konuşmasını yapmadan hemen önce salon adamına sesleniyorum. Korkma cesaretin varsa çık karşıma, seninle de cuntanla da hesaplaşacağız. Türkiye'yi bir kere daha kurtaracağız" diye konuştu.
'Her şey çok güzel olacak' sloganının mimarı PM'de
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu'nun ''Herşey çok güzel olacak'' sloganının mimarı tutuklu Berkay Gezgin'in Parti Meclisi listesine alındığını açıkladı. Özel, "Gençlik Kolları Genel Başkanımız Cem Aydın'dan boşalan yere Silivri Cezaevi'nde bu programı takip eden Berkay Gezgin Parti Meclisi anahtar listemizde olacak" dedi.