Son Mühür TV ekranlarında Gazeteci Ercan Pala’nın hazırlayıp sunduğu Satır Arası programına konuk olan TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer, deprem gerçeğini unutmanın yeni acılar yaşamamıza yol açacağını söyledi. Aktif faylar üzerinde kurulu İzmir’in yapı stoğunun yaşlı olduğunu belirten Öziçer, bunun en az yarısının acil olarak yenilenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Deprem gerçeğini unutarak bedel ödüyoruz

Türkiye’nin deprem kuşağında bir ülke olduğunu İzmir’in de bundan payını aldığını ifade eden Öziçer, ‘’İzmir 21 deprem fayının üzerine kurulu bir kent. Bu faylar tarihsel olarak baktığımızda 6.6 şiddetine kadar yıkıcı deprem üretmişler. Şu anda uzun yıllardır deprem üretmemiş ve enerji biriktirmiş faylar var. Depremi önleme şansı yok. Ama onun yıkıcılığını, can ve mal kaybını azaltmak mümkün. Günümüzdeki bilim ve teknolojiyle bunu yapabiliriz. İzmir özelinde konuşursak İzmir’de özellikle körfez çevresi ve Bornova Ovası dediğimiz bölge alüvyon zemine sahip yer yer 130 metre derinliğe varıyor. Özellikle bu bölgedeki yapıların da çoğunluğu yaşlı. Her şeyin doğru olarak yapıldığı bir binanın ömrü 50 yıl. Buradaki yapıların en az yarısı hatta yarıdan fazlası bu yaşta. İvedi olarak yenilenmeliler. Olası bir depremde yıkım fazla olur. 30 Ekim 2020 depreminde Sisam açıklarındaki deprem gelip Bayraklı’da ki binaları yıktı. 117 canımız gitti. Ki bu deprem İzmir’e ait bir fayda bile değildi. Ancak tüm bunlara bu acı gerçeklere rağmen ne bizim bilim alanına giren zemin araştırılmalarında ne de bina stoğunu yenileme de olması gereken hızda değiliz’’ dedi.

Whatsapp Image 2024 10 24 At 09.33.54

Jeofizik biliminden yeterince faydalanılmıyor 

Bugünkü teknolojik imkanlarla zeminin röntgeninin çekilebildiğini hatırlatan Öziçer, ‘’Bu alanda iyi yetişmiş mühendislerimiz ve bilim adamlarımız var. Üzerinde yaşadığımız zeminin röntgenini çekip, nasıl bir yapıya sahip olduğunu, hangi tehlikelere yol açabileceğini, bunun nasıl önlenebileceğini her şeyi tespit edebilir ve ona göre tedbir alarak o zeminin yapısına göre bina inşa ederek olası bir depremde yıkıcılığı azaltabiliriz. Ancak bu konuda ne bakanlıklar ne de belediyeler yeterli kaynağı ayırıyor. Hatta bu maliyetler öyle çok büyük rakamlar da değil. Örnek vermek gerekirse belediyeler ünlü bir sanatçıya verecekleri konser parasından vazgeçse o ilçenin röntgeni o parayla çekilebilir’’ diye konuştu.

Heyelan bölgelerine acil çalışma yapmak gerek

Deprem gerçeğini akıldan çıkarmadan hareket etmenin tek düstur olması gerektiğini dile getiren Öziçer, sözlerini şöyle sürdürdü; ‘’Japonya bunu en iyi uygulayan ülkelerden biri. Kobe depreminden sonra hem yapı yönetmeliklerini yenilediler ve ona göre bina inşa ettiler hem de halkı bu konuda bilinçlendiler. Anaokulundan itibaren bu eğitimi veriyorlar. Bizde de 1999 depreminden sonra başlayan ve 2007 ve 2019’da daha kapsamlı hale gelen inşaat yönetmeliği de çok iyi. Bu yönetmeliğe göre yapılan ve kontrol edilen binalar depreme daha dayanıklı. Ama iş yönetmelikle de bitmiyor. Uygulamada denetim kısmı da büyük önem arz ediyor. Mesela 6 Şubat depreminde bunu gördük daha bir yıl önce yani mevcut yönetmeliğe göre yapılan binalar yerle bir oldu. Burada ki eksik üretim aşamasında, denetim aşamasında oluşmuş ki o bina yıkılmış. En basiti zemin etüdü doğru yapılmamıştır. İşin eğitim kısmında da eksiğimiz çok fazla vatandaşımız deprem anında nasıl hareket edeceğini bilmiyor, oluşan panik ve korkudan kaynaklı da çok kaybımız, yaralanmalarımız oluyor. Bu konuda da çalışmalar yapmamız gerekiyor. İzmir’de deprem kadar heyelan gerçeği de var özellikler Harmandalı bölgesinde tehlike büyük. Burada da acil olarak zemin çalışması yapılmalı. Röntgeni çekilerek alınacak tedbirler belirlenip bir felaket yaşanmadan uygulanmalı.’’

Muhabir: Ayşegül Koç