Şarkılarını mutlu olduğumuzda, dertler biriktiği zamanda, gecenin bir yarısı ya da sabahın körü farketmeden her an dinlediğimiz, sürekli yanımızda hissedip, bize yön vermesine izin verdiğimiz Müslüm Gürses’in bugün doğum günü... Peki hayatımıza yön veren Müslüm Gürses kimdir? Ona geçmeden önce Müslüm babaya mektup yazdım.
'Müslüm Baba'ya mektup...
Genç kuşak bilmese de okulda görmüştür mutlaka, mektup nedir? Nasıl, kime yazılır? Önemli değil Müslüm babaya şarkıları ile mesaj göndermek istedik diyelim de onlarda anlasın...
Sevgili Müslüm Baba,
Sevda yüklü kervanlar ile sevgimizi biriktirdik... Sensiz olmaz dedik. Olsada konuşsa kalbimin dili... Hangimiz sevmedik? Sevenler anlar... Böyle bir aşk görülmedi dünyada... Kaç gece ağladım ne yaptımsa seni unutamadım. Paramparça oldu yüreğim. İnkar etme, sen de bizi çok sevdin... Müslüm Gürses iyi ki doğdun. Her sevgi zamanla bitermiş derler ama şarkılarınla gönlümüze taht kurdun. Bitmedi daha da büyüdü aşkım. Senin şarkılarınla ağlayıp, senin şarkılarınla eğlenmeye devam ediyoruz. Tribünlerde marş oldu şarkıların... Sensiz geçen yıllar utansın diyerek seni yazdım... Müslüm babam seni nasıl özledim? Bu yazım da fark edeceksin... Böyle ayrılık olmaz. Sensiz 11 yıl geçti. Geçen gün, tozlu raflardan çıkan kayıtlardan yine sesini duyduk daha önce de mahzenden çıkartmışlardı şarkılarını yaşarken de eski kasetlerini parlatıp farklı isimlerle yeni albüm diye piyasaya sürerlerdi. Senin sevmediğin kayıtları yeni şarkın diye çok dinledik.
İtirazım var ama sen mutlu ol yeter dedik. Bir şansım olsun sensiz bir ömrüm olsun. Hatalarına nilüfer, sevgisizliğine bir kalp verdim. Dün akşam hayatını anlatan Müslüm filmi bir kez daha yayımlandı. Gözyaşları ile izledim. Ne zorluklar çektiğini, içinde acıları demleyerek o güzel eserleri seslendirdiğini gördüm. Ölümden döndün bu benim ikinci yaşamım diyerek yeniden şarkılarına sarıldın. İyi duymayarak da şarkı söylenebileceğini yanlışsız okuduğun şarkılarda gördük. Damarımıza işleyen bize rehber olan şarkılarını her daim dinledik. Dinliyoruz. Dinleyeceğiz. Hele Muhterem Nur’a aşkın, içinde kapan fırtınalar... Ah o seninde sonradan pişman olduğun şiddet olayı da olmasaydı. Sonra ne güzel gönlünü aldın sevdiceğinin... Beyazlar içinde çıktığın konser ne güzeldi. Garip olaylar çıktı. Kendini jiletleyen falan... Senin de hoşuna gitmedi. ‘Bırakın bu işleri şarkılarımızı söyleyelim’ dedin ama dinleyen olmadı. Çekip gittin. Sevdiği için seni bıçaklayan da çıktı yumruk atan da... Affettin. Kırıldın ama yılmadın. Şarkılarını söyledin. Şarkıların ile kendini ifade ettin Arabesk söyledin. Pop ve Rock müziğe de yön verdin. Olmasa mektubun, inkar etme, Olmadı yar, paramparça sana bir ayrı yakıştı. Şarkıların yolumuz oldu. Sevgilimizi kızdırdığımız da, Bakma bana öyle... Biz babadan böyle gördük. Konuşsana bir tanem, ben senin kulun muyum? Üstüme düşme benim diyerek sıyrıldık. Sen sonsuzluğa yürüdün. 11 yıl çok bir şey değişmedi. Şarkıları daha popüler oldu. Acıların acımız, mutluluğun mutluluğumuz oldu. Muhterem abla da yanına geldi. Bitmeyen sevdanız orada da devam ediyordur. Hava nasıl oralarda? Burada mevsimler değişiyor kah kavruluyoruz kah fırtınaya yakalanıyoruz. Bir ayda yağacak yağmur bir günde yağıyor. Şimşekler çakıyor. Rüzgar söylüyor. Bir fırtına kopacak derdin kopuyor. Neyse seni fazla meşgul etmeyelim. Doğum günün kutlu olsun... Herkese selam... Ölürsem kabrime gelme demiştin ama her zaman ziyaretindeyiz. Ömür bitti aşk bitmedi yani... Dualarımız seninle... Sevgi ve saygılarımla...
Müslüm Gürses Kimdir?
5 Temmuz 1953 Urfa’nın Halfeti ilçesinin Fıstıközü köyünde Emine- Mehmet Akbaş çiftinin ilk çocukları olarak dinyaya gelen Müslüm zor şartlarda büyüdü. Yoksulluk, bellerini büküyordu. Mehmet ve Emine Adana’ya göç etme kararı verdiler. İkinci çocukları Ahmet de doğmuştu. Adana’da Emine’nin akrabaları da vardı.
Acılarla yoğrulan hayat...
Ancak değişen bir şey olmadı. Müslüm çocuk yaşta aileye para getirmeye çalışıyordu. Kah ayakkabı dükkanında kah terzinin yanında... Oyun oynamak yerine çalışıyordu. Eve gelince de annesine yardımcı oluyordu. Yoğun tempoya müziği de soktu Halkevi’nde bağlama dersi aldı. Kız kardeşi doğdu. 17 yaşında gizli gizli şarkı söylemeye başladı. Yarışmaya katılmak istedi babası dövdü, saçlarını kesti yılmadı. O yarışmaya katıldı ve birinci oldu. Şansı döndü Çukurova Radyosu’nda türküler söylemeye başladı. Gürses soyadını kullanmaya başladı. Ardı ardına plakları çıkmaya başladı. 1978’de ölümden dönüyor. Geçirdiği trafik kazası, koku alma duyusunu tamamen, işitme duyusunun da yarısını alıyor. İkinci şans olarak değerlendirerek müziğe daha çok sarılıyor. 1979 yılında İsyankar filmi ile kamera karşısına geçti. 40 filmde rol aldı. Filmleri de şarkıları gibi rekor kırdı. Sürekli üretiyor. Plak şirketleri yarışırcasına korsan albümler çıkartıyor. Şarkıları her yerde çalışıyor. O artık Türk Halkının Müslüm Babası... 1986 yılında ünlü oyuncu, şarkıcı Muhterem Nur ile hayatını birleştiriyor. Filmlerinden aşık olduğu kadına kavuşmuş oluyor. 15 Kasım 2012 günü ameliyata girmeden önce bile son albüm kayıtlarını dinliyor beğenmediği yerleri belirleyip, 2 parçayı tekrar okuyup. Öyle hastaneye gidiyor. Ölürsem Veda ismi ile yayımlanmasını vasiyet ediyor. Bypass ameliyatı sonrası problemler yaşanıyor. Yoğun bakımda, solunum cihazına bağlı yaşam mücadelesi veriyor. 4 ay tedavi sürüyor ama umutlar sönüyor. 3 Mart 2013’de sonsuzluğa uğurluyoruz. Ruhu şad olsun...