Kazım Karabekir Mahallesi'nde yaşayan Hatice Daban, cep telefonuyla arandı. Arayan kişi, kendisini polis olarak tanıtarak, Daban’ın isminin bir kuyumcu soygununa karıştığını ve soygunda çalınan altınların şu an evinde bulunduğunu söyledi. Dolandırıcı, Daban’a altınları kontrol için kendilerine teslim etmesini önerdi ve oğlunun karakolda ifadesi alındığını iddia etti.

Kadını ikna etmek için, dolandırıcılar Daban’a evinin adresini, memleketindeki evini ve çocuklarının isimlerini sırasıyla vererek, polis olduklarına dair güven sağladı. Bu bilgiler ışığında, Daban, evdeki yaklaşık 800 bin liralık bilezik ve altınları bir poşete koyarak, dolandırıcılara teslim etmek üzere yola çıktı.

Yaklaşık 2,5 saat boyunca telefonu kapatmayan dolandırıcılar, Daban’ı evinin 100 metre ilerisine altınları bırakması için yönlendirdi. Altın dolu poşeti bırakan Daban, telefonla tekrar yönlendirildi ve geri dönmesi söylendi. Bu sırada, dolandırıcılar poşeti alarak oradan uzaklaştı.

"Ev alacaktım, 20 senedir biriktiriyordum, 1 günde gitti. İnşallah bulunur"

Yaşadıklarını anlatan Hatice Daban, dolandırıcıların kendisini uzun süre telefonda tutuklarını, oğlunu aramasına da izin vermediklerini söyledi.

Daban, "Bana, 'Geldik buraya, arkana bakmadan git.' dedi. Ben de bıraktım gittim. Poşette çok altınım vardı. 6 bilezik, 7 tam altın, 33 yarım altın, 18 de çeyrek altın vardı." dedi.

Sonrasında dolandırıcıların telefonda verdiği talimatla evine döndüğünü belirten Daban, "Eve girdim. Namazımı kıldım. Ondan sonra 'Anne, bir otur, bir dinlen.' dedi. Sonra telefon kapandı. Tekrar kendisini aradım, ulaşamadım. Ev alacaktım, 20 senedir biriktiriyordum, 1 günde gitti. İnşallah bulunur." diye konuştu.

Yaşadıklarının ardından karakola giden Daban, kendisini polis olarak tanıtıp dolandıran kişilerden şikayetçi oldu.

Kaynak: AA