Son Mühür- KKTC'nin uluslararası statüsü konusunda elini zayıflatan hamle Türk dünyasının üç önemli parçasında geldi
''Türk Cumhuriyetleri Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan'ın adeta peş peşe korsan devlet Güney Kıbrıs Rum Yönetimini 'Kıbrıs Cumhuriyeti' olarak tanımaları pek çok açıdan üzücü olduğu gibi Türk dış politikası açısından da ciddi bir başarısızlıktır.'' diyen Prof. Dr. Hasan Ünal, çarpıcı gelişmeyi tüm yönleriyle masaya yatırdı.
İşte Prof. Dr. Hasan Ünal'ın gözünden Akdeniz'de tansiyonu yükselten gelişmeler...


KKTC'nin varlığını tanımıyoruz dediler...


Türk Devletleri Teşkilatı'na KKTC'yi yaklaşık iki buçuk yıl önce anayasal adıyla yani Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak kabul eden devletlerden üçünün (henüz Kırgızistan korsan devleti tanımadı) adeta Türkiye'ye nispet yaparcasına Rum tarafında büyükelçilik açmaları gerçekten üzerinde durulması gereken bir konu. 

Kazakistan, türkmenistan ve Özbekistan Kıbrıs Rum kesiminde
Çünkü bu kararla KKTC'nin varlığını tanımadıklarını ve adanın tümünün korsan Rum yönetimine ait olduğunu söylemiş oluyorlar.
Televizyonlarda bütün dış politik gelişmeleri Ankara açısından büyük başarı olarak anlatan koronun bu konuya hiç değinmemesi belki de bundandır. 


Gözden geçirilmesi gerekiyor...


Kardeş devletlerin bu kararlarında neler etkili olmuş olabilir? 
Bu konunun ayrıntılı bir şekilde ele alınması Türk dış politikasının gözden geçirilmesi açısından faydalı olacaktır. 
Örneğin bu kararda Türkiye'nin izlediği İsrail politikaları etkili olmuş olabilir mi? 
Çünkü bu devletler bir yandan Rusya ile ittifak içindeyken öte yandan da Amerika ve Avrupa'ya açılmayı dış politika hedefleri olarak görürler. 
Mesela Azerbaycan ile bu konuda sorunlar yaşandığını kamuoyları da biliyor. 
Bakü yönetimi kendi çıkarları açısından haklı olarak İsrail ve Amerika'daki İsrail lobisi ile ilişkileri iyi tutmaya özen gösteriyor ve bu konuda Ankara hükümeti ile farklı düşündüğünü ortaya koyuyor.
Moskova'nın rolü ne?
Acaba Moskova'nın rolü olmuş mudur? Rusya, Türkiye'nin Suriye'de kendisini sattığını düşünüyor olabilir mi? 
Ayrıca CB Erdoğan'ın son zamanlarda Kırım'ın Ukrayna'ya ait olduğunu tekrarlaması Rusya'nın söz konusu kardeş cumhuriyetleri teşvik etmesine sebep olmuş olabilir mi? 
Eğer bunların rolü varsa Suriye meselesi ve Gazze/İsrail/Hamas konusunun Türk dış politikası üzerindeki yükü tahminlerin de üzerinde demektir.


Kolay izah edilebilecek bir mesele değil...


Avrupa Birliği'nin bu işte ciddi bir rol oynadığına hiç şüphe yok. 
Orta Asya'da yapacağı yatırımlar ve AB ile ilişkileri geliştirmenin yolu olarak bu konuda baskı/yönlendirme yapmış olduğunu biliyoruz. 
Fakat bu kardeş devletlerin AB ile yakınlaşma konusunda ellerinde pek çok koz varken işi Rum tarafını tanımaya kadar götürmeleri kolayca izah edilebilecek bir mesele olmasa gerektir. 
Bütün bunlar olurken Türkiye'nin CB'dan Hariciye'ye kadar ne tür girişimlerde bulunduğu da ayrıca sorulması gereken bir sorudur. 

Kıbrıs Rum Kesimi
Türkiye'nin karşısına nasıl dikildiler?
Belki başka sorular da sorulabilir ama şu aşamada gereksiz. Üzerinde durmamız gereken, 2022 yılının kasım ayında KKTC'nin Türk Devletleri Teşkilatı'na gözlemci olarak alınmasına oy birliği ile onay veren devletler Türkiye'nin en önemli dış politika sorununda nasıl karşısına dikildikleri konusudur.
Buradan hareketle Türkiye'nin sert tepkiler vermesinin doğru olmayacağını bunun yerine soruna sebep olan konularda dış politika düzenlemesi yapmasının daha yerinde olacağını söylemeye bile gerek yoktur. 
Arap devletlerinin birbirleri arasındaki kavgaları hiç eksik olmadı ve her kavga uzun sürdü. Bu yola sürüklenmek Türkiye olarak bize yakışmaz. 
Öte yandan buradan Soğuk Savaş milliyetçilerinin çıkarması gereken pek çok ders olduğuna da hiç şüphe yok.

Muhabir: Bünyamin Dobrucalı