Son Mühür- Berivan Kaya/Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Bayram Yılmaz, Son Mühür TV'de yayınlanan Kemal Kamburoğlu ile Hayatın Nabzı programına konuk oldu. 

Dokuz Eylül Üniversitesi'ni tanıtan Rektör Bayram Yılmaz, "43 yılı geride bırakan Türkiye'nin en büyük üniversitelerden bir tanesi. 65 bin öğrencisi ve bin 750'ye yakın öğretim üyesi ile çok büyük bir devlet üniversitesi. 2021 yılı Aralık ayından bu yana Türkiye'nin araştırma üniversiteleri liginde Dokuz Eylül Üniversitesi yer alıyor. Uluslararası sıralamalara baktığımız zaman Türkiye'den dünyadaki üniversiteler içerisinde ilk 10'da yer alıyor. 285 binden fazla mezun verdik. Ankara'da hangi bakanlığa, bürokratik birime giderseniz ve İstanbul'da Güzel Sanatlar Fakültesi'nin verdiği mezunlarla karşılaşırsınız. Onlar DEÜ mezunu olduğunu gururla söyleyen mezunlarla karşılıyorsunuz. Bunan çok büyük bir gurur duyuyoruz" ifadelerine yer verdi. 

Türkiye geçmişte sadece öğreniyordu

İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi'ni anlatan Rektör Yılmaz, "TÜBİTAK ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na bağlı bir merkez. Türkiye'de sağlık biyoteknolojisindeki en büyük ve en ileri araştırma merkezi. Bu merkezin kurucusu DEÜ. Burada sözünü ettiğimiz Serhat Tozburun arkadaşımız Fen Fakültesi öğretim üyesi, 2024 yılında AB projesi desteği almayı hak kazanan 2 araştırmacıdan biri. Bu projede hem laboratuvar çalışmaları var hem de Gastroenteroloji bölümünden hocamızla beraber araştırmayı, hasta hizmetine nasıl aktarılır konsepti ile hazırlandı. AB'den ciddi destek aldı. Bu projelerin daha fazlasını geleceğine inanıyorum. Nadir hastalıklar daha çok çocukları etkiler. Nadir hastalıkların genom araştırmalarıyla alakalı Türkiye'de en büyük araştırma merkezi DEÜ araştırmacılarının da yer aldığı bir İBG'deki laboratuvar. Geçmişte Türkiye bilim teknoloji öğrenen bir pozisyondaydı" diye konuştu. 

deü rektörü yılmaz

Ar-Ge tarafından Ür-Ge'ye 

Tüekiye'nin teknolojide yaşadığı gelişmelere dikkat çeken Yılmaz, "1990'lı yılların başında devletin burslarıyla benim gibi bir çok genç yurtdışına yüksel lisans doktora için gönderildi. Ben de üniversiteyi başarı ile bitirmiş bir öğrenci olarak YÖK bursuyla İngiltere'de Tıp fakültesine doktora yapmaya gittim. 1997 yılında Türkiye'ye döndüğümde araştırma teknolojilerinde inanılmaz gelişmeler gösterdi. Çok sayıda araştırma enstitüsü açıldı. DEÜ bunların başında geliyor. İBG bugün Türkiye'nin bir numarası. İzmir'den ilk defa 2 araştırma ABD'den patent aldı. Türk bilim insanlarının geri getirmek için özel bir çabamız var. 12 tane araştırmacılık yapan bilim insanımız üniversitemize geliyor. Bu uzun serüvende bilim ve teknolojide öğrenen taraftaydık, bugün artık teknoloji geliştiren taraftayız. Güzel ülkemizin gençleri teknolojide de iddialı artık. Artık sadece Ar-Ge tarafında değil Üretim Ür-Ge tarafında olunması ve üretime dönük projelerin gerçekleştirilmesinden gurur duyuyorum" ifadelerine yer verdi. 

DSÖ'ye referans 

Araştırmaların uluslararası açıdan tanındığını vurgulayan Rektör Bayram Yılmaz, "New York'ta öğretim üyesiyken kimyasal maddelerin hormon bozucu özelliklerinin incelendiği bir laboratuvarımız var. 5 yıl önce yayınladığımız bir makale DSÖ'nün önemli referanslarından biri haline geldi. DSÖ, o yayından sonra 2023 Haziran ayında New York'taki referans merkezinin danışma kurulu üyeliğine seçti. Bu da araştırmaların uluslararası tanınması açısından da gurur verici. Bu araştırmaları sadece deney modelleri üzerinden değil, çevresel kirliliğe insanların ne kadar maruz kaldığını ölçmek için anne sütünü materyal olarak aldığımız bir araştırmamız var. Mayıs ayında büyük bir TÜBİTAK projesi sunduk. Bir çok üniversiteden hocalarımızın da olduğu 360 derece bakış açısıyla insanın maruz kaldığı kimyasal maddelerin potansiyel risklerini uzun vadeli olarak araştırmayı hedefleyen ve hem biyosensör hem de içme suyu arıtması için geliştirilen bir proje. Bu  çalışmanın da insan sağlığına yarar sağlayacağını düşünüyorum" dedi. 

Oxford'dan davet 

Oxford'dan davet aldıklarını dile getiren Yılmaz, "DEÜ komple bir üniversite. Mühendislik alanında çok güçlü bölümleriyle deprem araştırmalarında Türkiye'nin bir numaralı uzmanlarının yer aldığı üniversite. Yakın zamanda uluslararası araştırmalar konusunda yeni girişimlerimiz var. Sosyal bilimler ve sağlık alanında da çok güçlüyüz. Tıp Fakültesi Hastanesi İzmir'e ve insan sağlığına hizmet veren bir yer. Yakın zamanda Oxford Üniversitesi'nin davetiyle gittik ve kalp damar hastalıkları üzerine oradaki enstitü ile anlaşma yaptık. Dünya çapında araştırmalar yapan kardiyologların eğitime geldiği bir klinik hazırladık. Bu işbirliği araştırması daveti de onlardan geldi. AB projesine beraber başvuracağız. Onlar hali hazırda projelerini buraya nakledecekler" diye konuştu. 

Ödüllerin sırrı tatlı rekabet 

DEÜ'de alınan mükemelliyet ödülünün sırrını 'tatlı rekabet' olarak anlatan Yılmaz, "Üniversitemiz bir çok konuda YÖK veya ilgili derecelendirme kurumları sıralama yapıyorlar. Dün bu vesile ile TÜBİTAK öğrenci projelerini açıkladı. Düzinelerce öğrencimiz destek aldı. Öğretim üyesi danışmanlığında proje yapıyorlar ve TÜBİTAK da bunu destekliyor. Ben DEÜ rektörü olarak sadece dekanlarımız ve müdürlerimizin tatlı rekabetini memnuniyetle takip ediyorum. Çok daha fazlası için imkanlarımızı seferber edeceğiz. Çukurova'da eski havalimanında yapılan Teknofest'te hemşirelik fakültesinden katılan, mühendislik fakültesinden katılan öğrencilerimiz ödüller aldılar. Birincilik, ikincilik ödüllerimiz var. Daha fazla olması için destek vereceğiz. Bu sene de Kıbrıs'taki Teknofest'ten ümidimiz var" ifadelerini kullandı. 

DEÜ Hastanesi için müjde: Yeniden planlanıyor! 

Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi için müjdeli haberi veren Yılmaz, "Tıp Fakültesi Hastanesi eski bir hastane. Türkiye'de önemli cihazların ilk alındığı kurumlardan bir tanesi. Fakat makinalar eskiyor. Her zaman yeni teknoloji çıkar. 3 tesla MR, robotik cerrahi cihazı, mamogrofi cihazı sözünü Sağlık Bakanımızdan aldık. Göz hastalıklarında ve diğer kliniklerde ihtiyaç olan ne varsa alıp sağlayacağız ancak sözünü ettiğimiz cihazlar büyük finansal yatırım gereken araçlar. Ancak bu cihazlar alınacak. Bunları kullanacak müthiş akademik kadromuz var. Biz fiziksel mekan olarak yetersiz kalıyoruz. Araştırma hastanesinde binin üzerinde yatak sayısı var. Ancak biz pratikte bin yatağa ulaşamıyoruz. Bırakın 4 yataklı yerde tedaviye devam etmeyi, 2 yataklı da tercih edilmiyor. Hasta mahrumiyeti açısından tek kişilik odalar tercih ediliyor. Bu da Cumhurbaşkanımızın sağlık alanında teşvik ettiği hastaneler sağlık sistemindeki dönüşümlerden dolayı tek kişilik odalara düşürüldü. Ancak bizim hastanemizin geçmişine baktığımız zaman biz 4 kişilik odaları kullanamıyoruz. Bizim başka bir hayalimiz var. Fiziksel mekan açısından ihtiyaçları dikkate alarak hastanemizin fiziksel yapısını büyük ölçüde planlamayı düşünüyoruz. Rektörlüğe başladığım zaman bunu hayal ediyordum. Hayalimiz plana evrilme aşamasında. Finansmanı konusunda da önemli gelişmeler var. Uzak olmayan 3,5 yıl içerisinde gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Güzel Sanatlar Fakültesi'nin şu an bir fakülte binası yok. Onlara bir sözüm var. 50 yıllık tarihe yakışır bir fakülte hayal ediyorum. Bunu da devletimizin, bakanlıkların, Cumhurbaşkanımızın bize vereceği desteğe güvenerek sözünü verebiliyorum" dedi. 

5 bin kişilik kapasiteli yurt yolda 

5 bin kapasiteli yurt müjdesi veren Rektör Yılmaz, "Türkiye Yüzyılı için biz üniversite olarak büyük bir yolculuğa çıkıyoruz. Bizim çok sayıda öğrencimiz var ve her biri bizim için pırlanta. Her bir öğrencimiz ananın doğurduğu gözbebeği. Biz öğrencilerimize  nitelikli eğitim, araştırma sunmayı hedefliyoruz. Ancak en temel insan hakkı olan beslenme ve barınma konusunda 1 Aralık itibariyle üniversitemiz öğrenci ve personele yemeği kendimiz çıkartmaya başladık. Evinizde evladımıza sunmayacağımız yemeği öğrenciye sunmayacağız. Sonuç olarak 4. ayı doldurduk. Ben bundan memnunum. Barınma konusunda da Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın desteği ile 3 bin kişilik yurt planı var. Bu hafta başında konuştuğumuzda 5 bine yükseltmek istediğimizi söyledik. Kapasiteyi arttırarak temel atmayı dört gözle bekliyoruz" ifadelerine yer verdi. 

DEÜ'de Bin 757 öğrenci hem çalışıyor hem okuyor 

İş-kur üzerinden öğrencilere erken yaşta iş kültürüne alıştırma kapsamında büyük bir proje başlatıldığını dile getiren Yılmaz, " Dokuz Eylül Üniversitesi bin 757 kontenjan tahsis edilen üniversite. Bundan dolayı büyük bir mutluluk duyuyorum. Öğrencilerimiz eğitimlerine devam ederken haftada 1 gün çalışıyor ve aylık 5 bin iş-kur üzerinden ödeniyor. İşler ise yine üniversite içerisinde bulunan alanlar. 3 gün çalışırsa da aylık 15 bin TL. Bin 757 öğrencimiz bundan yararlanıyor. Bu programın gelişerek devam etmesini bekliyoruz. Öğrencilerimiz aslında yapılan programları, hizmetleri, imkanları adil bir şekilde verildiğinde büyük bir şenlik havasına giriyor" dedi. 

Muhabir: BERİVAN KAYA