SAĞLIK HABERLERİ

Sağlık sisteminde çöküş: 14 Mart artık bayram değil, mücadele günü

Sağlık emekçileri, 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutlamak yerine haklarını, meslek onurlarını ve yaşam haklarını savunmak için mücadele etmeye devam ediyor. Genel Sağlık-İş İzmir Şube Başkanı Derya Pekel, Türkiye’deki sağlık sisteminin geldiği noktayı "14 Mart artık bayram değil, mücadele günüdür!" sözleriyle özetledi.

Son Mühür / Arif Enes Durak - Türkiye’de her geçen yıl ağırlaşan çalışma koşulları, şiddet ve doktor göçü sağlık sistemini çökertirken, iktidar halkı niteliksiz sağlık hizmetine mahkûm ediyor. Genel Sağlık-İş İzmir Şube Başkanı Derya Pekel, sağlık sisteminin yıllar içinde nasıl çökertildiğini, sağlık emekçilerinin nasıl bir sömürü düzeni içinde ezildiğini Son Mühür'e özel anlattı.

"İktidar, halkçı ve ulusal sağlık sistemini yok etti"

İktidarın, 22 yılda vatandaşı niteliksiz sağlık hizmetine, sağlık çalışanlarını ise emeklerinin sömürüldüğü bir düzene hapsettiğini söyleyen Pekel, "Mevcut siyasi iktidar, Atatürk’ün ve genç Cumhuriyet’in zor koşullara rağmen hayata geçirdiği kamucu, halkçı ve ulusal sağlık sistemini yok etmiş; sağlık emekçilerini sömürüye, halkı ise niteliksiz sağlık hizmetine mahkûm etmiştir. Bugün milyonlarca sağlık çalışanı, hakları gasp edilen, şiddete maruz bırakılan, ağır koşullar altında ezilen bir meslek grubuna dönüştürülmüştür" dedi.

"Sistemin omurgası doktorlar, yok sayılıyor"

Sağlık sisteminde liyakatsiz yöneticilerin, mobbingin, şiddetin, özlük haklarının gasp edilmesinin artık olağan hale geldiğini belirten Pekel, “Sağlık turizmi ve şehir hastaneleri övülürken, sistemin omurgası olan doktorlar, hemşireler, teknikerler ve sağlık personeli yok sayılıyor. Devasa bütçeler özel şirketlerin kasasına aktarılırken, halkın hastaneleri kapatılıyor, sağlık emekçileri ise açlık sınırına itiliyor” diye konuştu.

"Bu başarısızlığa kimse yaklaşamaz!"

Sağlık sistemindeki çöküşü rakamlarla anlatan Pekel, OECD verilerinin Türkiye’deki vahim tabloyu gözler önüne serdiğini belirterek, şu ifadeler kullandı:

""Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz yıl 14 Mart’ta “Sağlık altyapısında Türkiye’nin eline su dökecek ülke yok” derken aslında yanlış söylememiştir. Çünkü böylesine kötü yönetilen, emeği yok sayılan, sağlık emekçisini şiddetin ortasına atan bir sistemin benzeri dünyada yoktur. OECD verileri açıkça gösteriyor: Bin kişiye düşen doktor sayısı OECD ülkelerinde 3.7, Türkiye’de 2.3... Hemşire sayısında OECD ülkeleri 9.8, Türkiye’de 3.6... Evet, bu başarısızlığa kimse yaklaşamaz"

"Son 5 yılda 11 bin hekim yurt dışına göç etti"

Sağlık çalışanlarının her geçen yıl artan göçüne de dikkat çeken Pekel, "Mesleklerini onuruyla yapmak isteyen binlerce hekim ve sağlık personeli çareyi yurt dışına gitmekte bulmuştur. 2023’te 3 bini bulan hekim göçü, son 5 yılda 11 bine ulaştı" ifadelerini kullandı.

"İzmir'de; uzman, pratisyen, aile hekimi sayısı yetersiz"

İzmir’deki doktor açığına da vurgu yapan Pekel, "İzmir'de acile ve ameliyathanelere başvuru çok yüksekken; uzman, pratisyen, aile hekimi sayısı oldukça yetersiz. Doktorlarımız günde 100'ün üzerinde hastaya bakıyorlar. Kısıtlanmış sağlık talepleri altında görev yapmaya çalışıyorlar" dedi.

"Mücadelemizi sürdüreceğiz"

Sağlık çalışanlarının taleplerinin görmezden gelindiğini belirten Pekel, halkın sağlığını rant için feda eden politikalara karşı durmaya devam edeceklerini belirterek, "14 Mart, bağımsızlık mücadelesinde tıbbiyelilerin verdiği onurlu mücadelenin yıldönümüdür. Ancak bugün, iktidarın sağlıkta yıkım programlarını hayata geçirmesiyle, tekrar mücadelenin adı olmuştur. Tekrar bayram olması için; ulusal, kamucu, halkçı sağlık politikalarına dönülene kadar Genel Sağlık-İş olarak mücadelemizi sürdüreceğiz" diyerek sözlerini noktaladı.