Yüksek getirili gizli fon vaadiyle Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu gibi ünlü isimlerin de aralarında olduğu 21 kişiyi dolandırdığı iddiasıyla 'Özel belgede sahtecilik' ve 'nitelikli dolandırıcılık' suçlarından 77 yıldan 252 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan ve 11 Nisan 2023'ten beri tutuklu bulunan eski bankacı Seçil Erzan davasının dördüncü duruşması başladı. İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan dava, mahkeme salonunun yetersiz olması nedeniyle İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görülüyor. Saat 10.30'da başlaması planlanan duruşma, Seçil Erzan'ın cezaevinden geç getirilmesi nedeniyle saat 11.30'da başladı.
Tutuklu sanıklar, bulundukları cezaevinden mahkemeye getirildi. Tutuksuz sanıkların ile müştekilerin bir kısmı, avukatlarıyla birlikte salonda hazır bulundu. Müştekiler Fernando Muslera ile Arda Turan, ifade vermek için mahkemeye geldi. Avukat Rezan Epözdemir, mahkemede söz alarak duruşmanın anbean basında yer aldığını ifade ederek, mahkemenin bunu önlemesini istedi. Epözdemir, duruşmadan günler önce Denizbank'ın hem kendisi hem de müvekkilleri hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ve mahkemeyi manipüle etmek için bunu basına servis ettiğini söyleyerek, ilgililer hakkında mahkemenin, adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçundan savcılığa suç duyurusunda bulunmasını talep etti.
MUSLERA İFADE VERDİ
Fernando Muslera'nın beyanları, yeminli tercüman eşliğinde alındı. Muslera beyanında, "Daha önce tanıklık yapmıştım. 2011'de Seçil Erzan'ı tanıdım. Kendisi bankada çalışıyordu. Aralık 2022'de bankadan beni arayarak fondan bahsetti. Seçil Erzan tercümanımız Musa Mert Çetin aracılığıyla benimle iletişim kurdu. Bana, fondan bahsederek 1.5-2 ay gibi bir sürede bu fona ne kadar para yatırırsam yatırayım yüzde 30'luk bir kar elde edeceğimi söyledi. Bana fondan bahsettiğinde bu fonun, Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu tarafından yönetildiğini söyledi. Hakan Ateş ile Mehmet Aydoğdu beni hiç aramadı. Her zaman Seçil Erzan arıyordu.
Ben de Denizbank'ın Florya şubesindeki hesabımdan 700 bin dolar çekerek verdim. Bu parayı, ben Musa Mert Çetin'e elden teslim ettim. Kendisi de Seçil Erzan'a teslim etti. Şubat 2023'te bu sefer Ziraat bankasındaki hesabımdan 500 bin dolar çektim. Bu parayı da Musa Mert Çetin, Seçil Erzan'a teslim etti. Son verdiğim parayı Seçil Erzan, ofisinde almadı, bankanın kapısında teslim aldı.
Seçil Erzan, bana üzerinde paranın bana geri ödeneceğini belirten ve Seçil Erzan'ın imzasının olduğu bir kağıt verildi. Seçil Erzan'a toplamda 1.2 milyon dolar verdim. Kendisi ise bana Mart ayının sonuna doğru sadece 700 bin dolar ödedi. Bu para, fondan gelmiyordu. Benim verdiğim ana paramı geri germişti. Seçil Erzan, ödeme tarihi geldiğinde depremi bahane ederek süreyi uzatıyordu. Seçil Erzan, dilimi bilmediği için Galatasaray'da da tercümanlık yapan Musa Mert Çetin, aramızda tercümanlık yapıyordu. Seçil Erzan dışında kimse yoktu. Ben de bu fonla ilgili kimseyle konuşmadım. Ben fona para yatırmadan önce beni ikna etmek için bu fona ünlü isimlerin de yatırım yaptığını söylemişti" dedi.
Beyanlarına devam eden Muslera, "Seçil hanım ailemle yaşadığım eve de geldi. Deprem nedeniyle ödemelerin geciktiğini söyledi. Erzan, 'Stopajlar ve vergiler ödendi, size de ödeme yapıcaz' diyordu. Seçil Erzan, Denizbank'ta şube müdürü olduğu ve bana fonun başında Hakan Ateş ile Mehmet Aydoğdu'nun olduğunu söylemesi nedeniyle para verdim" dedi. Muslera, avukatın "Musa Mert Çetin olmasaydı yine de güvenip prayı Seçil Erzan'a verir miydi" sorusuna verdiği yanıtta, "Bankaya güvendim. Ayrıca Seçil Erzan'ın orada müdür olması da ona güvenmemde büyük bir faktör oldu. Mert'e, paramı transfer etmesi için güvendim. Benim asıl güvendiğim Banka ve Seçil Erzan'ın orada yönetici olmasıydı" şeklinde cevap verdi.
Muslera, "Bahsedilen kağıdı Seçil Erzan, Musa Mert Çetin'e verdi, Musa Mert Çetin de bana verdi. Ben artık bir şeylerin yolunda gitmediğini farkettiğimde artık sadece verdiğim ana paramı almaya çalışıyordum" dedi. Avukatın, "Parasını almadığı takdirde Seçil Erzan'a kendisini şikayet edeceğini iletti mi" sorusuna yanıt veren Muslera, "Eğer parayı geri alamazsak bankanın üst düzey yöneticilerine Seçil Erzan'ı şikayet edeceğim" dediğini ve bunu da Musa Mert Çetin aracılığıyla ilettiğini kaydetti. Muslera, ifadesinin ardından mahkeme salonundan ayrıldı.
EMRE BELÖZOĞLU: HİÇ PARA ALMADIM
Muslera'nın ardından Emre Belözoğlu ifade verdi. Belözoğlu, "Bizim hakkımızda süreç savcılığa verdiğimiz ifade gibi oldu. Fondan bana kuzenim bahsetti. Daha sonra Seçil Erzan beni telefonla arayarak fon hakkında bilgi verdi. Fonun başında Hakan Ateş ile Mehmet Aydoğdu olduğunu söyledi. Daha sonra ise ben de fona para yatırmaya karar verdim. Toplamda 4 milyon 290 bin para verdim. Bu parayı parça parça olacak şekilde kuzenim aracılığıyla Seçil Erzan'a teslim ettim.
"FATİH TERİM'İN DE FONDA OLDUĞUNU SÖYLEDİ"
Verdiğim paranın içinde bazı arkadaşlarımdan aldığım paralar da vardı. Seçil Erzan ile ilk yüz yüze görüşmemiz, parayı teslim ettikten sonra oldu. Ben bu olayı, Seçil Erzan ile görüşmek için bankaya gittiğimde öğrendim. Seçil Erzan'ı beklerken müfettişler geldi. O şekilde öğrendim. Seçil Erzan bana bu fonda Fatih Terim'in de parası olduğunu söyledi ama ben Fatih Terim ile bu konu hakkında hiç konuşmadım" dedi. Emre Belözoğlu, "Ödemeler geciktiğinde Seçil Erzan, 'Banka ödemeleri zamanında yapmıyor' diyordu.
Ben banka işlemlerimde bu güne kadar hiçbir bankanın CEO'su ya da başka bir üst düzey yöneticisiyle görüşmedim. Müdürlerle görüştüm. Bu konuda Seçil Erzan şube müdürü olduğu için görüşmelerimi onunla yaptım" dedi. Sanık avukatı, Belözoğlu'na, "Olay, 'Fatih Terim fonu' olarak geçiyor. Fatih Terim ile hiç konuşmadınız mı, neden konuşmadınız?" diye sordu. Belözoğlu, "Fatih hoca büyüğümüz. Bu yüzden kendisine sormadık. Ben bunu 'Fatih Terim fonu' olarak bilmiyorum. İlk kez duyuyorum" diye cevap verdi. Belözoğlu da ifadesinin ardından salondan ayrıldı.
"NEFSİME YENİK DÜŞTÜM"
Arda Turan, verdiği ifadesinde "Seçil Erzan, bankacılık işlemlerimi yapıyordu. Bir keresinde beni ofisine davet etmişti. Gidememiştim. Ekim 2022'de olması gerekiyor. Beni telefonla aradı, mevduat getirmemi istedi bir çok kez. Ben hayatım boyunca faiz almadığımı söyledim. Kendisi de fondan bahsetti. Bunun faiz olmadığını, fon olduğunu söyleyerek beni ikna etti. Nefsime yenik düşerek kabul ettim. Ekim sonundan Ocak başına kadar bazen borç alarak bazen taşınmazlarımı satarak para verdim.
Toplamda 13 milyon 900 bin dolar kadar para verdim. Kendisi de 6 milyon kadar geri verdi. Parayı verdiğimde bana Denizbank imzalı kağıt da verdi. Şubeye gittiğimde de bana ekranlarını gösterdi. Denizbank'ın starlarından biri gibi gösterdi kendisini. Bu paraları neden elden veriyoruz diye sorduğumda, 'Ardacım bu fon bankanın hazinesinde oluyor' dedi. Paramı istediğimde annesinin hasta olduğunu söyledi.
"DENİZBANK, MÜDÜRÜNE SAHİP ÇIKMALIYDI"
Ben Denizbank'ın şubesine, Levent'in göbeğinde evraklarla para verdim. Ben tamamiyle Denizbanka güvenerek bu paraları verdim. Hakan Ateş ile Mehmet Aydoğduyu da suçlamayarak, Denizbank bundan sorumludur. Denizbank, şube müdürüne sahip çıkmalıydı. Seçil Erzan'a değil. Hayatım boyunca onu tehdit etmedim, hakaret etmedim. Şartları zorlamasına rağmen, sözlerini tutmamasına rağmen hakaret etmedim. 7.5 milyon dolar kaybettim. Parayı verme konusunda beni ikna etti çünkü belge vardı. Ben bankaya gidip oturduğumda da bana ekranları gösteriyordu. Benim amacım, 'Denizbank paramı yönetsin' idi. Ben Hakan Ateşe'de Mehmet Aydoğdu'ya da ulaşabilirdim. Ama tüm işlemlerimi Seçil Erzan yapıyordu, sonuna kadar güveniyordum. Devlet içinde de bazı şeyler oluyor, siz de Cumhurbaşkanına ulaşabilirsiniz ama ulaşmıyorsunuz.
"SAF BİRİYİM"
Emre ağabey beni arayınca öyle bir şey olduğunu anladım. Ben bu konularda biraz saf bir insanım görüldüğü gibi. Zaten saf olmasam bu kadar parayı verir miydim. Beni her aradığında Kasım'dan Ocak ayına kadar kendisiyle sürekli görüştük. 'Fon ne alemde, fon nasıl gidiyor' gibi. Muslera'yı ben çok severim, onun da fonda olduğunu öğrendim. Sırası benden sonra olunca ben de 'Ona verelim, kalanı bana verelim' diyordum. Sonlara doğru Seçil Erzan sıkışmaya başladığında bazı isimler geçti ama ben edep olarak kimseyi arayıp 'şu kadar oaran varmış' demedim" dedi.
"BEN PARAMI ALAYIM BENİ NE İLGİLENDİRİR"
Avukatın sorusuna cevap veren Arda Turan, "Ben, kimseye tavsiyede de bulunmadım fonla ilgili. 'Ben kazanıyorum sen de kazan' diye kimseye söylemedim" dedi. Mahkeme başkanı, Arda Turan'a, Seçil Erzan'ın etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanması hususunda bir diyeceği olup olmadığını sorması üzerine Turan, "Ben paramı alayım hiç yatmasın, beni ne ilgilenir" dedi. Arda Turan'ın bu cevabı üzerine salondakiler gülmeye başladı.
"FATİH HOCA BÜYÜĞÜMÜZ OLDUĞU İÇİN"
Ben, Seçil Erzan'ın şubesine ne zaman gitsem beni odasında ağırlardı. Denizbank konforlu bir yer. Paraları kardeşim de teslim etti. Ben ona 'şu parayı şuraya teslim et' derim, o da teslim eder. Ben bu parayı bankadan almayacaktım. 'Denizbank'ta kalsın, banka benim paramı yönetsin' diyordum. Her zaman sadece ihtiyacım kadar istedim. Bankacılık işlemlerimi kendisi bankadan yapardı. Benim gitmeme gerek kalmazdı. Denizban'ın banka müdürüne bu kadar sahip çıkmamasını anlamıyorum" dedi. Avukatın, "Denizbank merkezine neden Fatih Terim ile gittiniz"sorusuna cevap veren Turan, "Fatih Hocanın da bizimle gelme sebebi büyüğümüz olması ve Hakan Ateş ile olan ilişkisi nedeniyleydi" dedi.
Arda Turan'ın ifadesinin ardından duruşmaya saat 14.00'e kadar ara verildi.
"NE KADAR PARA TESLİM ETTİĞİMİ BİLMİYORUM"
Aranın ardından yeniden başlayan duruşmada Arda Turan'ın kardeşi Okan Turan, tanık olarak dinlendi. Okan Turan, beyanında, "Ağabeyim Arda Turan Denizbank şube müdürü Seçil Erzan'a para veriyordu. Ben zaman zaman şubede Seçil hanıma zaman zaman Asiye hanıma para teslim ettim. Bir defasında gittiğimde de kredi sayımı vardı. Asiye hanım sayım yapıyordu, Seçil hanım da oradaydı. Banka'nın hazine bölümünde çalıştığını söyledikleri bir beyfendi vardı. Seçil hanım, sayım bittikten sonra parayı ona teslim etti. Beyfendiyle bir diyaloğum olmadı. Asiye hanım da oradaydı" dedi. Mahkeme, o kişinin şu anda salonda olup olmadığını sorunca, Okan Turan, salondaki sanıklara baktıktan sonra Ali Yörük'ü işaret ederek, oradaki kişin Ali Yörük olduğunu söyledi.
Okan Turan, beyanının devamında, "Seçil Erzan'a para teslim etmek için 5-6 kez yanına gitmişimdir. Seçil Erzan ile iletişimim, 'gelebilir miyim, geleyim mi' şeklindeydi. Toplamda ne kadar para teslim ettiğimi bilmiyorum. Ağabeyim bana para verir ben de ne kadar olduğunu sormazdım" diye konuştu. Avukatın sorusuna cevap veren Okan Turan, "5-6 kez para teslim ettim. Asiye hanım oradaydı.
Bazen evrak alıyordum ama dekont mu başka bir evrak mı olduğunu hatırlamıyorum. Paraların Ali beye teslim edildiğini Asiye hanım da görmüş olabilir. Öyle bir konumdaydı" dedi. Sanık Asiye Öztürk'ün avukatı, "Parayı Denizbank Büyükdere şubesine götürdüğünüzde parayı ağabeyiniz adına mı yatırıyordunuz" diye sorması üzerine Okan Turan, "Hatırlamıyorum" yanıtını verdi. Avukatın dekont alıp almadığı sorusuna da Turan "hatırlamıyorum" dedi. Okan Turan, dekont konularıyla ağabeyi Arda Turan'ın ilgilendiğini söyledi.