Sevinç Eratalay, Türk halk müziği sanatçısı olarak tanınan bir isim. Son dönemde, sosyal medya paylaşımı nedeniyle gözaltına alınmasıyla gündeme geldi. Olay, Türkiye’deki siyasi ve toplumsal hassasiyetlerin bir yansıması olarak dikkat çekiyor. İşte Eratalay’ın paylaşımı, gözaltı nedeni ve yaşananlar hakkında detaylar…
Sevinç Eratalay’ın Paylaşımı Neydi?
Sevinç Eratalay, 30 Mart günü Kızıldere Katliamı’nın yıl dönümüne ithafen sosyal medya platformu X üzerinden bir paylaşım yaptı. Bu paylaşımda, 1972’de Tokat’ın Kızıldere köyünde güvenlik güçlerinin operasyonu sonucu öldürülen Mahir Çayan ve arkadaşlarını andı. Paylaşımında, bir yurttaşın Mahir Çayan portresi taşıdığı bir fotoğraf yer aldı ve Eratalay’ın seslendirdiği “Mahir’in Türküsü” adlı eserinden bir bölüm kullanıldı. Eratalay, paylaşımına “ON’lar Devrim ateşiydi…! #kızıldere #mahirçayan #30mart1972” notunu ekledi.
Gözaltına Neden Alındı?
Eratalay, bu paylaşımı nedeniyle 9 Nisan 2025 sabahı Antalya’daki evinde gözaltına alındı. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı, paylaşımı “THKP-C (Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi) propagandası” olarak değerlendirdi ve sanatçı hakkında soruşturma başlattı. Savcılık, Mahir Çayan’ın Kızıldere olaylarıyla bağlantılı bir figür olması ve paylaşımın bu olayı anma bağlamında yapılmasını, örgüt propagandası suçu kapsamında gördü. Polis, sabah saatlerinde Eratalay’ın evine baskın düzenledi, telefonuna el koydu ve sanatçıyı Antalya Emniyet Müdürlüğü’ne götürdü.
Ne Yaptı?
Sevinç Eratalay, paylaşımında Kızıldere Katliamı’nı anarak Mahir Çayan ve diğer devrimcileri yâd etti. Kendine ait bir eseri seslendirip bir fotoğraf eşliğinde bu anmayı kamuoyuyla paylaştı. Ancak bu eylem, yetkililer tarafından yasa dışı bir örgütle ilişkilendirilerek suç unsuru olarak görüldü. Gözaltı sürecinde Eratalay’ın ifadesi alındı ve aynı gün içinde serbest bırakıldı. Sol Parti gibi bazı gruplar, bu olaya “Halkın devrimci sesini susturamazsınız” diyerek tepki gösterirken, sosyal medyada hem destek hem de eleştiri mesajları yayıldı.
Eratalay’ın bu paylaşımı, onun müzik kariyerinde devrimci temaları işleyen bir sanatçı kimliğiyle uyumlu bir adım olarak da değerlendirilebilir. Ancak bu durum, Türkiye’deki ifade özgürlüğü ve tarihi olayların anılması konusundaki tartışmaları bir kez daha gündeme taşıdı.
