Emperyalizmin kuklası yapılan Osmanlı Devleti’ne son darbenin indirildiği gündür 10 Ağustos 1920. 6 yüz küsur yaşındaki imparatorluğu ve milletini, Anadolu’da minnacık bir bölgeye hapsetmek ve sonra da tamamen yok etmek için imzalatılan Sevr paçavrasının yıldönümüydü 10 Ağustos…
Kanlı ve kahpe emperyalizmin en sevdiği model olan “böl parçala ve yok et” planı 104 yıl sonra bugün hala tam olarak anlaşılıp, geleceğe ders olarak aktarılmıyor. Şeker fabrikalarından limanlara, tarım arazilerinden maden sahalarına her şey emperyalizmin istediği gibi elden çıkarılıyor. Adına “serbest piyasa” denen insanlık düşmanı sistemin de allanıp pullanması bugün en temel ve üretebileceğimiz ürünlerin fahiş fiyatlara ulaşmasına neden oluyor. Bir de üzerine batı emperyalizminin kurduğu uzaktan kumandalı Arap sermayesinin iştahıyla Anadolu, 1900’lere doğru yol alıyor sanki.
Ama 104 yıl sonra bu kahırlı kaygılı gidişe dur demesi gereken Atatürk mirası siyasi kurum da, nepotik ve ehliyetsiz kadrolarla boş konuşup, hedef şaşırtıp dar alanda kısa paslaşmalarla menfaat odaklı bir ruhla iktidar partisine benzemeye çalışıyor.
Bugün İzmir’de eleştiriyi kabul etmeyen, iletişimi zararlı gören “yoğunluk” maskesiyle gözünün önündeki olumsuzlukları dahi görmeyen ve arkadaş dost kıskacında, gelen yanlış bilgilerle yön çizmeye çalışan bir anlayış var.
Ve Medya… Ayakta kalabilmek için güç odaklarına kendi meslektaşlarını dahi kötüleyen, yeni mücadele alanlarını başlamadan yok sayan bir üst iradenin çiftliği görünümünde.
Şimdi düşünün Sevr uygulansaydı ve İstiklal Savaşı da olmasaydı, bugün İzmir’de neler yaşanırdı?
Bugünlük de eyvallah yarın görüşürüz aziz yurttaşlar.