ALPER TEMİZ - Türkiye'de iç tekstil pazarına sahteciliğin hakim olmaya başladığı ifade edildi. Tekstil sektörünün uluslararası aktörleri arasında olan Türkiye'de enflasyonla birlikte yüzde 100'ün üzerinde artışlar yaşanması ve belirli markaların ayakkabı, pantolon, kaban, çanta, mont gibi ürünlerde sahte versiyonlarının iç piyasada orijinallerinden daha fazla telep edilmeye başlanması üzerine Bodrum'da bir denetim gerçekleştirildi ve cezalar kesildi.
Ancak dükkan sahipleri yapılan denetimlere ve kesilen cezalara karşı eylem düzenleyip, kepenk kapattı. Edinilen bilgilere göre sahte tekstil ürünlerinin üretim merkezleri arasında Işıkkent ve Torbalı bulunuyor. "Marka ürünün sahtesini satanlara ceza kesildi. Dükkan sahipleri ise 'Bizler vergi ödüyoruz' diye tepki gösterdi" diyen Türkiye Tekstil, Örme Giyim ve Deri Sanayi İşçileri Sendikası (TEKSİF) İzmir Şube Başkanı Faruk Aksoy, "Turizm bölgelerinde sahte tekstil ürünleri turistlere EURO ödemesi ile orijinal ürün diye satılıyor" bilgisini aktardı.
"Tedarikçiler imha edilmiş gibi gösteriyor"
Sahte ürünlerin arka planındaki üretim aşamasına değinen Aksoy, "Mesela X markasının üreticisi bir üretim merkezine bir milyon adet kumaş gönderiliyor. Bu kumaşlarda art ve eksi 5 şeklinde ölçüm oranları oluyor. Bu kumaşlardan üretim aşamasında fazlalıklar çıkıyor. Bu fazlalık aslında renk tutmaması, ütü hatası ya da dikiş hatası gibi etkenler nedeniyle oluşuyor. Bu, eksi beşlik kısma giren fazlalık. Normal şartlarda bu şekildeki hatalı kumaşlar yakılır ve imha edilir. Ancak üretici tekstil firması bunu yapmak yerine satıyor. Tedarikçiler yakmış gibi gösteriyor ve el altından bu kumaşları elden çıkartıyor. Normalde İran gibi ünlü markaların satış ofisi olmayan ülkelere de satılırken, Türkiye'de de 'Ucuz X markası' denilerek mağazalara giriyor. Bu sahte ürün satan mağazaların sayısı özellikle enflasyondan sonra çok arttı. Bodrum'da birçoğuna denetim geldi ve cezalar kesildi. Açıkçası vatandaşlar da bu sahte ürünlere çok fazla rağbet gösteriyor" diye konuştu.
"Kalıcı bir sahtecilik piyasası olgunlaştı"
İzmir'de sahte üretim yapanların kendilerini de geliştirdiğini belirten Aksoy, "Malzeme konusunda aşama kaydettiler ve orijinal ürünün neredeyse aynı kalitede kopyasını yapabiliyorlar. Bu gelişme iyi değil. Türkiye maalesef marka üretemeyen bir ülke. Gerçek bu. Aynı zamanda bir marka bağımlılığı var ve yüksek bir enflasyon var. 4 sene önce belli markaların ürünlerini rahatlıkla alabilen vatandaş, artık alamıyor. Bu durum bir anlam içeriyor; kendini bu markalarla özdeşleştiren kişiler, yüksek fiyatlar nedeniyle artık bu ürünlere ulaşamayınca, çareyi sahte ürünlerde buldu. Sahte ürüne talep, tarihte hiç olmadığı kadar arttı ve bu artış hızla yayılıyor. Sahteciler de bu talebi karşılayabilmek için garip bir şekilde kendisini geliştirdi ve gerçeğinden ayırt etmekte zorluk çekiliyor. Daha önceki yılların sahte ürünleri gibi değil şimdiki sahte ürünler. Kuşadası'nda, Çeşme'de, Bodrum'da ve Didim'de, üretilen bu sahte ürünler euro ile turistlere de satılıyor" dedi.
