Pandemi sonrası değeri çok daha iyi anlaşılan tarım ve hayvancılıkta şap hastalığı tedirginliği yaşanıyor. Son Mühür Tv’de ‘Gün Başlıyor’ programına konuk olan Titar Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Doğan ‘şap hastalığının eskiden beri bu coğrafyada yaygın olan bir hastalık’ olduğunu hatırlatarak, Türkiye’nin bu konuda çok deneyimli olduğunu vurguladı. Bizim şap hastalığıyla ilgili aşı üretecek kadar birikimimiz var diyen Mehmet Doğan, ‘zaman zaman Türkiye’de görülebiliyor ama devlet hızlı bir şekilde davrandığı için çok çabuk önüne geçiliyor. Yeni tip virüse göre aşı üretmeniz lazım. Tarım Bakanlığı önlemini aldı ve bugün aşıların dağıtılmaya başlanması bekleniyor. Biz hayvanlarımızı aşıladığız zaman riskle fazla muhatap olmayız’ dedi. 

İşte Mehmet Doğan’ın açıklamalarından öne çıkan detaylar... 

İyi pişirmemiz gerekiyor 

Hayvanlardan insanlara bulaşırsa çok ağır sonuçları olur gibi ya da hasta olmuş hayvanların etini yediğiniz zaman ciddi sorunlarla kalacakmışsınız gibi söylemler var, bu çok doğru değil. Tıpkı diğer virüs ve bakterilerde olduğu gibi hastalıklı bir hayvan kesilmiş olsa bile siz bunun etini tüketebilirsiniz ama bunları mümkün olduğunca belli derecelerde kaynatmak, pişirmek gerekiyor. Bunu yaptığınız zaman ısıya karşı çok dayanıklı bir virüs olmadığı için etkisiz kalacaktır. Bu nedenle toplumda herhangi bir kaygıya, kuşkuya yer yok.  

Sütü kaynatın 

Bizim eti de sütü de kullanırken dikkatli olmamız gerekir. Mesela bazı işletmelerde sütteki bakteri sayısı çok fazla olabilir. O yüzden sütü kaynatmamızda yarar var. Hangi gıda maddesi olursa olsun çiğ tüketmek çok doğru değil. Sebzede bile bu böyle. Ya sirke ya da sirke benzeri mamullerle bunları dezenfekte etmemiz gerekir ya da bir parça haşlamamız lazım. Yaşadığımı çağ virüs ve bakterilerin yoğun olduğu bir çağ. Havayla gelen kimi hastalıklar bitkilerin kurumasına kadar neden olabiliyor. O yüzden bizim gıdamızı tüketirken daha hassas, daha dikatli olmamız lazım.  

Hayvan pazarlarına izin vermemek lazım 

Bu hastalık olmasa bile bizim bu hayvan trafiğini sınırlamamız lazım. Hayvan pazarlarına ya da serbest hayvan satışına bir noktada çizgi çekmemiz lazım.  

Şap hastalığı fiyatları etkiler mi? 

Şap hastalığının et fiyatlarını etkilemesi söz konusu değil. Fiyatlar açısından şartların etkisi var. Üreticilerin maliyetle ilgili sıkıntıları et fiyatlarını etkileyebilir. Biz üretici olarak tehlikeye işaret etmiştik ama bu pek ciddiye alınmadı. Sizin belli br hayvan sayınız var. Belli ölçüde et ve süt tüketiminiz var. Üretim ve tüketim dengeli gitmiyorsa doğal olarak bu fiyat artışlarına yansıyacaktır. İkinci boyutu da yüzde 500-600'lere varan maliyet artışları. Son 3-4 senede kimi küçük işletmeler maliyetleri karşılayamadığı için kapandı. Ciddi sayıda anaç hayvan dediğimiz inekler kesime gitti. Bu da hem sütte hem ette karşımıza olumsuz bir tablo çıkardı. 

30-40 bin hayvan kaybımız var 

Deprem bölgesinde 30-40 bin hayvan kaybımız var, bu Türkiye’nin toplam hayvan rezervi içinde çok büyük bir şey ifade etmez. Bu kayıplar o yüzden ekonomiyi çok etkilemez. Ancak bu insanlar hayvan damlarını kaybettiler, çoğu hayvan yemlerini kaybetti. Bununla ilgili problemler var. 

Hayvancılık politikamızda sıkıntı var 

Hangi iktidar olursa olsun hayvancılık politikası böyle olduğu müddetçe bizim sektörü bir yere taşımamız mümkün değil. Böyle giderse uzun vadede gıda maddesiyle ilgili ciddi şekilde dışarıya bağımlı hale geliriz. 

Doğru planlama, doğru kullanma şart 

İnsanımız var, kültürümüz var, toprağımız var, havamız var, suyumuz var, bunları bugünün koşullarına göre doğru değerlendirmemiz, doğru planlamamız ve doğru kullanmamız lazım. Bunları yaptığınız zaman da biz kendi kendine yeten bir toplum olabiliriz.