Türkiye İşçi Partili Kadınlar, son günlerde yükselişe geçen kadına ve çocuğa şiddet olaylarıyla ilgili, artan şiddeti ve ölümleri protesto eden bir açıklama yayınladı. Söz konusu açıklamada, “Kadın cinayeti faillerini, cani, sapık, hasta diye klinize etmenize, politik olan kadın cinayetlerini münferit olaylar gibi göstermenize asla müsaade etmeyeceğiz.” ifadelerine yer verildi.

"Ellerinde kadınların kanı var"

2024 yılında gerçekleşen kadına şiddet vakalarıyla ilgili bilgiler verilen metinde, “2024 yılının ilk 8 ayında 261 kadın, erkekler tarafından öldürüldü. 164 kadının ölümü hala şüpheli. Sadece Eylül ayında 34 kadın öldürüldü. Eylül ayında öldürülen 34 kadının büyük bir kısmı boşanmak istediği, barışmayı, evlenmeyi ve ilişkiyi reddettiği için öldürüldü. Yine bu kadınların yaklaşık %80’i evinde öldürüldü. Bu veriler kadınların çoğunlukla tanıdıkları ve hatta ‘kutsal’ ailelerindeki erkekler tarafından öldürüldüğü gerçeğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu sayıların her geçen gün artmasının en önemli nedeni, ilişki içinde erkeklerin kadının rolüne yönelik çarpık, mülkiyetçi bakış açısının devlet ve adalet politikaları tarafından desteklenmesidir. Erkekler bu cinayetleri işlediklerinde caydırıcı cezalar almayacaklarını biliyor. Kadınlar da adalet mekanizmasının kendilerini korumadığını. Kadınların adalet mekanizmasına olan inancı tamamen yok olmuştur. Bunun en yakın ve önemli göstergesi Beyoğlu’ndaki taciz vakasının mağduru olan genç kadının tacizcilerden şikâyetçi olamamasıdır. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, katledilen kadınların ardından “kadına yönelik şiddete sıfır tolerans” mesajları veriyor. Buradan soruyoruz, İstanbul Sözleşmesinden hukuken geçerli olmasa bile çekildiğini ifade eden ve 6284 sayılı yasayı tartışmaya açan, failleri cezasızlıkla ödüllendiren iktidarınızın kadına yönelik şiddete ilişkin sıfır tolerans anlayışı bu mudur? Bu olsa olsa kadının varlığına ve bağımsızlığına yönelik sıfır tolerans olabilir. Bu cinayetleri politik hale getiren, erkek şiddeti önündeki barajı yıkan ve bu cinayetlerin her geçen gün katlanarak artmasına neden olan Tayyip Erdoğan’ın ve AK Parti iktidarının İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasaya ilişkin politik tavrı değil midir? Katledilen, şiddete uğrayan her kadının yaşadıklarının sorumlusu, iktidara geldiği günden beri kadın düşmanı politikaları ile hayatımızı kuşatmaya çalışan AK Parti iktidarıdır.  Failleri cezasızlık politikaları ile ödüllendirip cesaretlendiren “erkek adaletin” ellerinde kadınların kanı var.” denildi.

Muhabir: ATAKAN BAŞPEHLİVAN