İzmir'de kural ihlali yapan motosiklet sürücüsünün emniyet şeridinde çarpması sonucu şehit olan trafik polisi Sabri Emir adına 'Sabri Emir Sosyal Yardımlaşma Derneği'ni kuran eşi Özlem Emir (40), yaşadığı acıyı, iyiliğe dönüştürdü. Okullarla iş birliğiyle öğrencilere trafik eğitimi verilmesini sağlayan Emir, "Yaşadığım hayat tecrübesi belki de onlara ışık olacak. Büyüdüklerinde kurallara daha dikkat eden nesiller olacak. Buna inanıyorum. Trafik kurallarına uymak hayat kurtarır" dedi.
Amacı yaşadığı acıyı topluma faydalı hale dönüştürme
Kentte 15 yıl anaokulu öğretmenliği yapan Özlem Emir, 2009 yılında hayatını trafik polisi Sabri Emir ile birleştirdi. Sabri Emir, 1 Haziran 2016'da Bayraklı Altınyol Zafer Payzın Köprüsü altında görev yaparken Karşıyaka yönünden gelen motosikletin çarpması sonucu 33 yaşında şehit oldu. Bir anda hayatı altüst olan ve öğretmenliği bırakan Emir, çok sayıda sosyal sorumluluk projesine katıldı. O dönem 3 yaşında olan oğlu, 6'ncı sınıf öğrencisi Kıvanç Emir (11) ile zorlu bir hayata başladıklarını anlatan Emir, yaşadığı acıyı topluma faydalı duruma dönüştürmek isteyip, 4 sene önce Sabri Emir Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'ni kurdu. Emir, dernek çalışmaları kapsamında Kuyumcu Abdullah Altınçubuk İlkokulu'ndaki 30 öğrenciye İzmir'deki Trafik Çocuk Eğitim Parkı'nda trafik eğitimi düzenledi. Önce barkovizyondan trafik kurallarını öğrenen minikler, polislerle eğitim alanında uygulamalı olarak öğrendiklerini pekiştirdi.
Anaokulu öğretmeni olarak öncelikli hedefinin oğlunu sağlıklı büyütmek olduğunu dile getiren Özlem Emir, "Eşimin vefatının ardından 2016 yılında trafik eğitim sınıfı açıldı. Ben de kendime bu yolculukta söz verdim. 4 sene önce Sabri Emir Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'ni kurdum. Çocuklara trafik eğitimi veriyoruz. Eğitimler, önce küçük adımlarla başladı, şimdi biraz daha büyüdü. İçişleri Bakanlığı'nın onayıyla birlikte hedefimiz daha çok çocuğa ulaşmak. Çocukların hem kuralları öğrenip hem çevreye hem kendilerine faydalı bireyler olmasını istiyoruz. Bu hayat yolculuğunda onların da bir nebze kalbine dokunup iz bırakabilirsek ne mutlu bize" ifadelerini kullandı.
'Ağaç yaşken eğilir'
Sabri Emir Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nin sosyal sorumluluk projeleri kapsamında kadınlar ve çocuklar yararına çalıştıklarını da anlatan Emir, özellikle trafik eğitimimin küçük yaşlarda verilmesinin önemli olduğunu kaydetti. Özlem Emir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Öğretmenlik yaptığım yıllarda, 'Ağaç yaşken eğilir' derken bu acıyla karşılaşacağımı bilmiyordum. Trafik eğitimine de küçük yaşta başlanırsa hafızalarda kalacağını, ilerleyen yaşlarda oğlumda da gördüm. Eşimden sonra araç kullanmaya başladım. İnsan kendisi yaşayınca olaya daha hakim oluyor. Oğlum da kemerini mutlaka takar. Kurallara uyar ve beni de uyarır. Oğlum, bir anlığına ilgimin dağıldığını fark etse hemen iyi olup olmadığımı sorar. Bu iletişim bile bana 'Özlem, doğru yoldasın' dedirtiyor. Böylece hem kendi çocuğuna hem de topluma faydalı bir iş yaptığımı anlıyorum. İnşallah da ilerleyen süreçte eğitimimizi daha çok büyüteceğiz. Hedefimiz bu."
'Abla, büyüyünce senin gibi olacağım'
Çocuklara eğitim sırasında kendi yaşamından da deneyimlerini aktardığını anlatan Özlem Emir, yaşanmışlıkların bilgilerin kalıcı hale gelmesinde etkili olduğunu belirterek, "Acısını iyiliğe dönüştürebilen, bir hedefi olan biri olarak çocuklara hiçbir zaman ne şartlarda olurlarsa olsun pes etmemelerini ve mücadele etmeleri gerektiğini söylüyorum ve kalplerinde böyle bir dürtüye sebep olduğumu düşünüyorum. Eğitim alan bir kız çocuğu, 'Abla, büyüyünce senin gibi olacağım' demişti. Bu cümle burnumun direğini sızlattı. Çocuklara kendi yaşantımdan da örnekler anlatıyorum. Onların hayatına dokunmak istiyorum. Yaşanmışlık her zaman daha etkili oluyor. Hayat tecrübem, belki de onlara ışık olacak. İleride büyüdüklerinde kurallara daha dikkat eden nesiller olacak. Buna inanıyorum. Trafik kurallarına uymak hayat kurtarır" ifadelerini kullandı.
Kendimizi düşünmüyorsak en azından başkalarını düşünmeliyiz
Eğitime katılan Kuyumcu Abdullah Altınçubuk İlkokulu 4'üncü sınıf öğrencisi Mehmet Eyüp Yılmaz (9), "Bugün trafikte emniyet kemerinin önemini ve yaya geçidinden nasıl geçileceğini öğrendik. Yayalara yol vermemiz gerektiğini öğrendik. Işıklı trafik cihazları olsa da ilk önce trafik polisine önem vermemiz gerektiğini öğrendik. Bisiklet sürerken de yayalara yol vermemiz gerektiğini öğrendik. Motorlu veya motorsuz taşıtla, yayalara yol vermemiz gerekiyormuş" dedi.
Merza Ceyhan (9) ise trafik polisi eşliğinde uygulamalı olarak eğitim aldıklarını anlatarak, "Yanımızda ışıklı bir işaret cihazı olduğunda yine de polise dikkat edeceğimizi öğrendik. Bu konuda çok dikkatliyim, babam otomobili sürerken telefonu çaldığında açmaması için uyarırım. Dikkat etmeliyiz. Kendimizi düşünmüyorsak en azından başkalarını düşünmeliyiz. Yaya geçidinden geçen insanlara dikkat etmeliyiz" dedi.
Yayaların öncelikli olduğuna dikkati çeken Poyraz Ali Tezcan (9) da "Yayalara yol vermemiz ve araçlara yeşil yanmasına rağmen yaşlılar olduğunda kornaya basıp onları acele ettirmememiz lazım. Karşıdan karşıya geçerken trafik polisi varsa polisi dinliyorum. Yoksa ilk başta soluma, sağıma, sonra tekrar soluma bakıp elimden geldiği kadar hızlı şekilde karşıya geçiyorum" diye konuştu.