SON MÜHÜR - GAMZE ESKİKÖY / Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Muğla Milletvekili Avukat Gizem Özcan, Bodrum İlçesi Turgutreis Mahallesi’nde yapımına başlanan Sahil Güvenlik Komutanlığı Karakol Binası ve Liman İnşaatı’nın, çevreye ve bölgedeki ekosisteme olan olumsuz etkilerini Meclis gündemine taşıdı. Özcan, projenin çevresel ve hukuki sonuçları konusunda endişelerini dile getirerek, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a bir dizi soru yöneltti. Özcan, özellikle ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) sürecinin neden başlatılmadığını sorguladı.
2019 yılında yerel yönetim tarafından açılan davaya dair Danıştay’ın kararını vermemiş olmasına rağmen, ihalesi yapılan projede çalışmaların hızla başlatılmasının hukuki ve çevresel sorunlara yol açabileceğini belirten Özcan, “Sahil Güvenlik Komutanlığı Turgutreis Karakol Binası ve Limanı inşaatının, ÇED süreci başlatılmadan yapılıyor olması kabul edilemez. Liman projesi, çevresel değerlere, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına aykırı bir şekilde ilerlemektedir.” dedi.
“Turgutreis sahilinin korunması Bodrum’un geleceği demektir”
Özcan, Turgutreis sahilinin korunmasının sadece bölge halkı için değil, Bodrum’un tüm geleceği açısından büyük bir öneme sahip olduğunu vurguladı. “Bodrum gibi önemli bir turizm merkezinde bu tür projelerin bölgenin doğal yapısına zarar vermemesi gerektiği açıktır,” diyen Özcan, projeyle ilgili olarak yerel yönetimler, vatandaşlar, esnaf ve sivil toplum kuruluşlarının defalarca karşı çıktığını belirtti. “Sahil güvenliği için tespit edilen bu yerin Bodrum’un ekosistemi, turizmi ve vatandaşların sağlığı açısından uygun olmadığı, hem doğa hem de deniz yaşamı açısından büyük zararlar doğuracağı ifade edilmiştir. Ayrıca, liman projesi, mevcut halk plajını da yok edecektir. Bu nedenle, limanın yeri değiştirilmelidir.” dedi.
“Yer seçiminde yerel yönetimlerin ve vatandaşların görüşleri dikkate alınmalıydı”
Turgutreis gibi eşsiz bir bölgenin doğal ve kültürel zenginliklerinin korunmasının herkesin ortak sorumluluğu olduğuna dikkat çeken Özcan, bu tür projelerde yerel yönetimlerin, halkın ve sivil toplum kuruluşlarının görüşlerinin şeffaf bir şekilde alınması gerektiğini ifade etti. “Ancak, liman inşaatının yer seçimi konusunda bölgede yurttaşlar tarafından yapılan itirazlara rağmen, yerel yönetimler ve vatandaşlar karar sürecine dahil edilmemiştir. Bu durum ciddi bir eksikliktir. Ayrıca, 2019 yılında yerel yönetim tarafından açılan davaya dair Danıştay’ın henüz kararını vermemişken, ihale tamamlanarak inşaat süreci başlatılmıştır. Bu, hukuki belirsizliğin göz ardı edilmesidir.” dedi.
Özcan’dan Bakan Kurum’a 12 soru
Muğla Milletvekili Özcan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a şu soruları yöneltti:
“Bu projenin çevresel değerlere, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun ve uygulanabilir olduğunu düşünüyor musunuz?”
“Proje, her ne kadar askeri olsa da bir liman niteliği taşımaktadır. Liman projeleri ile ilgili ÇED süreçlerinin yürütülmesi gerektiği açıktır. Neden ÇED süreci yürütülmemiştir?”
“ÇED ve SED (Sağlık Etki Değerlendirme) yapılmadan böylesi bir projenin inşaatına başlamanın geri dönülmez çevresel ve hukuki zararlara neden olacağı açık değil midir?”
“Proje alanında, Akdeniz’e özgü bir tür deniz çayırına yani Posidonia oceanicaya rastlanmıştır. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan (Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü), Muğla Valiliği’nden (İl Tarım ve Orman Müdürlüğü), Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nden, Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü’nden, mutlak koruma altına alınan habitat ve/veya deniz florası ve faunasının olumsuz etkilenip etkilenmeyeceğine dair görüş alınmış mıdır?”
“Caretta Caretta’ların Turgutreis sahillerinde yumurtladığı ve sonrasında da denizle buluştuğu bilinmektedir. Caretta Caretta’ların doğal yaşam alanı olan bu bölge için ne gibi önlemler alınmıştır?”
“Limanı kullanacak deniz araçlarının (Sahil Güvenlik Botları ve Tekneleri) oluşturacakları gürültünün deniz altı canlı yaşamına zarar vermemesi için ne gibi önlemler alınmıştır?”
“Yapılması planlanan limanın, ülkemizin de taraf olduğu doğa, yaban hayat ve biyolojik çeşitliliğin korunmasıyla ilgili şu uluslararası sözleşmelere:
a) Avrupa Yaban Hayatı Koruma Sözleşmesi (Bern),
b) Akdeniz'in Deniz Kirliliğine Karşı Korunması Sözleşmesi (Barselona),
c) Biyolojik Çeşitliliğin Korunması Sözleşmesi,
d) Nesli Tehlike Altında Olan Flora ve Faunanın Uluslararası Ticaretini Önleme Sözleşmesi (CITES), e) Peyzaj Sözleşmesi aykırı olduğunu düşünüyor musunuz?”
“Bu tesisin Turgutreis gibi yapılaşmanın, yoğunluğun ve nüfusun çok olduğu bir turizm merkezinde yapılması doğru mudur? Yapılmak istenen tesisin bulunduğu alanda kıyı yapılaşmalarının yoğunluğu göz önünde bulundurulmuş mudur? Bu aynı zamanda, sahil güvenlik limanı için de bir güvenlik sorunu teşkil etmeyecek midir?”
“Alanda mevcut marina, balıkçı barınağı, halkın denize girme ve güneşlenme iskeleleri, kumsal alanlar ve yoğun deniz trafiği dikkate alınmış mıdır?”
“Sahil güvenlik limanının bölge turizmini olumsuz etkileyeceği açıktır. Bu etkilere dair bir analiz raporu hazırlanmış mıdır? Hazırlanmışsa neden kamuoyu ile paylaşılmamıştır?”
“Şayet sahil güvenlik limanının bu bölgede yapılmasının gerekçesi milli güvenlik ise, bölgedeki marinayı kamulaştırma yoluna neden gidilmemiştir?”
“Sahil güvenlik limanı için Turgutreis’in merkezi yerine, alternatif bir yer bulunarak, şehir merkezlerinin dışına çıkarılması yönünde bir çalışmanız var mıdır?”
"Doğal ve kültürel zenginliklerin korunması hepimizin sorumluluğu"
Özcan, konuşmasının sonunda Turgutreis’in doğal ve kültürel zenginliklerinin korunmasının tüm toplumun ortak sorumluluğu olduğunu bir kez daha yineleyerek, bu projeye karşı olan duyarlılığın daha da artırılması gerektiğine dikkat çekti. Özcan, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların birlikte hareket ederek, çevreye ve insan sağlığına zarar vermeyecek alternatif çözümler üretilmesi gerektiğini vurguladı.