ALPER TEMİZ - 30 yıl önce kurulduğu ilk günden bu yana, Türkiye'nin en fazla tercih edilen operatör şirketi Turkcell'de, çalışanların yaşadığı haksızlıklara dair çarpıcı bilgilere ulaşıldı. Turkcell satış departmanında çalışan Gökhan B., şirketin çalışanlarına yönelik uyguladığı baskı ve haksızlıkları anlattı. Gökhan B., "Bizler ağır hasta olduğumuzda ya da ölümcül bir kaza geçirdiğimizde raporumuz olmasına rağmen maaşlarımızı doğru düzgün alamadık. Resmi tatillerde dahi ücretsiz izin yazıldı ve üç beş günlük resmi tatilin, maaşta kesintisine gittiler. Her şeyi yasal kılıfa uydurdular, uymadığında da mobbinglerle baskıladılar" diyerek iddialarını sıraladı.
"İş Görmezlik Raporu ve 'Hayati Riski Var' teşhisine rağmen, maaş neredeyse tümüyle eksik yattı"
"Öncelikle sendikalaşmamızın önü, 'Sendikalaşırsanız hepinizi kovarız' denilerek kapatıldı" diyerek sözlerine başlayan Gökhan B., "Kurumda yoğun iş temposu, bitmek tükenmek bilmeyen data aramaları ve haddinden fazla çalışma seansları nedeniyle elbette sık sık hastalanmalar oluyor. Mesela çalışamayacak seviyede hasta olduğumuzda, rapor götürmemize rağmen, şirket bu raporu asla dikkate almıyor ve maaşlarımızı 'İşe devamsızlık' bahanesiyle eksik yatırıyor. Birçok arkadaşımız bunu dile getiremiyor çünkü işsizlik korkusu gençleri ele geçirmiş durumda. Bizzat ben ağır bir kaza geçirdim ve darp edildim. Kafatasımda kırık tespit edildi. Ancak aldığım 'İş Görmezlik Raporu'na rağmen ve 791 gün bu kurumda çalışmama rağmen Turkcell, üç beş kuruşa tenezzül ederek maaşımda inanılmaz kesintiler yaptı. Hayati riskim olmasına ve kafa tasımda çatlak olmasına rağmen, beni haksızlıkla mağdur bıraktılar. Maaş bordrolarıyla karşılaştırınca, ortaya çıkacaktır. Bunu sadece bana değil, tüm çalışanlarına yapıyor bu firma" dedi.
"Resmi tatillerde dahi 'ücretsiz izin' yazıp maaştan kesiyorlar"
"En önemli nokta ise resmi tatillerde yaptıkları haksızlıklar" diyen Gökhan B., "Bu haksızlık şöyle işliyor; öncelikle çalışanlar zaten ağır bir mobbing altında. İnanılmaz bir korku imparatorluğu kurmuşlar kurum içerisinde. Bir resmi tatil geliyor, milli ya da dini bayram tatilleri; Turkcell tüm çalışanlarına anında 'ücretsiz izin' yazıyor ve o resmi tatillerde, tatil yapan tüm çalışanların maaşlarından ücret kesiliyor. Tüm bunlar maaş bordlarında tarihler karşılaştırınca ayan beyan ortaya çıkacaktır. Kurum içerisinde hastalanmaktan korkan ve antidepresana başlayan insanlar var. Maaş konusunda tüm kanıtlarım bordrolarla ortadadır. Keşke cesaret edip yaşadıklarını dile getirebilecek başka çalışan arkadaşlarımız da olsa ancak dediğim gibi, Turkcell çok profesyonel bir mobbing ve usulsüzlük icra eden bir şirket" diye konuştu.
"Yaşlı insanlar özellikle seçilip, usulsüzlükle paket sattırılıyor"
Gökhan B., "Özellikle ricamdır" diyerek şöyle devam etti, "Şimdi Adalet Bakanlığı 'Bu ülke hukuk devletidir' diyorsa bizzat bu işi bana zorla yaptıran Turkcell'i ihbar ediyorum; bu firma çalışanlarına baskı uygulayarak ve özellikle yaşlı insanların data numaralarını bizlere vererek aratıyor. Ortada özel bir 'seçilim' var. Bu insanların haliyle bir gün, taahhüdü bitiyor. Bizlere bu insanları özellikle arattırıyorlar ve özellikle hazırlanmış, dibine kadar usulsüzlük olan bir metni okutuyorlar. Bu metni okutmadan önce gayet masumane bir şekilde 'Taahhüdünüz bitti, yenileyelim mi?' şeklinde beyanatımız oluyor. Zaten durumun, gelen SMS'ler ile farkında olan o gariban insanlar için, özellikle hazırlanmış metni okuyup 'Onaylıyor musunuz?' diye soruyoruz. O ise sadece taahhüt yenilemeyi onayladığını düşünüyor ancak metnin içinde 'Anlamayacaklarını varsaydığı(mız)' Lifebox, Fizy ya da TV Plus gibi paketleri de okuyoruz.
Otomatik olarak yaşlı insanlar ömründe hiç kullanmadığı bu paketleri de 'Onaylıyorum' dedikten sonra satın almış oluyor. O yaşlı insanlar sadece arama ve internet kullanıyor. Ancak mesela fiyatı 300 lira olan bir paket, o kişinin hiç kullanmadığı, Turkcell'in özellikle hazırladığı metinlerle usulsüz şekilde satılan paketlerle fiyatı 450 liraya dek çıkarıyoruz. Milyonlarca insandan bu şekilde karşılıksız kazanç sağlıyor Turkcell ve bunu baskı ile çalışanlarına yaptırıyorlar. Bu satışlar yapılırken bir yönetici konuşma kaydını eş zamanlı olarak dinliyor ve bu satışlarla çalışanlarına prim vaadi veriyorlar. Eğer biz bir hukuk devletiysek bu konuşma metinleri ve kayıtlar şirkette var, incelensin ve daha da ağır usulsüzlük vakalarıyla bizzat Adalet Bakanlığı müfettiş göndererek muhatap olsun."