Son Mühür / Arif Enes Durak - Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nün yayımladığı “Toplum 5.0: Büyük Dönüşüm” raporu, Türkiye’nin süper akıllı toplum vizyonuna geçiş sürecini masaya yatırdı. Bilimsel veriler, karşılaştırmalı analizler ve politika önerileriyle hazırlanan raporda yarının Türkiye’sini de şekillendirecek öneriler yer aldı.
Girişimcilik ekosisteminde sıçrama var ama yeterli değil
Rapora göre Türkiye'nin Ar-Ge harcamalarının Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) içindeki payı son yirmi yılda önemli bir artış gösterdi. Bununla birlikte, veriler Türkiye’de girişimcilik ekosisteminin gelişmekte olduğunu, yatırımcı ilgisinin arttığını ve yenilikçi iş fikirlerine yönelik desteğin genişlediğini ortaya koydu. Bununla birlikte, bu gelişimin daha sağlam temellere oturtulabilmesi için politika yapıcılar, özel sektör ve akademi arasında daha güçlü bir iş birliği ve yönetişim mekanizması geliştirilmesi gerekmektedir denildi.
Start-up yatırımlarında 2021 yılı zirve yılı oldu. O yıl Türkiye'deki girişimlere toplamda 1.900 milyon dolarlık yatırım yapıldı. Ancak bu başarı, raporda temkinli bir dille değerlendirildi.
Yüksek patent başvurusu, düşük akademik kalite
Raporda Türkiye'nin bilimsel yayın kalitesi açısından küresel ortalamanın altında olduğu belirtildi. Buna karşın, patent başvurusu yapan firmaların toplam firma sayısına oranı küresel ortalamanın belirgin şekilde üzerinde. Üstelik bu tablo, çelişkili bir başka veriyi de ortaya koyuyor. “Ancak bu eğilim, uzun vadede sürdürülebilir bir inovasyon ekosistemi için yeterli olmayıp, nitelikli insan kaynağına dayalı bir yapı ile desteklenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır” denilerek, Türkiye’nin yüksek patent oranının kalıcı bir avantaja dönüşmesi için eğitim altyapısının güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
Dijitalleşmede Avrupa'nın önünde
Türkiye’nin dijitalleşme performansı ise pozitif bir tablo çiziyor. Rapora göre internet kullanım oranı istikrarlı biçimde artarken, kamu hizmetlerinin dijitalleşmesinde Türkiye birçok Avrupa Birliği ülkesini geride bırakmayı başardı. “En yüksek dijitalleşme puanlarına sahip ülkeler arasında Malta (97 puan), Estonya (92 puan) ve Lüksemburg (90 puan) ilk üç sırayı paylaşmaktadır. Türkiye, toplam 37 ülkenin değerlendirildiği sıralamada 13. sırada yer almakta olup bu konumuyla birçok AB üyesi ülkenin önünde bulunmaktadır” ifadeleriyle Türkiye’nin dijital devletleşme yolculuğu vurgulandı.
“Girişimcilik Bankası” ve “Girişimcilik Kanunu” şart!
Raporda yer verilen çözüm önerileri, yalnızca eleştiriyle sınırlı kalmadı. Türkiye’nin süper akıllı toplum vizyonuna ulaşabilmesi için atması gereken temel adımlar da sıralandı. En dikkat çekici önerilerden biri, doğrudan girişimciliği destekleyecek şekilde yapılandırılacak yeni kurumlar oldu.
İşte atılması gereken adımlar:
- Girişimcilik Bankası kurulmalı
“Türkiye’de girişimciliği doğrudan destekleyen, risk sermayesi mantığıyla çalışan bir ‘Girişimcilik Bankası’nın kurulması gereklidir. Bu banka, startup’lara yönelik özelleşmiş kredi ve yatırım mekanizmaları geliştirebilir, kamu kaynaklarını daha etkin kullanarak nitelikli girişimciliği teşvik edebilir. Finansman kararlarının, nitelikli yatırımcı kurulları aracılığıyla verilmesi, şeffaflık ve güveni artıracaktır.”
- Yalnızca kurum değil, hukuki altyapının da değişmeli
“Bir ‘Girişimcilik Kanunu’ çıkarılmalı; bu kanun, girişim şirketlerinin daha kolay kurulmasını, daha esnek düzenlemelerle faaliyet göstermesini ve paya dönüştürülebilir tahviller (PDT) gibi araçlarla daha esnek finansman modellerine ulaşmasını sağlamalıdır.”
- Beyin gücüne harita, Anadolu’ya teknoloji kümeleri
“Oluşturulacak bir Türk Diaspora Envanteri, kimlerin nerede, hangi sektörde, hangi yetkinliklerle çalıştığını belirlemeyi mümkün kılacak; beyin göçünün tersine çevrilmesi, stratejik iş birliklerinin kurulması ve Türkiye’nin girişimcilik ekosistemine yüksek katma değerli katkıların sağlanması açısından kritik bir işlev üstlenecektir. Türkiye’de ‘Anadolu Teknoloji Kümeleri’ oluşturularak, belirli bölgelerde biyoteknoloji, savunma sanayii, yapay zekâ, tarım ve enerji teknolojilerine odaklanan araştırma merkezleri kurulabilir. Bu merkezler, bölgesel yetkinliklere göre özelleştirilmiş altyapılarla donatılmalı ve sadece fiziksel değil, aynı zamanda yetkin insan kaynağı ve özel sektör iş birlikleri ile desteklenmelidir.”