Diyarbakır’da kaybolan ve daha sonra cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran, Türkiye'de kaybolan çocuklar gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Toplum Çalışmaları Enstitüsü Direktörlerinden Doç. Dr. Asmin Kavas tarafından hazırlanan raporda, Türkiye'de kaybolan çocukların sayısının her geçen gün arttığına dikkat çekildi. Kavas, “Her geçen gün daha fazla çocuğun kaybolması, toplumun gözleri önünde yaşanan ve çözüm bekleyen bir trajediyi derinleştiriyor” diyerek, kayıp çocuk meselesinin artık görmezden gelinemeyecek boyutlara ulaştığını vurguladı.
Avrupa’da her yıl 250 bin çocuk kayboluyor
Raporda, dünya genelindeki kaybolan çocuk vakalarına ilişkin de çarpıcı verilere yer verildi. Missing Children Europe ve AMBER Alert Europe verilerine göre, Avrupa'da her yıl yaklaşık 250 bin çocuk kayboluyor. Hindistan’da ise her 8 dakikada bir çocuğun kaybolduğu ve bu çocukların çoğunlukla insan kaçakçılığı gibi suçların kurbanı olduğu belirtildi. Amerika Birleşik Devletleri, Hindistan, Rusya, Almanya ve Meksika gibi ülkelerde kaybolan çocuk sayıları endişe verici düzeylere ulaşmış durumda.
Türkiye’de kayıp çocuk verilerinde eksiklik var
Türkiye'deki kayıp çocuklarla ilgili veri eksikliğine dikkat çekilen raporda, bu sorunun çözümü için öncelikle doğru ve kapsamlı verilerin toplanması gerektiği belirtildi. Doç. Dr. Asmin Kavas, "Türkiye’nin uluslararası ağlara üye olmaması, çocukların bulunması için hayati önem taşıyan küresel işbirliği fırsatlarından yararlanamamasına neden oluyor" diyerek, Türkiye’nin kayıp çocuklar konusunda uluslararası işbirliği ağlarına katılmadığını ve bu durumun sorunun çözümünü zorlaştırdığını ifade etti.
Enstitüden 10 maddelik "kurtarma" planı
Toplum Çalışmaları Enstitüsü, kayıp çocuklar sorununa çözüm üretmek için hazırladığı 10 maddelik "kurtarma" planını raporla paylaştı. Planın en önemli maddeleri arasında, Türkiye'de ulusal bir acil uyarı sisteminin kurulması ve uluslararası işbirliği ağlarına katılımın sağlanması yer alıyor. Ayrıca, kaybolan çocuklarla ilgili veri toplama kapasitesinin artırılması, toplumsal farkındalık kampanyalarının yürütülmesi ve teknoloji ile sosyal medyanın etkin kullanımına yönelik stratejiler de öneriler arasında bulunuyor.