ALPEREN ÖZDEMİR - İzmir'in Alevi köylerinden biri olan Uzundere’de, yıkım kararı bulunan ancak faaliyete geçen İsmailağa Cemaati'ne ait öğrenci yurdu ve Kur’an kursu binası, kamuoyunda tepkilere yol açtı. Dün gazeteciler alana giderek haber yapmak istemiş, İsmailağa Cemaati tarafından saldırıya uğramıştı. Bu duruma karşı CHP Karabağlar İlçe Örgütü, kaçak binanın önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay'ın da katıldığı açıklamaya, Uzundere köylülerinden de yoğun destek vardı.
"Haziran'da yıkım için geldiğimizde engellendik, emniyet güçleri yoktu"
Olayı yakından takip ettiklerini belirten Helil Kınay, şunları söyledi:
"Buradaki süreci hiç kimse bugün duymadı çünkü bu kaçak yapılaşmanın başladığı tarihten itibaren belediyemiz tüm yasal, idari ve siyasi süreçleri yürüttü. Haziran ayında buraya yıkım için geldiğimizde engellendiğimiz ve emniyet güçlerinin olmadığı görüntüleri basınla ve kamuoyuyla paylaştık. Yaptığımız basın açıklamaları ile kamuoyunu bilgilendirdik. Dolayısıyla bizler bu konuyu ilk kez konuşmuyoruz. O günden bugüne kadar da basın yoluyla, televizyon programlarıyla katıldığımız toplantılarda tüm bilgilendirme ve çağrıları yaptığımızı bugün bir kez daha buradan paylaşıyorum. Kamu hizmeti olarak görevimiz kaçak yapılaşmaya müsaade etmemektir. Bu noktada idari ve siyasi olarak yürüttüğümüz tüm çalışmalarla bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da görevimizi yapmaya devam edeceğiz ama kim tarafından kollandığı ve nereye gittiği belli olmayan bir yapıyla ilgili, ilgili kamu idarelerinin emniyet güçlerinin gerekli tahkikatla beraber kamuoyunu bilgilendirmesi gerekmektedir. Biz de bu noktada çağrımızı bir kez daha tekrarlıyoruz. Belediyemiz, idari olarak da yasal olarak da siyasi olarak da bulunduğu yerden hiçbir zaman geriye düşmemiştir, düşmeyecektir. Bu cümlelerin içerisinde bizler Karabağlar’da sağlıklı, güvenli, toplumla birlikte Anayasa’nın hukuku uygun gördüğünce yaşamaya, çalışmaya, birlikte olmaya devam edeceğiz."
"Uzundere'de yeni Aladağ'lar yaşanmasına izin vermeyeceğiz"
Basın açıklamasında CHP İlçe Başkanı Bülent Sözüpek de şunları söyledi:
"Uzundere köyü; yeni statüsüyle Uzundere Mahallesi, yaşayan sakinleri, kültürü ve yaşantısıyla, Karabağlar’ın ve dahi İzmir'in örnek alınan, birlikteliğin sembolü sayılacak niteliği ile burada 300 yıllık tarihiyle duruyor.Son günlerde gündeme ne yazık ki, anlamsız, Uzundere ile bağdaştırilamayacak bir konuyla gündeme geldi.Hepinizin medyadan, Halk TV aracılığıyla duyduğu: Başlangıçta ev olarak inşa edilen bu yapı, daha sonra kim olduğu belli olmayan bazı kişiler tarafından, köylüyü kin ve nefretle birbirine düşürecek şekilde kullanıldı. Her gün lüks araçlarla buraya insanlar taşınıyor ve köy halkı bu durumdan rahatsız. Bu kaçak yapının yıkılması ve kin ile nefret dolu bu olayların sona ermesi için yetkilileri göreve çağırıyorum.Kaçak konut olarak inşaa edilen, sonrasında kaçak konutu eklentilerle büyüterek, hangi amaca hizmet edeceği belli olan bu yapıyla, Uzundere'de yeni Aladağlar, Çivriller yaşanmasına asla müsaade etmeyeceğiz.Öncelikle burada Belediye Başkanımızın da belirttiği üzere kaçak yapılaşmayla yasalar çerçevesinde mücadele edeceğiz.Diğer yanıyla, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve hedefini müassır medeniyetler olarak belirlediği Türkiye Cumhuriyeti'nde, kaçak, kontrolsüz, çocuklarımızın her türlü can güvenliğinin olmadığı, modern eğitimden kapatıldığı, üzülerek söylemek gerekiyor ki, tacizlerine ve tecavüzlerin yaşandığı, yanarak can verdikleri bu ve türevlerine karşı, Cumhuriyet Halk Partisi'nin her bir ferdi olarak sonuna kadar mücadele edeceğiz.Kaldı ki, Narin'i katleden, daha iki gün önce iki kadını, iki genç filizi yaşamdan koparan da bu karanlık ve gerici zihniyetin, Çağdaş Türkiye'ye dayattığı karanlıktan başka bir şey değildir...Her şartta ve koşulda, kamu görevini icra etmek isteyen Belediye görevlilerine sopalı zorbalar saldırmış olsa da, bu karanlık ve kaçak yapı yıkılacak. İzmir'imizin ve Karabağlar'imızın aydınlığına gölge düşürülmesine asla izin vermeyiz, vermeyeceğiz."
Vatandaş tepki gösterdi, Kınay süreci anlattı: "Yıkım için güvenlik önlemlerini bekliyoruz"
Bölge halkının 'Başkan, burası bugüne kadar neden yıkılmadı?' çıkışı sonrası Başkan Helil Kınay 'Ben açık bir şekilde neden yıkılmadığını anlatayım' cevabını verdi, süreci şu sözlerle anlattı:
"Buranın temelinin atıldığı günden itibaren belediyemizin tutanakları ve yaptırımları vardır, birkaç kez yıkım işlemleri gerçekleştirilmeye çalışılmış, mahkeme tarafından yürütmeyi durdurma kararı alındığı için yıkım gerçekleştirilememiştir, benim göreve geldiğim andan itibaren de mahkeme kararına yapılan itirazlarla beraber yürütmeyi durdurma kararı kaldırılmış, tüm tebligatlar yapılmış ve yıkım işlemi için yasal olarak verilen cezai işlem olan kamusal görevimizi yerine getirmek için ekiplerimizle buraya geldik. Ama bunu yaparken, bölgenin emniyet ve sağlık güvenlik tedbirlerinin alınmasıyla ilgili olarak yani yıkımın doğru bir şekilde gerçekleştirilmesiyle ilgili olarak mevzuat kapsamında Emniyet Müdürlüğü, Kaymakamlık ve Valilik ile yazışmalar yapılması, ilgili kurumların gerekli önlemleri alması gerekmektedir. Biz Haziran'da büyükşehir ekipleriyle buraya yıkıma geldiğimizde önlemlerin alınmadığını, kim olduğunu ve nereden geldiğini bilmediğimiz eli sopalı, delici ve kesici aletlerle farklı niyetlerde olabilecek bir grup topluluğun burada beklediğini, iş makinalarıyla alanın ve yolun kapatıldığını gördük. Bu kapsamda Emniyet Müdürlüğü'müze gerekli bildirimleri yaparak güvenlikle ilgili yasal süreçlerimizi yerine getirdik. Bunları tutanakla kayıtlarla kayıt altına alarak söz konusu görüntüleri emniyetle paylaşarak gereğinin yapılmasını talep ettik. Bunlar sosyal medyada basın kuruluşlarımız aracılığıyla paylaşıldı, sonraki süreçte de yazışmaları yaptık. Nihayetinde buradaki kaçak yapıyla ilgili bir yıkım kararı mevcut ve bizim bu kararı yerine getirmekle ilgili irademizde bir değişiklik yok, bizler yasal olarak emniyetten sürekli talep ettiğimiz; alanın gerekli tedbirlerinin alınması hususunda işlemler yapılır yapılmaz görevimizi büyükşehirle birlikte yerine getireceğiz. Bu emniyet ve güvenlik belediyemizin sorumluluğunda değil, hukuk devletindeki ilgili kurumların sorumluluğundadır. Bizim de sorduğumuz soru şudur; Görevimizi yerine getirmek için yapacağımız işlemlerin engellenmesi noktasında kimlerin burada olduğu, ne yaptığı? Bu süreçle ilgili değerlendirmelerin ilgili kurumlar tarafından cevaplanması ve bizim de görevimizin yapılması yönündeki engellerin kaldırılması gerekmektedir."
Konuşmalar sonrasında bölge halkı bu yapıdan çok rahatsız olduklarını, çocuklarını güvenli bir şekilde tek başına dışarı göndermediklerini belirtti, söz konusu bölge için acilen yıkım kararının gerçekleşmesi gerektiği taleplerini yineledi.