Hayvan Hakları İçin Veteriner Hekimler Derneği Başkanı Dr. Ebru Tong, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. Tong; “ Yıllardır atılması gereken adımları anlatıyoruz. Bu noktaya geleceğimiz 2005 yılında da söylüyorduk. Belediye ve hayvan bakım evleri konusunda ciddi eksiklikler var. Bugüne kadar sadece izlendi. 15 yıl daha izlenmesine takatimiz yok” dedi.
“2005 yılından beri aynı şeyleri söylüyoruz”
2004'ten beri hayvanları koruma kanunu ülkemizde var diyen Tong; “İlk defa bu kadar gündeme oturabildi maalesef. Gündemi işgal ettiği kadar doğru bir yapılanmayla sonuçlanmadı. Bilimsel altlığı ya da uygulanabilirliği halen tartışılabilir. Tartışmaya açık bir şekilde geçti meclisimizden maalesef. Ben şunu söylemek istiyorum özellikle arşivimizi karıştırdım. Hayvan Hakları İçin Veteriner Hekimler Derneği olarak 2005 yılından beri biz aynı şeyi söylüyoruz. Yani gerçekten 20 yıl şaka değil. 2007 yılındaki basın açıklamalarımızı buldum. Şimdi hep sahipsiz hayvan sayısı ile konu gündeme geliyor. Yani aslında hayvan haklarıyla falan da gündeme gelmedi bu kanun. Hep sahipsiz hayvan sayısıyla gündeme geldi çünkü. Yasa gündeme düştüğünde, basında yoğun olarak yer aldığında maalesef ne hayvan haklarına aykırı davrananlar gündem olabildi bu kadar ne onların duruşmaları, ne onların gereksiz yere aldıkları iyi haller, düşürülen cezaları. Bunların hiçbiri aslında gündem olmadı ne yazık ki. Dolayısıyla bu noktaya geldik” diye konuştu.
“Kısırlaştırma esastır”
Veteriner Hekim Tong, kısırlaştırmanın ve üreme kontrolünün önemini sürekli vurguladıklarını belirterek, "Kısırlaştırma esastır. Biz burada yıllarca söylediğimiz halde merdiven altı üretim, kaçak yolla hayvanlarını üretip işte satan ya da sürekli dağıtan ya da sonradan bakamayacağını anlayıp sokağa bırakan, kısırlaştırmayı pahalı bulup kısırlaştırma yapmak yerine doğan hayvanları kayıt altına aldırmadığı hayvanından dolayı da zaten düne kadar da bir cezası olmadığı için sokağa salan bilinçsiz hayvan sahipleri dahil olmak üzere biz bu konuda uyarılarımızı yaptık. Sadece kısırlaştırma değil, sahiplendirme, kayıt altına alma, hayvanı terk etme ile ilgili cezalar ve kamuoyunun bilgilendirilmesi. Yani sahipsiz hayvan sayımız kaç kaç kaç yıllarca bunu gündemde tutmak yerine hayvan sahipliği ile ilgili ki bu ilk yasadan beri olan bir eğitim var aslında. Hayvan sahiplenirken insanların bir eğitim alması ve sertifika alması gerekiyor. Bu yönetmelikte de vardı ilk çıkan yönetmelikte. Bununla ilgili hiçbir şey yapılmadı. Ne hiçbir kurum bunu üstlendi ne bakanlıktaki çalışmaların içinde bu yer aldı. Dolayısıyla ne oldu bilinçsiz bir hayvan sahiplenme ve sonucunda bunların sokağa bırakılması. Dolayısıyla siz üreme kontrolünü istediğiniz kadar kısırlaştırma yapıp kontrol altına alamıyorsunuz ama İzmir örneğinden yola çıkarak şunu söylemek istiyorum. Kısırlaştırmanın faydası yok diyenler, bakın ne demişiz, yaklaşık tabii ki bunlar tahmini rakamlar sonunda bu konu gündeme gelmeye başladığında rakamlar konuşulduğunda İzmir için iddia edilen sahipsiz hayvan sayısı 2007’de 200 bindi. Bakın 2023 sonunda 450 bindi. Üç yılda üç katına yakın artmışken, 15 yıla yakın süreçte 250 bin artmış. yani kısırlaştırma yapılıyor boşa gidiyor diye bir şey yok. Bakın bu İzmir'de işe yaramış. Bir kere bu bir gerçek ama sorun şu: Ülkemiz İzmir'den ibaret değil. Belediyelerin toplamında şu an meclis raporuna da gerekçe olarak sunulan raporda belirtilen rakam 322 adet hayvan bakım evi varmış. Bakın kısırlaştırma yapacaksanız rehabilitasyon yapacaksanız hayvan bakım eviniz olmak zorunda zaten. Yani bunu yasayı harca yazmaya gerek yok. Yani rehabilitasyon dediğiniz şeyin birinci aşaması bir bakım eviniz ve o hayvanlara vereceğiniz hizmetler için bir yeriniz olması lazım. Bunlar yıllarca yapılmamış. Yani ülke genelinden bahsediyorum.
“Yıllardır gereken adımlar atılmadı”
İzmir'deki sahipsiz hayvan sayısının 2007 yılında 200 bin iken 2023 sonunda 450 bine çıktığını belirten Tong; "Kısırlaştırma yapılmasına rağmen bu rakamların artması, kısırlaştırmanın boşa gittiği anlamına gelmiyor. İzmir örneği, kısırlaştırmanın işe yaradığını gösteriyor. Ancak ülkemiz İzmir'den ibaret değil. Belediye ve hayvan bakım evleri konusunda ciddi eksiklikler var" şeklinde konuştu. Tong, Türkiye genelinde toplamda 322 hayvan bakım evinin bulunduğunu ve bu yapıların rehabilitasyon sürecinde önem taşıdığını belirterek, "Kısırlaştırma ve rehabilitasyon için öncelikli olarak bakım evleri gereklidir. Ancak bu konuda yıllardır gereken adımlar atılmadı" dedi.
“Aksi takdirde hayvanları yaşatmak mümkün olmayacak”
Tong; “Evcilleştirdiğimiz hayvanların artık sorumluluğunu almak zorundayız. Yani o büyük kapasiteli bakım evleri fikri neye yarar? Ben size söyleyeyim mi? İnşaat sektörüne yarar. Betona parayı gömerler, sonra derler ki bütçe kalmadı. Zaten bu kadar hayvana bakacağız. Asıl yapılması gereken yine yapılmaz. Bu şekilde aradan on beş yıl geçer bizler ki on beş yıl önce bunu konuşmuştuk. Artık biz, yani veteriner hekim olarak ülkede kalmak istemeyiz. Çünkü ülkede hayvan yaşatmak mümkün olmaz. Geleceğimiz nokta bulur” açıklamasında bulundu. Tong, barınakların ve diğer gerekli altyapının 2028 yılına kadar tamamlanması gerektiğini belirterek, "Kanun, barınakların ve diğer hazırlıkların 2028 yılına kadar tamamlanmasını talep ediyor. Bu süre zarfında, barınaklar hazır olmadan hayvanların öldürülmesi söz konusu olamaz," dedi. Tong, yetkililere ve yerel yönetimlere çağrıda bulunarak, bu konuda gereken tüm önlemlerin bir an önce alınması gerektiğini ifade etti.
“Sahiplendirme çok önemli”
Sahiplendirmenin önemine dikkat çeken Tong, sahiplendirme ve sokaktaki hayvanların evde kalma oranlarının artırılması gerektiğini belirtti. "Sahiplendirme çok önemli. Bu uygulamaları yaparsak, sokaktaki hayvanların evde kalma oranını yükseltiriz. Bu konuda herkesi bilinçli olmaya ve doğru kaynaklardan bilgi almaya çağırıyorum" şeklinde konuştu. Tong, "Bu konular gündemde iken, doğru insanlara danışılmalı ve bilimsel verilere dayanılmalıdır. Aksi halde, yanlış bilgilendirme ve yetersiz uygulamalarla karşılaşabiliriz" dedi.
Yerel Yönetimler ve Vatandaşlara Çağrı
Yerel yönetimlere de çağrıda bulunan Tong, "Vatandaşlarımızdan, 2028'den önce sokakta köpek istemiyoruz dememelerini rica ediyorum. Mevcut kapasiteler yetersiz ve bu konuda sağduyulu olunmalı. İzmirli vatandaşlarımızın bu sürecin farkında olarak, yerel yönetimlerin görevlerini yerine getirmesine destek vermeleri gerekiyor" şeklinde konuştu. Tong, tüm yerel yönetimlerin ülke genelinde gerekli adımları atarak, hayvanların haklarını koruma konusunda sorumluluklarını yerine getirmeleri gerektiğini vurguladı.