Elektrik dağıtımındaki özelleştirmelerin yol açtığı facialar gündemden düşmüyor. Diyarbakır-Mardin arasında elektrik tellerinde çıkan kıvılcımlarla başlayan yangında 15 kişi hayatını kaybetmiş, İzmir’de ise açık bırakılan hatlar yüzünden yağmur sırasında akıma kapılan 2 kişi ölmüştü. Şimdi ise İzmir’in Urla ve Menderes ilçelerindeki orman yangınlarının elektrik tellerinden kaynaklandığı ortaya çıktı. İzmir Valisi Süleyman Elban, Urla’daki yangının cumartesi akşam saatlerinde elektrik telinin kopması sonucu başladığını belirtti. Aşırı rüzgar ve kuraklığın etkisiyle yangının hızla yayıldığını vurgulayan Elban, 440 hanelik bir sitenin tahliye edildiğini açıkladı. Menderes ilçesi Şaşal Mahallesi’nde çıkan yangının da kopan bir elektrik telinden çıkan kıvılcımlarla başladığını belirten Elban, bu yangın çevresindeki yerleşim yerlerinde tahliye gereksinimi bulunmadığını ifade etti.
1. Gizli neden: Özelleştirme
Türkiye'de elektrik dağıtımının özelleştirilmesinin tamamlandığı 2013 yılından itibaren, 21 farklı bölgede elektrik dağıtım faaliyetlerini yürüten 21 dağıtım şirketinden biri olan Gediz Elektrik, İzmir ve Manisa'nın elektrik dağıtımını üstlenmektedir. Gediz Elektrik'in sahibi Aydem Enerji'dir. Aynı şirkete bağlı ADM Elektrik ise, Aydın, Denizli ve Muğla gibi orman yangınlarının sıkça görüldüğü illerin elektrik dağıtımını yapmaktadır. Gediz Elektrik’in hizmet verdiği İzmir'in Konak ilçesinde, 12 Temmuz'da sağanak yağış sırasında su birikintisine basan 23 yaşındaki Özge Ceren Deniz ve 44 yaşındaki İnanç Öktemay, açıkta bırakılan elektrik kabloları nedeniyle elektrik akımına kapılarak yaşamlarını yitirmişti.
Uyarılar yapılmıştı
Elektrik Mühendisleri Odası, özelleştirmelerin hemen ardından 2012'de hazırladığı Elektrik Özelleştirmeleri raporunda bu uygulamalarla ilgili uyarılarda bulunmuş ve sonuçları şu şekilde açıklamıştı: Yenileme ve genişleme yatırımları tüketiciye yükleniyor; dağıtım tesisi yatırımları teknik, ekonomik ve fiziki yeterlilikleri açısından denetimsiz kalıyor ve denetim işinin özelleştirilmesi planlanıyor; denetimsizlik ortamı gelecekte büyük sorunlar yaratabilir; kayıp/kaçak miktarı artıyor; periyodik bakım ve onarıma yeterince önem verilmiyor; tüketici başına kesinti süresi ve sayısı kamuoyu denetiminden uzak; iş güvenliği kötüleşiyor ve ucuz işgücünden yararlanılıyor.
2. Gizli neden: Çarpık kentleşme
İzmir'deki bir başka felakette Karşıyaka'da çıkan yangındı. Rüzgarın etkisiyle büyük bir alana yayılan bu yangın kısa zamanda yerleşim alanlarına sıçramıştı. Bu yangınla birlikte de başka bir gizli neden ortaya çıktı: Çarpık kentleşme... İzmir'deki çarpık kentleşmenin en belirgin sonuçlarından biri, Karşıyaka'da çıkan ve 62,5 saat süren yangında ortaya çıktı. Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Karşıyaka, Yamanlar'da tehlike ucundan döndü. 17 bina yandı ama kuvvetli rüzgar güneye doğru devam etseydi Karşıyaka'nın tutuşması engellenemezdi, şehir yangına teslim olabilirdi. İzmir'de yerleşim yerleri ormanın içine girmiş durumda. Ormanlık alanlarla yerleşim yerlerinin arasındaki mesafe açılmalı" diye konuştu.
''Şehrin ormanlık alanlardan uzak olması gerekiyor''
Yangından etkilenen yerleşim yerlerinin ormanların dibinde olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yaşar, “Yerleşim yerleri ile ormanlık alanlar arasında en az 100 metre mesafe olmalı. Bu 100 metre mesafe içine de yangın boruları döşenmeli, su vanaları takılmalı. Herhangi bir yangında itfaiyenin gelmesi beklenmeden vanalardan su basılmalı ki yangın yerleşim yerlerine yaklaşmasın. Şehir plancıları tarafından 20 yıl sonra İzmir'in olası yerleşim yerlerinin şimdiden belirlenmesi, şehir planlamasının afet tehlikesi düşünerek yapılması gerekiyor. Şehrin ormanlık alanlardan uzak olması, aradaki mesafeye savunma vanaları konulmalı. Önlem baştan alınmalı" ifadelerini kullandı.