Yargı dizisini oyuncu kadrosuna katılan Başsavcı Ertuğrul karakterine hayat veren oyuncu Naşit Özcan sosyal medyada en çok merak edilenler arasına girdi. Naşit Özcan'ın hayatını araştıran kullanıcılar edindikleri bilgilerle şok oldular. Hababam Sınıfı'nın Hafize Anası karakteri ile bilinen Türk Sineması'nın usta ismi Adile Naşit, Naşit Özcan'ın halası olduğu, Selim Naşit Özcan'ın ise babası olduğu ortaya çıktı. İşte detaylar...
Halası Hababam Sınıfı'nın 'Hafize Ana'sı Adile Naşit
Yargı dizisinin kadrosuna Başsavcı rolü ile katılan Naşit Özcan, Türk Sineması'nın usta isimlerinden Adile Naşit'in yeğeni, Selim Naşit Özcan'ın da oğlu olduğu ortaya çıktı.
Naşit Özcan Kimdir ?
Naşit Özcan 1957 yılında İstanbul'da doğdu. Türk Tiyatrı tarihinde önemli bir yere sahip olan Selim Naşit Özcan'ın oğlu, Adile Naşit'in ise yeğeni olarak bilinir. Yakın zamanda Adile Naşit'in hayatını anlatan filmde de rol alacak olan Naşit Özcan, şimdilerde Yargı dizisinde Başsavcı Ertuğrul olarak rol alıyor.
Hülya Koçyiğit'in sunuculuğunu üstlendiği 'Film Gibi Hayatlar' programına katılan Naşit Özcan, oğlu Ahmet'i 15 yaşında kaybeden halası Adile Naşit'in hakkında bilinmeyenlerini anlatmıştı...
Sanatçı bir aileden geliyor
Sanatçı bir aileden gelen Naşit Özcan'ın, dedesi Naşit bey, halası Adile Naşit, babası ise Selim Naşit olarak biliniyor. Böyle bir ailede büyümenin gurur verici olduğunu dile getiren, Özcan, ''Böyle bir ailede olmak gururlu, çok ağır bir yük. Eğer onların yolunda ilerliyorsanız hele çok daha ağır bir yük. Ben inanıyorum ki Naşit'lerin soyadını hiç yere düşürmedim. Şehir Tiyatroları'nda 35 yılım geçti. Birçok ödüller aldık.'' dedi.
Nejat Uygur'un yanında yetişmiş
Nejat Uygur'un yanında yetiştiğini dile getiren Nejat Özcan, ''Onun yanında çok şey öğrendim. O benim hocamdı. Nejat abi çok sert bir adamdı sahnede. Evet kuliste çok ağır disiplinleri vardı. ''Kapıdan girerken dedikodunuzu paspasın altına bırakın çıkarken alırsınız'' diye bir yazısı vardı, hiç unutmam'' ifadelerini kullandı.
Tiyatrocu olmaya karar vermesinin ardından ailesinin karşı çıktığını belirten Naşit Özcan,''Ben bu işi yapmaya kalktım. karşı çıktılar. Ben halam ölmeden iki sene onun evinde kaldım. Halam, hiçbir zaman ne babama ne bana 'Gel şu filmde oyna, Ertem Eğilmez'le konuştum' demedi.. Fakat halam bir gün Nejat Uygur Tiyatrosu'nda beni seyretmeye geldi ve sahneye çıktı. Nejat Abi çağırdı finalde. Herkesin içinde benden özür diledi halam. Yeğenim çok iyi bir sanatçıymış. Ben onun bunca senedir bu kadar yetenekli olduğunu düşünemedim, bilemedim dedi.
Sonra ben Afife Jale'de en iyi erkek oyuncu adayı olduğum sene, babamın da son zamanlarıydı, karşılıklı oturuyoruz. Babamın gözlerinin o hastalıklı gözlerinin bana bakıp böyle güldüğünü gördüm. Yani oğlunun o noktaya gelmesi ailem için çok önemliydi. Naşit Özcan olarak devam ettiğim için kimse benim aileden geldiğim için torpilli diyemediler. O yüzden de ne yaptımsa tek başına yaptım. Duyuyorlarsa ruhları şad olsun. Yukarıda çok güzel ve müthiş bir kadro var. İnşallah biz de oraya gittiğimizde o kadronun yanına gideriz diye düşünürüm'' dedi.
Her akşam Ahmet için ağlardı
Halası Adile Naşit hakkında da konuşan Özcan, Adile Naşit'in hasta oğlu Ahmet'in adını kendi oğluna verdiğini söyledi. ''Ahmet onun 15 yaşındayken kaybettiği oğlu, hayatının en büyük acısı. Hep taşıdı onu. Her akşam işten döndüğünde otururduk masaya. Dururdu yemeği önünde. Başlardı böyle şıpır şıpır ağlamaya, sonra gözyaşını silerdi. Hadi bakalım. yemeklerimizi yemeğe başlayalım derdi. Ritüeliydi o her gün. Zaten onu o hastalığa götürdü'' dedi.
Özcan, ''Şimdiki gençlerde ben oldum havası var. Halamın elinde çantası ile Levent'te şarküteri ya da manava giderdi. Hiç hayatı boyunca ben starım diye dolaşmadı mesela. Hiç hatırlamıyorum. Babam da öyle. Mütevazı değiller şimdi ve sanıyorlar ki sanatı biz yarattık'' şeklinde konuştu.
