KÜLTÜR VE SANAT HABERLERİ

Yaşar Üniversitesi'nde müzik terapisi söyleşisi: Müzik ruha dokunuyor!

Yaşar Üniversitesi’nde gerçekleşen “Müzik Terapi Nedir?” başlıklı söyleşide, müzik terapisti Büşra Turna, terapinin uygulama metotlarını ve hedef kitlesini anlattı. Turna, otizm ve davranış bozukluğu teşhisi alan kişilerle çalıştığını ve müzik terapinin onlar üzerindeki etkilerinin oldukça olumlu olduğunu söyledi.

Yaşar Üniversitesi Müzik Bölümü mezunu ve müzik terapisti Büşra Turna, “Müzik Terapi Nedir?” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi. Turna, Belçika’da bulunan LUCA School of Arts'da Müzik Terapi bölümünde yüksek lisans eğitimine devam ederken, bir yandan da otizm ve davranış bozukluğu olan 17 yaşındaki bir gençle çalışıyor. Yaptığı sunumda, müzik terapi çeşitlerinden ve uygulama biçimlerinden bahseden Turna, bu terapinin psikodinamik bir tedavi yöntemi olduğunu söyleyerek “Benim de uyguladığım aktif müzik terapi, Avrupa’da en yaygın ve en etkili olan yöntem. Terapide yapılan doğaçlama; solo, düet veya grup halinde yapılabilir. Terapi alan kişinin bir müzik geçmişi olmasına veya enstrüman çalmayı bilmesine gerek yok, herkes müzik terapisi alabilir.


Bu terapinin amacı davranış veya algı bozukluklarını tedavi etmek. Müzik terapide kullanılan psikodinamik yaklaşımın hedefleri ise danışanın öz farkındalığı ve geçmişin şimdiki davranış üzerindeki etkisinin anlaşılmasıdır. Psikodinamik yaklaşım, danışanın geçmişteki işlevsiz ilişkilerden kaynaklanan çözülmemiş çatışmaların ve semptomların incelenmesini sağlar. Seans sırasında danışan müziğe aktif katılım sağlar. Seans odasında bulunan müzik ve enstrümanlar kişinin kendini ifade etmesine yardımcı olur. Seçilen enstrüman bile danışan hakkında ipuçları verir. Terapi süreci her seansta danışanın tek başına veya terapistle birlikte kendini bir enstrüman çalarak ifade etmesiyle ilerler” dedi.

“Engelli bireyler için iyi bir seçenek”

Müzik terapinin, özellikle engelli bireyler üzerinde etkili olan bir yöntem olduğundan bahseden Turna, “Araştırmalar, sözel olmayan terapi biçimlerinin engelli bireylerde daha etkili ve pozitif sonuçlar oluşturduğunu söylüyor. Bazı engelli bireyler sözel iletişimden kaçınabiliyor, utangaç ve içe kapanık olma eğilimindeler. Fakat ilişkisel düzeyde çok keskin bir algıya sahipler. Bu nedenle müzik terapi onlar için iyi bir seçenek. Bununla ilgili birçok makale ve vaka örneği var. Müziğin kendi başına bir terapi olduğu söyleniyor fakat bunu hobi olarak yapmakla müzik terapi almak farklı şeyler. Müzik terapi sadece engelliler için değil, şizofreni gibi psikotik bozukluk, kişilik ve davranış bozuklukları, depresif bozukluklar yaşayanlar, demans hastaları, gündelik yaşamda stres yaşayan kişiler ve Parkinson hastaları için oldukça faydalı bir yöntem” diye konuştu.

Çalıştığı otizmli danışanıyla gerçekleştirdiği terapi süreci hakkında konuşan Turna, şunları söyledi:
“Bu uzun bir süreç, terapinin sonuçlarını görmek uzun zaman alabiliyor. Müziğin onu oldukça rahatlattığını söyledi. Agresiflik gibi davranış bozuklukları da var, bu açıdan sakinleşti. İletişim konusunda problemli olan kişiler için müzik veya sanat terapisi daha yerinde ve oldukça etkili bir yöntem oluyor.”