Kamuoyunda büyük yankı uyandıran ve bebek hastaların ölümüyle bağlantılı haksız kazanç iddialarını içeren 'Yenidoğan Çetesi' davasının dördüncü duruşması Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, adliyenin konferans salonunda başladı. 29'u tutuklu olmak üzere toplam 58 sanığın yargılandığı davada, tutuklu sanıklar, tutuksuz sanıkların bir kısmı, müşteki avukatları ve mağdur ailelerin avukatları hazır bulundu. Duruşmada, savcı Yavuz Engin'i tehdit ettiği öne sürülen tutuklu sanık Mustafa Kemal Zengin'in savunmasının alınması bekleniyor.
Hemşireden çarpıcı ifadeler
Duruşmada söz alan tutuklu sanıklardan hemşire Nigar Kubilay, başhemşire olarak görev yaptığını ancak doktor Fırat Sarı ile yaşadığı anlaşmazlıklar sonucu işten çıkarıldığını iddia etti. Kubilay, "Fırat Sarı beni yönetime şikayet etmiş. Yönetim de bana 'Fırat Bey ile aynı ortamda bulunmayacaksın' dedi. Kısa bir süre sonra da işten çıkarıldım. Yönetime gidip 'Ya ben ya Nigar' demiş. Daha sonra başka bir hastanenin yenidoğan biriminde işe başladım ancak Fırat Sarı'nın orayla da ilgilendiğini öğrendim. Hatta yönetime gidip daha önce yaşadığımız olayları anlattım ama 'Sorun yok' dediler. Ben epikriz yazmadım, bu hemşirenin sorumluluğunda değildir. Hastanın ölümü halinde epikriz yazılması gerekir ancak sistemde yazılmamış görünüyordu. Ben de yazılması gerektiğini hatırlattım" şeklinde konuştu. Duruşmada ayrıca Fırat Sarı'nın mesaj kayıtlarında Nigar Kubilay hakkında 'İşine geleni yapıyor. Buna niye yüz veriyorsun. Kanlı Nigar' yazdığı ortaya çıktı. Kubilay bu mesajlara ilişkin olarak, "Aramızda husumet vardı, bu şekilde demeleri normal. Ancak ben epikriz yazmadım" dedi.
Mahkeme başkanından 'hasta bulma' itirafına sert tepki
Mahkeme Başkanının, konuşma kayıtlarında geçen '"Bana hasta bulun" dediğiniz görülüyor, bunun hakkındaki savunmanız nedir?' sorusu üzerine Sanık Kubilay, "Hastane yönetimi bizden hasta bulmamızı istiyordu, bu nedenle ben de hasta bulmamız gerektiğini söyledim" yanıtını verdi. Nigar Kubilay'ın savunmasının devamında, mesul müdür ve başhekimin farklı kişiler olduğunu ve görev tanımlarının ayrı olduğunu belirtmesi üzerine Mahkeme Başkanı şaşkınlığını gizleyemeyerek, "Bu bilgiyi ilk kez sizden duyuyorum. Kaç celsedir böyle bir bilgiyi kimse söylemedi" ifadelerini kullandı.
İdari amirden şok iddia: 'Fırat Hoca bize prim vereceğini söyledi'
Tutuklu sanıklardan idari amir Remzi Karaca ise yöneltilen suçlamaları kesin bir dille reddetti. Karaca, "Benim görevim 112 tarafından gelen hastaların bilgilerini doktora iletmektir. Doktorun hasta kabul etme ya da etmeme kararının ardından bunu 112 servisine bildirmektir. Bazen bazı hastalar bize ait ambulansla gelmek istiyordu. O durumda biz hastadan ücret alıyoruz ancak eğer sevkle gelecekse 112 ile geliyor ve herhangi bir ücret alınmıyor. Eğer bizim ambulans hizmetimizi kullanacaksa 112'yi arayıp durumu bildiriyorduk" dedi. Savunmasının ilerleyen aşamalarında Karaca, "Fırat Hoca bize 'Size prim vereceğim' dedi. Bu nedenle Mert isimli kişi üzerinden bize düzenli olarak ufak miktarlarda motivasyon parası gönderirdi" şeklinde şok edici bir iddiada bulundu. Duruşmanın ilerleyen saatlerinde diğer sanıkların savunmalarının alınmasına devam edilmesi bekleniyor.