Erzurum’da 33 haftadır kesintisiz olarak İsrail’in Gazze’ye saldırılarını protesto etmek için sağlıkçılar tarafından düzenlenen sessiz yürüyüş bugün yapılan basın açıklamasıyla devam etti.
Yakutiye Kent Meydanı Lala Paşa Cami önünde buluşan doktorlar, tıp fakültesi öğrencileri ile sağlık çalışanları, ellerinde Türk ve Filistin bayrakları ile Yakutiye Medresesi’ne kadar yürüdü.
Burada grup adına basın açıklamasını Atatürk Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğrencisi Ahmet Talha Yer okudu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Savaşın 273. günü olan bu günde, terörist İsrail'in elde edebildiği tek şey kırk bini aşan Müslümanı şehitler kervanına katmak; din, dil ve ırk fark etmeksizin her akıl ve şuur sahibi insanı kendilerinden biraz daha fazla nefret ettirmek oldu. Onlar, insan vasıflarını taşımadıklarını gösterdikleri zulümlerini savaşın sonuna kadar devam ettirecekler ve her geçen gün dünyadaki sonlarına, ahiretteki azaplarınınsa başlangıcına doğru adım adım ilerleyecekler.
Peki bize düşen nedir? Biz ne yapacağız? Allah bize bu günleri görmeyi takdir etmişken biz kimin tarafında olmayı seçeceğiz? Ecdadımız gibi zulmün ve küfrün karşısında mı olacağız, yoksa zalimlerin yanında mı? Peki ya bu savaş yalnızca Gazze'ye mi aittir? Bizim bu hikayede ki tek vasfımız, haberlerde gördüğümüz bir iki görüntüye ahlanıp vahlanıp hayatımıza devam etmek midir? Bu kadar büyük bir soykırımda bizim rolümüz nasıl sadece uzaktan ağlamak olabilir? Hayır! Biz en az Gazzeli kardeşlerimiz kadar bu mücadelenin içindeyiz. Biz bu hikayenin başrolleriyiz ve kendi ellerimizle -en az oradaki mücahitler kadar- siyonizmle mücadele edebiliriz, etmeliyiz, edeceğiz. En az o mücahitler kadar siyonizme zarar verebiliriz, vermeliyiz, vereceğiz. Ama nasıl? Ellerimizi semaya açarak. Ellerimizle oraya maddi destek sağlayarak. Ellerimizi o zalimlerin ürünlerden çekerek, Ellerini boykotlu ürünlere uzatanların ellerini geri çevirerek. Ellerimize kalem alarak. Çocuklarımızın ellerinden tutarak... Gazze'deki çocukları israil bombardımanından korumak ne kadar bizim görevimizse dünyanın diğer çocuklarını da siyonizmin pis emellerinden kurtarmak o kadar bizim görevimizdir. Sözlerimizi dinleyen herkesi tüm varlığıyla bu zulme karşı durmaya çağırıyoruz. Unutmayınız ki tüm bu saydıklarımız, yaparsak sevap kazanacağımız nafileler değil, bilakis yapmazsak üzerimize borç olarak kalacak ve ahirette bizden hesabı sorulacak vaciplerdir.”
Program yapılan duanın ardından sona erdi.