İzmir Sağlık Platformu, iş bırakma eyleminin ikinci gününde İzmir İl Sağlık Müdürlüğü önünde prtotestoya devam etti. Aile Hekimleri Derneği, İzmir Tabip Odası, HEP-SEN, Birlik Sağlık-SEN, SES, Genel Sağlık-İŞ ve sağlık emekçilerinin örgütlendiği sendikalar, yeni Aile Hekimleri Yönetmeliği’ne karşı 5, 6 ve 7 Kasım tarihlerinde iş bıraktı.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'na seslenen sağlık çalışanları "Gör Memişoğlu, duy Memişoğlu" diyerek sloganlarla açıklama gerçekleştirdi.
İzmir Aile Sağlığı Çalışanları Derneği (İZASED) Başkanı Bergen Seran tarafından okunan açıklamada, aile sağlığı çalışanlarının karşılaştıkları sorunlara dikkat çekildi. Seran, yapılan iş bırakma eyleminin gerekçelerini detaylandırarak, “Biz İzmir Sağlık Platformu olarak iş bırakmamızın ikinci gününde yine buradayız. Neden mi iş bırakıyoruz?” diyerek bakanlığa seslendi.
Seran, aile sağlığı çalışanlarının aşılama, bağışıklama, bebek, çocuk, gebe ve HPV izlemleri gibi birçok sorumluluğu yerine getirdiğini, ancak bu hizmetlerin kendi sistemlerinde görünmediğini vurguladı. “Dizi tüm sistemde yok sayıldığımız için iş bırakıyoruz,” diyen Seran, sağlık çalışanlarının sistemde aktif bir iş gücü olarak yer aldığını, ancak Sağlık Bakanlığı'nın gerekli aşı, ilaç ve tıbbi malzemeleri temin etmediğini belirtti.
Açıklamada, maaşlar üzerinde yapılan kesintilere dair de konuşan Seran, “Maaşlarımızın her hastaya, yaptığımız her vizite başına KDV, stopaj ve prim aralığında ödemeler yaparak, sağlığı rant kapısı haline getirdiği için iş bırakıyoruz. Birinci basamağı da özelleştirmeye çalıştığı için iş bırakıyoruz,” diyerek yaşadıkları maddi zorluklara vurgu yaptı.
Sağlık Bakanlığı'na seslendiler
Aile sağlığı merkezlerinde hamileler, bebekler ve çocuklar için gerekli izlemler ve danışmanlık hizmetlerinin sağlanamadığını belirten Seran, çalışanların yoğun iş yükü altında beş dakikadan fazla vakit ayıramadığını ifade etti. Ayrıca, entegre aile sağlığı merkezlerinde birinci basamağın iş yükü ve nöbet sistemine dair de eleştiriler getirildi. Seran, “Birinci basamağın iş yükünü yok sayıp bir de üzerine en az 5 olmakla birlikte 24 ya da 16 saat nöbet sisteminde bulunduğumuz için iş bırakıyoruz,” dedi.
Açıklamanın sonunda Sağlık Bakanlığı'nın yönetmeliklerine ve çalışanların yaşadığı zorluklara değinen Seran, şu ifadeleri kullandı: “Sağlık Bakanlığı formüllere ve katsayılara boğulmuş bu yönetmeliğe özen göstermiş, emek vermiş. Keşke verdiği bu emek gösterdiği bu özen biz aile hekimliği çalışanlarına pozitif bir katkı sağlasaydı. Keşke halkın sağlığına pozitif bir katkı sağlasaydı. Keşke kamu binalarında A sınıfı hizmet verebilmemizi sağlasaydı. Koruyucu sağlık hizmetlerine kalite katsaydı. Keşke aşımız olsaydı, keşke aile planlaması malzemelerimiz olsaydı. Keşke aile hekimliğinde ebe-hemşire, doktorun bir ekip olduğu unutulmasaydı.”