İlhan Akaltun, Son Mühür TV’de yayınlanan Hayatın Nabzı programında Kemal Kamburoğlu'nun sorularını yanıtladı. Programda, Suriye'deki iç savaşın Türkiye, İsrail ve bölge ülkeleri üzerindeki etkileri derinlemesine analiz edildi. Türkiye'nin hem ulus bütünlüğünü hem toprak bütünlüğünü doğrudan ilgilendiren gelişmelerin Türkiye’yi, Suriye’yi ve Orta Doğu’yu nasıl etkilediği üzerine analiz yapıldı. Özellikle Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki askeri operasyonları, Barış Pınar Harekatı'nın başarısızlığı ve ABD'nin bölgedeki rolü gibi konulara odaklanıldı. Akaltun, Suriye'de İsrail'in oyun kurucu olarak ortaya çıktığını ve büyük İsrail projesi kapsamında bölgede egemenlik kurmaya çalıştığını belirtti. Türkiye'nin ise Suriye'nin toprak bütünlüğünü desteklemesi gerektiğini ve bu doğrultuda daha akılcı hareket etmesi gerektiğini vurguladı.

Programda ayrıca PKK ve Kürt meselesi de ele alındı. Akaltun, PKK'nın bölücü bir örgüt olduğunu ve Türkiye'nin terörle mücadele konusunda kararlı olması gerektiğini ifade etti. Kürt sorununun çözümü için ekonomik kalkınma, adalet ve eşitlik gibi konulara odaklanılması gerektiğini savundu. Program boyunca, Türkiye'nin iç siyaseti ve ABD'nin Orta Doğu politikaları gibi konulara da değinildi. Genel olarak program, Suriye'deki karmaşık durumu ve Türkiye'nin bu durum karşısındaki zorlu pozisyonunu anlaşılır bir şekilde ortaya koydu.

Akaltun programda, Suriye krizi bağlamında PKK ve Kürt meselesini ele aldı, Türkiye'nin bu konudaki hassas dengesini ve çözüm önerilerini değerlendirerek, Suriye'de yaşananların Türkiye'nin ulusal güvenliğini doğrudan ilgilendirdiğini ve bu nedenle Türkiye'nin dikkatli bir politika izlemesi gerektiğini söyledi.

Whatsapp Image 2025 01 09 At 14.09.37 Min

"En karlı çıkan ülke İsrail oldu"

Akaltun, Suriye'deki iç savaşın Türkiye, Suriye ve Orta Doğu'yu nasıl etkilediği üzerine analizde bulunup, Suriye'nin toprak bütünlüğünün Türkiye için önemini vurgulayarak, “Suriye birçok gruptan oluşuyor, bu grupların dışında önemli olan dışarıdan müdahaleler. Türkiye’nin çıkarına olan tek şey Suriye’nin toprak bütünlüğü üniter bir devlet olması. Suriye’de tek parçalı bir yönetim olması bizim çıkarımıza. Şu an da Suriye de İsrail, ABD, Fransa, Türkiye, İngiltere var. Bu son olaylardan en karlı çıkan ülke İsrail oldu. İsrail orada oyun kurucu olmaya çalışıyor. Bu oyun kurucu rolünde önemli olan konu da para. 14 yıldır her gün Suriye’de büyük savaşlar olmuş, halk perişanları oynamış, birçok mülteci göç etmiş, beyin göçü olmuş, fabrikalar işleyemez duruma gelmiş, insan kaynakları çökmüş bu durumda ekonomisi yerlerde, ordusu yok.” dedi.

Barış Pınar’ı Harekatı göstermelik hareket gibi oldu

Şu an parası olan iki devlet var biri İsrail biri ABD. Böyle bir durumda Türkiye’nin rolü ne olmalı. Türkiye çok akılcı hareket etmek zorunda burada. Kendi güvenliğimizi bekamızı sağlamak zorundayız. Suriye’nin kuzeyinde Fırat’ın doğusuna kadar olan bölgede 30 km derinliğinde bir temizlik yaptık. Kendi askerimiz de orada. Fakat Fırat’ın doğusunda bir Barış Pınar’ı harekatı yaptık fakat Trump’ın türlü girişimleri ile bu Barış Pınar’ı Harekatı durdurulmak zorunda kalındı. Bir göstermelik hareket gibi oldu. Burada da YPG güçleri müthiş bir şekilde yapılandı. Bizim için en büyük tehditlerden birisi burası. ABD de pentagon özellikle burayı eğitiyor, donatıyor, silah mühimmat desteğinde bulunuyor.

Trump’ın açıklamalarının şifresi

 Akaltun, Trump'ın açıklamalarının Türkiye'ye nifak tohumu ekmeye yönelik olduğunu ve İsrail'in büyük İsrail projesi kapsamında bölgede güçlenmeye çalıştığını savunarak, "ANAP iktidara geldikten sonra Türk-Kürt tartışmalarının odağının arttığını, Trump’ın ülkeye nifak tohumu sokmak istediğini, maksatlarının küçük devletleri bölüp yönetmek olduğunu dile getiren Kamburoğlu’nun sözleri üzerine Akaltun, “Bizi bölmek istiyorlar. Bugün Çanakkale’ye gidin oradaki şehitlerin hepsi bizim vatandaşlarımız, her yöreden her kesimden her inançtan insan var. Her şeyin peşinde para geliyor, Amerika’da paraya dayalı bir sistem kurulmuş, insan çıkarına dayalı bir sistem, bu insanlar etnik kökenlerinin dışında orada Amerika’ya ve Amerikan kanunlarına göre hizmet ediyorlar. Kimse ben İtalya'nın İtalyanca eğitim görmek istiyorum demiyor. Ben Amerikalıyım diyor. İlkokuldan başlayarak onlara bir ant söyletiyorlar. Bizde siyasiler andımızı kaldırdı. Yanlış yaptılar” şeklinde konuştu.

İsrail’in bugünkü tutumu Suriye’yi nereye götürür?

İsrail’in hedefi vadedilmiş toprakları ele geçirmek. Şu an da bulunduğu yerde kuzeye doğru büyümek. Her türlü gereken neyse yapacak, kendine bağlı bir yönetim, güç oluşturmak isteyecek. Kendi dediğini yapacak, kendi ekonomik çıkarlarını gözetecek bir yapıyı oluşturmak için çalışmalarını yürütecek. ABD bu yapıya hizmet eder. Mezopotamya’da büyük İsrail projesinin içinde var, bunu İsrail hiçbir zaman saklamıyor. Benim üzüldüğüm konu şu fiili olarak İsrail 1948 yılında Ankara’da Pera Palas’ta kuruldu.

“Öcalan’ı nasıl muhatap alacaksınız anlamıyorum”

Türkiye’de 1983’ten sonra Kürt sorunu kelimesi kullanıldığını fakat içinin dolu olmadığını belirten Kamburoğlu bu ifadeyle akıllara ‘biz Türkiye’yi bölelim yeni bir devlet kuralım’ düşüncesini akıllara getiriyor nedir bu paradigma dedi. Akaltun, “Paradigma insanlık tarihindeki gelişim süreci ile ilgili. Paradigma için belli bir zaman lazım. Bu düşünce yapısı belirli bir zamanda başlar. Bunun yansımaları toplum üzerinde şekillenir. Bunun üzerine başarılı veya olamaz. Onu çürüten başka bir düşünce yapısı gelir. O paradigma biter başka bir paradigma başlar. Paradigma bu. Bunlar önceki çözüm sürecini başka bir paradigma olarak aldılar herhalde. Peki bu paradigmayı çıkaran kim? Bakın Abdullah Öcalan ne diyor biliyor musunuz? Bir de Sayın diyorlar ona ben onu anlamlandıramıyorum.  Bebek katili bir adama hem muhatap oluyorlar hem de sayın diyorlar. 50 bin kişinin katili bu adam, Kürt kökenli vatandaşlarımız da şehit oldu. Bunu nasıl muhatap alacaksınız ben anlamıyorum. O gazilere bunun hesabını kimse veremez." sözlerini ekledi.

"Kürt ve PKK’yı kesinlikle ayırt etmemiz lazım"

Akaltun, PKK ve Kürt meselesine değinerek, Öcalan'ı eleştirdi ve Kürtlerin PKK'dan ayrıştırılması gerektiğini belirterek, "Tülay Hatimoğulları’nın, “Dediklerimiz olmazsa Gazze olur” açıklamasının talihsiz olduğu konusunda tepki gösteren Akaltun, “Onun arka planında düşünce bu. Birinin hizmetkarı bu insanlar. Türkiye’nin Cumhuriyet’in bütün olanaklarını kullanarak burada bulunuyorlar. PKK birçok genci ailelerden koparıp dağa kaçırıyor. Bu sorunun çözümü için yeni bir paradigma diyorlar ya bu paradigma nasıl olacak. Oradaki Kürt kökenli vatandaşlarımız PKK’yı kabullenmiyor. Lanet okuyor. Kürt ve PKK’yı kesinlikle ayırt etmemiz lazım. Kürt kökenli vatandaşlarımızı kesinlikle küçük görmemiz lazım. Onları dışlamamız lazım. Bizler bir bütünüz bizler biriz. Başlangıçta tarıma dayalı sanayi ve diğer sanayi tesislerini yoğunluğu Marmara da olan bu tesisleri buraya kaydırdığında büyük bir istihdam yaratacaksın. Batı’daki birçok insan geriye göç edecek. Geriye göç eden yine orada Türk milletinin bütün kesimleri orada görev yapacak, hepsinin parası olacak, evi olacak. Hepsinin işi olacak, parası olacak, mutlu bir yaşamı olacak. Bunlara sahip olan bir insan kötü yollara bulaşır mı?

Öcalan bölücü örgüte silah bıraktırabilir mi?

Akaltun, Türkiye'nin ekonomik olarak güçlenmesi ve adaletli bir sistemin kurulmasının Kürt sorununa çözüm olacağını savundu. PKK'nın silah bırakmasının mümkün olduğunu ancak bunun için güvenilir bir sürecin işletilmesi gerektiğini ifade ederek, "Allah’tan başka kimsenin affetme yetkisi yoktur. Sen kalkacaksın birçok kişiyi öldüreceksin, oğlunu evladını katledeceksin kalkıp be bu insanı affediyorum diyeceksin. Böyle bir yetkin yok. O şehit ailelerine, şehit annelerine, babalarına, gazilere, şehit çocuklarına bir sorun bakalım bunu kabul edecek mi? Bu sorun bitmez. Siz bunlara nasıl güvenceksiniz. Çözüm süreci dendi sonrasında hazırlıklarını yaptılar, Diyarbakır’da Hendek savaşları başladı. Güvenemezsiniz. Bölücü örgütü bitirmenin başka yolları var. Önce güvenilir olacaksınız. Demokrasiyi tam koşullarıyla sağlayacaksınız. Adaleti sağlayacaksınız. Herkes eşit ve adil olacak. Aidiyet sorunlarını çözeceksiniz. Herkes bu Cumhuriyet için mücadele edecek. PKK silahı bırakır mı? Bırakır. Ama neyin karşılığı bırakır. Bir almak istediği var. Kendi yarattıkları paradigmaya güç veren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin güç verdiği paradigma diyorlar. Bizim resmi makamlarımız bu paradigmayı yaratmamış ki. Paradigmayı yaratan yine onlar. Ondan sonra bir heyet kurmuşlar. Bence bu heyet partinin genel başkanları nezdinde kabul edilmemeliydi."

"Parayı veren düdüğü çalar"

Akaltun, ABD'nin çıkarlarına göre hareket ettiğini ve YPG'yi desteklediğini belirtti. Türkiye'nin Suriye'ye yardım etmesi gerektiğini ancak paraların etkili bir şekilde kullanılması gerektiğini vurgulayarak, "Amerika Birleşik Devletleri kendi çıkarına kim hizmet ederse onunla birlikte yol yürür. Çünkü Amerikan çıkarları her şeyin öncesinde gelir. Bugün Kolani’de Amerika Birleşik Devletleri’ne ve İsrail’e hizmet ederse başta kalır. YPG PKK’dan ABD bu zamana kadar hep istifade etti. Silah eğitim olarak ABD destekledi. Hatta Yunan silahlı kuvvetleri gönderdi. Kandil’de bunların fotoğrafları var. Belgeleri var. Bunun için para harcadı, insan gücünü yönlendirdi. Bundan çıkarları olduğu için yaptı. Oradaki PKK YPG de Amerika’ya hizmet etmeye devam ediyor. Ne zaman Amerika’ya hizmet etmekten vazgeçer, ABD’ye karşı duruş sergiler ABD’de bunların ipini çeker. Başka bir grupla yol yürür. Olay bu. Ama buradaki yapı her zaman bizim için bir tehlike. Ya bunlar üniter devlet içinde Suriye’nin birliği, bütünlüğü içinde rol alacaklar, güçlü bir lider çıkacak, güçlü bir devlet kurulacak ki bu da hemen çok kısa sürede olabilecek bir şey değil. Bizler Türkiye olarak yardımcı olmak, yol göstermek zorundayız. Ama para kaynağı, parayı veren düdüğü çalar. Kim daha çok parayı verirse onun hükmü geçer diye düşünüyorum. Türkiye’nin durumu ortada çok para aktarabilir mi ben zannetmiyorum. Oradaki insan yapısını da biliyorum. Daha çok paraya hitap edecek. Eğer paraya hitap etmeseydi bu kadar mülteci evini, yurdunu, vatan toprağını bırakıp gitmezdi. Onlar vatanını terk etti. Kaç milyon mülteci akın akın geldi. Avrupa’ya gitmiyorlar. Şimdi geride dönmüyorlar. Çünkü milliyetçilik kavramları oluşmamış" ifadelerini kullandı.

"Biz birbirimizden ayrılamayız bölünmeyiz"

Son olarak Akaltun, "Biz birbirimizden ayrılamayız bölünmeyiz, Kürt sorunu diye bir sorun yoktur. Bölücü örgüt sorunu vardır. Güneydoğu, Doğu Anadolu ekonomik olarak biraz zayıf kalmıştır. Bu toprak reformuna çok önem veriyorum. Feodal yapıdan kurtulunmalı. Suriye sınırındaki mayınlar kaldırıldı. Orayı vatandaşa kirala. Beş kuruş para almayacağım, ekeceksin, biçeceksin, Orayı çok güzel bir şekle getireceksin. Kendinize güveneceksiniz, cesur olacaksınız. Köklü değişimleri yapan liderlerin çoğu da suikastlara kurban gittiler. Güçlü olursanız, ekonominiz iyi olursa size kimse bir şey söyleyemez." şeklinde konuştu.

Muhabir: Ayşegül Koç