Babacan, fuar sırasında eşi Zeynep Babacan ile stantları gezdi ve katılımcılarla sohbet etti. Fuarın Kırmızı Kedi Yayınevi standında gazeteciler Murat Ağırel, Barış Terkoğlu ve İpek Özbey ile bir araya gelen Babacan, ekonomi, döviz piyasaları ve siyasetteki güncel gelişmeler hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Babacan’ın gündeminde en dikkat çekici konu, Türkiye’de son günlerde artan sahte dolar iddialarıydı. Gazeteciler bu konuyu sorması üzerine Babacan, Türkiye’de döviz piyasasındaki güven bunalımını ve Merkez Bankası’nın döviz yönetimi ile ilgili düşüncelerini dile getirdi. Babacan, döviz bürolarındaki gelişmeleri takip ettiğini belirterek, “Merkez Bankasına değil, döviz bürolarına bakarım. Döviz büroları tereddütte. Ülkede her şey rayından çıktı. ‘Güven’ diye bir şey kalmadı maalesef” dedi.
Babacan, Türkiye’deki döviz piyasasına ilişkin daha detaylı bir açıklama yaparak, döviz bürolarının uzun yıllardır bu işi yaptığını ve uzman olduklarını ifade etti. Merkez Bankası'nın açıklamalarına şüpheyle yaklaştığını belirten Babacan, “Merkez Bankası ne derse desin, ben daha çok döviz bürolarının işlem yapıp yapmadığına bakarım. Onlar tereddütte. Demek ki böyle bir şey var” diye konuştu. Babacan, Türkiye’deki ekonomik istikrarsızlık nedeniyle halkın döviz piyasasına olan güveninin zedelendiğini vurguladı.
Sahte dolarların piyasada olası etkileri
Sahte dolarların piyasaya etkisi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Babacan, bu tür olayların döviz alım satım marjlarını artırabileceğini belirtti. “Bu tür durumlarda al sat marjı çoğalır. Döviz büroları genelde risk payı eklerler. Biraz ucuza alıp biraz pahalıya satma eğilimine girebilirler. Görmek lazım” ifadelerini kullanan Babacan, olası sahte döviz durumunun ekonomik denetimlerin artırılmasını gerektirdiğini söyledi.
Banknotların maliyeti ve denetim eksiklikleri
Babacan, sahte para üretimi ile ilgili de dikkat çeken açıklamalar yaptı. Bir banknotun üretim maliyetinin yaklaşık 7 sent olduğunu belirten Babacan, “Bir banknotun maliyeti yaklaşık yedi senttir. Kâğıt, mürekkep, her şey dahil yedi sent. Zamanında YTL’leri çok çıkarttık, oradan biliyorum. Yedi sentlik banknotun üstüne 50 dolar yazın 50 dolar eder, 100 dolar yazın 100 dolar eder…” diyerek, sahte para üretiminin ne kadar kolay hale geldiğine dikkat çekti. Babacan, bunun korkunç bir imkân yarattığını ve bu süreçlerin çok iyi denetlenmesi gerektiğini vurguladı.
Ekonomik durum ve hükümetin samimiyeti
Babacan, ayrıca MHP lideri Devlet Bahçeli’nin başlattığı 1 Ekim süreci ile ilgili bir soruya da yanıt verdi. Cumhur İttifakı içinde yaşanan uyumsuzlukları dile getiren Babacan, hükümetin bu konuda ciddi bir samimiyet testinden geçmesi gerektiğini belirtti. “İktidarın bu konuda topyekûn samimiyet testinden geçmesi gerekiyor. Henüz o samimiyet testinden geçtiklerini düşünmüyorum. Bir de senkronize olduklarını da şu an itibariyle düşünmüyorum. Birbirleriyle konuşmadan bu kadar önemli bir meseleyi Sayın Bahçeli konuşmaz” dedi.
Babacan, Bahçeli’nin bu süreci başlatmadan önce hükümetin bu konuda bir araya gelerek detayları netleştirmeleri gerektiğini ifade etti. “Mutlaka konuşmuşlardır ama detayları daha oturup çalışmamışlardır. Bir de kervan yolda düzülür ya…” diye devam eden Babacan, hükümetin içindeki kampların da bu süreçte etkili olduğunu söyledi.
Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğindeki hükümetin içindeki farklı görüşlere dikkat çekerek, “Bu işlerde kamplar olur hep; hükûmeti etkileyen kamplar. Bir güvenlikçi kamp olur bir de çözümcü kamp olur, o kamplar bazen çatışır. Sayın Erdoğan da bazen bir kampın bazen diğer kampın etkisinde zikzaklarla devam eder” ifadelerini kullandı. Babacan, geçmişteki deneyimlerine dayanarak, hükümetin bu konuda sürekli bir değişim ve belirsizlik içinde olduğunu söyledi.