Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İstanbul Ekonomi Zirvesi'nin kapanış konuşmasını yaptı. İstanbul Finans Merkezi’nde düzenlenen zirvede konuşan Şimşek, yeşil dönüşüm araçlarını değerlendirdi.

Bakan Şimşek, konuşmasında önce dünyadaki karbon emisyon salınımı uygulamalarının çerçevesini anlattı. Şimşek, açıklamalarına Türkiye'deki yeşil ekonomiye dair yürütülen faaliyetleri sıralayarak devam etti.

"Kuraklık riski artıyor"

Bakan Şmşek, Türkiye'de uygulanan sürdürülebilir ekonomiye dair gelişmeleri aktardığı konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

Eğer 2050’ye kadar ortalama sıcaklık 3,2 derece artarsa, dünya bu haliyle güçlü bir tepki vermezse bu durumda küresel GSYH baz senaryoya göre yaklaşık 5’te 1 daha düşük olacak. Ve açlık riski de 5’te 1 oranda yükselecek. Kuraklık riski artıyor. Şu anda içinde Türkiye’nin de olduğu 129 ülke bugünkü haliyle ciddi bir şekilde kuraklık riskiyle karşı karşıya kalacak.

"Mevzuat düzenlemesine gidilmesi gerekiyor"

Ne yapılabilir bu saatten sonra? Bütün ülkelerin mevzuat düzenlemesine gitmesi gerekiyor. Ortaya koydukları vaatler, hedeflere varmak için gerçekten bağlayıcı mevzuata ihtiyaç var. Farkındalık eğitimleri çok kritik olacak. AR-GE yatırımları, iklim değişikliğini nasıl yaşayacağız? Evet, bu çok kritik bir alan. Bu alana ciddi bir şekilde bir AR-GE yatırımı, harcaması gerekiyor.

"Karbon salınımının, ayak izinin vergilendirilmesi gerekiyor"

Fosil yakıt sübvansiyonlarının azaltılması ve tamamen kaldırılması gerekiyor. Bu bahsettiğim bütün dünya için geçerli olan hususlar. Karbon salınımının, ayak izinin vergilendirilmesi gerekiyor. Dolayısıyla ciddi bir çaba gerekiyor.

Karbon ayak izini azalmak ve daha çok yenilenebilir enerjiye dönülmesi gerekiyor. Ulaşım alanında elektrifikasyonu tamamlanmış araçların kullanılması gerekecek. İnşaat alanında verimli yeşil binalar yapılmalı.

"Bizim için yeşil dönüşüm aslında bir zaruret"

Bizim için yeşil dönüşüm aslında bir zaruret. Neden? Çünkü biz fosil yakıtlara ödediğimiz para 893 milyar dolar. Türkiye’nin birincil enerji ithalatı ki hala yüzde 70’in üzerinde dışa bağımlılığımız var. Yaklaşık 900 milyar dolar. Bu kümülatif cari açığın 1,5 katı büyüklüğünde. Biz ülke olarak yeşil dönüşümü önceliklendirip burada bir alan kazanabilirsek ciddi şekilde Türkiye’nin makro finansman istikrarını güçlendirmiş oluruz.

"2053’e net sıfır hedefi koyduk"

Bizim önceliklerimiz neler? Türkiye olarak 2053’e net sıfır hedefi koyduk. Bu süreç rekabet gücümüzü artıracak. Türkiye’nin yeşil ürünlerde rekabet gücü potansiyeli çok büyük. O alanda ciddi fırsat penceresi var. Amacımız dönüşümle birlikte daha kaliteli istihdam ve sürdürülebilir yüksek büyümeyi sağlayabilmek.

Türkiye'nin en iyisi Yapı Kredi seçildi Türkiye'nin en iyisi Yapı Kredi seçildi

"İklim kanunu bu sene içinde çıkartılacak"

Şu anda iklim kanununun ümit ediyorum ki bu sene içerisinde çıkacak. Dünya için öngördüğümüzü kendimiz için de öngörmüşüz. Çalışmalar son evrede. Emisyon ticaret sisteminin kurulması, karbon vergilendirme mekanizmasının altyapısının kurulması. Bütün bunlar 'önemli gündem maddelerimiz' diyebilirim.

"Türkiye’de yenilenebilir enerjinin payı artıyor"

Son yıllarda yenilenebilir enerjinin payı artıyor Türkiye’de. Bugün itibarıyla artışın büyük kısmı güneş, rüzgâr ve jeotermal gibi alanlar. Dolayısıyla iyi bir noktadayız ama toplam kurulu kapasitede yüzde 55 civarındayız. Kurulu kapasiteyi nükleer dahil önümüzdeki 10-15 yıl içerisinde yüzde 65-70’lerin üzerine taşıyacağız.

"Enerji verimliliğinde Enerji Bakanlığı’nın öngördüğü yatırımlar 20 milyar doların üzerinde"

Enerji verimliliği ön plana çıkıyor. Şu anda yapacağımız yatırımlarla, 2030’a kadarki dönemde Enerji Bakanlığı’nın öngördüğü yatırımlar 20 milyar doların üzerinde. Sürdürülebilir finans alanına bakarsanız piyasa büyüklüğü 2022 itibarıyla 4 trilyon doların biraz üzerinde. 2032 yılında 31 trilyon dolara ulaşması öngörülüyor. Henüz biz bu alandan arzuladığımız payı alamıyoruz.

"Önümüzdeki üç yıllık süreçte 60 milyar dolarlık bir kaynak söz konusu"

Geçen sen bu kapsam ihraç edilen tahvillerimize bakarsanız, özel sektör ve kamu, küresel fonlardan devşirdiğimiz alan, Türkiye’ye kanalize ettiğimiz alan sınırlı. Bu alanda hızlanmamız gerekecek.

Dünya Bankası'ndan, EBRD'den, Asya Altyapı Yatırım Bankası'ndan, İstanbul Kalkınma Bankası'ndan bahsediyorum ve benzer üye olduğumuz, aktif olduğumuz bir sürü çok taraflı bankalar var. Bunlarla olan diyaloglarımıza ki bunlarla olan diyaloglarımız son aylarda gerçekten çok ivme kazandı. Dünya Bankası hatırlarsanız geçen sene biz Orta Vadeli Programı açıkladıktan hemen sonra 3 yıllık Türkiye'nin programlarının yani taahhütlerini 17 dolardan 35 milyar dolara çıkardılar.

Yakın dönemde belki dikkatinizi çekmiştir. İstanbul Kalkınma Bankası'yla bir 3 yıllık perspektifi ortaya koyduk. O da yaklaşık 6 milyar dolar. Yakında muhtemelen Asya Altyapı Yatırım Bankasıyla bir benzer çerçeve. Bu çerçevede bakarsanız önümüzdeki 3 yıllık süreçte muhtemelen 60 milyar dolarlık bir kaynak söz konusu. Bu 60 milyar dolarlık kaynağın giderek artan boyuttaki kısmının bu alan ve bu çerçevede olmasını biz önemsiyoruz ve odaklanmış durumdayız, önceliklendireceğiz.

"Daire Başkanlığı kurmayı öngörüyoruz"

Bakanlık olarak biz sürdürülebilir finansman noktasında tamamen dedik; Daire Başkanlığı kurmayı öngörüyoruz. 'Niye genel müdürlük değil' diyebilirsiniz. Tasarruf dönemindeyiz. Ümit ediyorum ki ileride Türkiye bir COP konferansına ev sahipliği yapacak.

Kaynak: HABER MERKEZİ