Olay, 6 Kasım 2024 tarihinde İnciraltı Kavşağı’nda yaşanmış ve kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştı. İlk duruşmada, tutuklu yargılanan sanık Alev Aytar, kendini savunarak “Kaza sırasında telefonla oynamıyordum, gelen mesajları kontrol ettim” dedi.
Kaza Nasıl Gerçekleşti?
Olay günü saat 19.00 sıralarında İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait ESHOT otobüsünü kullanan Alev Aytar, yolun karşısına geçmeye çalışan Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde görevli hemşire yardımcısı Gizem Soylu’ya çarptı. Kaza sonrası bölgeye gelen sağlık ekipleri, ağır yaralanan Soylu’yu aynı hastaneye kaldırdı. Ancak genç kadın, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Kazanın ardından çekilen araç içi kamera görüntüleri ise olayın detaylarını ortaya koydu.
Bir gün sonra Hacılarkırı Mezarlığı’nda defnedilen Soylu’nun ölümü ailesini yasa boğarken, olay sonrası gözaltına alınan şoför Alev Aytar, "Taksirle ölüme sebebiyet vermek" suçundan tutuklandı. Hazırlanan iddianamede, Aytar hakkında 6 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Duruşmada Gözyaşları Hakimdi
Dava, İzmir 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada sanık, kazayla ilgili ifadesinde, otobüsün camındaki yansımadan dolayı Gizem Soylu’yu göremediğini ve mesajları kontrol etmek dışında telefonla ilgilenmediğini belirtti. Ancak bu açıklamalar, Gizem’in ailesini tatmin etmedi.
Genç hemşirenin ikizi Sinem Soylu, duruşma sırasında gözyaşlarını tutamayarak, “Bu kazayla ailemi de kaybettim. Sanık kaza anında telefonla oynuyordu. Ayrıca raporlar detaylı hazırlanmadığı için adaletin sağlanmasını talep ediyorum” dedi. Sinem Soylu, konuşması sırasında fenalaşarak bir süreliğine duruşma salonundan çıkarıldı.
Tanık İfadeleri Sanığın Aleyhinde
Kaza sırasında otobüste bulunan yolculardan E.T., tanık olarak verdiği ifadede, Gizem Soylu’nun yoldan geçtiğini gördüğünü ancak şoförün frene basmadığını söyledi. E.T., “Otobüs durmadan çarptı. Fren yaptığını hissetmedim” diyerek, sanığın ihmalini vurguladı.