Kongrenin kapanış konuşmasını yapan Başkan Soyer, “Bu kongre hem umudu hem bu memleketin geleceğine dair her birimizin özgüvenini yenilememize imkan verdi. Biliyoruz ki aynı atalarımızın yaptığı gibi barış içinde huzurla, sağlıkla bir arada yaşayacağımız kentler ve yepyeni bir Türkiye inşa etmek mümkün” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Yeniliğe Davet” sloganıyla düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin sonunda ortaya çıkan 211 maddenin açıklanmasının ardından sahnede oy veren delegelerle bir araya geldi. “8 aydır uzun bir maraton koştuk” diyerek sözlerine başlayan Başkan Tunç Soyer, “Defalarca uzun saatler boyunca bir araya geldik, işçiler, çiftçiler, sanayiciler, tüccarlar, esnaflar. Aynı 100 yıl öncesinde olduğu gibi. 100 yıl öncesindeki büyük yıkım, Kurtuluş Savaşı’nda hayatını kaybeden on binlerce vatandaşımız, büyük bir yoksulluk, büyük bir yıkılmışlık, İstanbul işgal altında, Lozan Barış Müzakereleri kesilmiş, heyetimiz geri dönmüş, her yerde büyük bir umutsuzluk varken, aynı Erzurum Kongresi’nde yapıldığı gibi ulusun sınırlarının belirlendiği ve Misak-ı Milli’nin ortaya konduğu Erzurum Kongresi’nde olduğu gibi… 100 yıl önce İzmir’de de 17 Şubat-3 Mart tarihleri arasında Misak-ı İktisadi’nin esasları ortaya kondu. 100 yıl önce atalarımız o olağanüstü zor koşullarda geleceğin Türkiye’sini, kurulacak devletin iktisat politikalarını belirlemek üzere bir araya geldi. Çok önemli kararlar aldılar. Aşar vergisinin kaldırılması, bir sanayi bankasının kurulması, köy enstitülerinin temellerinin atılması gibi birçok önemli karar” dedi.
“Geleceğin Türkiyesi’nin inşası için bir araya geldik”
Başkan Soyer, sözlerine şöyle devam etti: “Bugün de Türkiye’de çok katmanlı krizler yaşanırken yoksulluk, işsizlik, hayat pahalılığı, yüksek enflasyon vatandaşlarımıza çok ağır bedeller ödetirken, üstelik 6 Şubat’ta yaşadığımız büyük felaketten sonra on binlerce insanımız canını kaybetmişken, bugün on binlercesi çadırlarda, konteynerlerde hayatlarını sürdürmeye devam ederken Türkiye’nin bu bütün olumsuz koşullarında geleceğin Türkiye’sinin inşası için bir araya geldik. 8 aydır o umudu yeniden yeşertmek için çocuklarımıza, torunlarımıza huzurla, el ele, kardeşçe yaşayacağı bir Türkiye’yi yaratabilmek için neler yapılması gerektiğini, hangi karar ve ilkelerin alınması gerektiğini belirlemek üzere toplandık.”
“Umudu yenilememize imkan verdi”
“Bugün bu çalışmaların sonuna gelmiş bulunuyoruz” diyerek sözlerini sürdüren Soyer, “Aynı 100 yıl öncesinde olduğu gibi Türkiye’nin her yerinden 180 sivil toplum kuruluşu, vakıf, dernek temsilcileri, 500’ün üzerinde delegeyle bir araya geldiler. 200 üzerinde akademisyen doğa, tarih, inovasyon, demokrasi masalarında işçilerimizin, çiftçilerimizin, sanayicilerimizin, tüccarlarımızın, esnaflarımızın aldıkları kararları kendi bilimsel disiplinleri çerçevesinde kavramsallaştırmaya çalıştılar. Ve nihayet 50 uzman akademisyenden oluşan Yüksek İstişare Kurulu tüm yapılan bu çalışmaları tekrar tekrar revize etti. Bugün bütün bu çalışmalardan sonra tek tek bütün delegelerin huzurunda ve hepsinin hazır olduğu bu salonda oylarına sunduk. Bu hafta delegelerimizin başlattıkları çalışmalar hem birbirlerinin çalışmalarını müzakere etmekti hem de uzman masalarından akademisyenlerden gelen çalışmaları müzakere etmekti. O arada 80’in üzerinde ulusal ve uluslararası çok kıymetli akademisyen, siyasetçi, aktivist, çok kıymetli konuklar sunumlar yaptı. Bütün bunların toplanmasıyla da bugün bu uzun süren maratonu sonlandırıyoruz. Bu çalışmalar bize hem umudu hem bu memleketin geleceğine dair her birimizin özgüvenini yenilememize imkan verdi. Biliyoruz ki aynı atalarımızın yaptığı gibi gerçekten barış içinde huzurla, sağlıkla bir arada yaşayacağımız kentler ve yepyeni bir Türkiye inşa etmek mümkün” ifadelerini kullandı.
“Gerçek anlamda bir demokrasi inşa edildi”
Çok önemli kararlar alındığını söyleyen Soyer sözlerini şöyle tamamladı: “Ama alınan kararların önemi kadar önemli olan yöntemimizdi. Gerçek anlamda bir demokrasi inşa edildi. Ve bu demokrasiyle de herkesin farklı çıkar grupları olarak tarif ettiği işçiler, çiftçiler, sanayiciler, tüccarlar, esnaflar ortak bir gelecek tasavvuru kurdular. Belki de içerik kadar önemli olan bu biçimdi. Bu gelecek tasavvuru bir gelecek inşası anlamına geliyor. Biliyoruz ki bu kararların takipçisi olacağız. Ve bu kararların hayata geçirilmesiyle geleceğimiz çok daha aydınlık bir gelecek olacak. O nedenle en başta bu delegasyonun tüm bireylerine tüm fertlerine bu büyük organizasyonun hayata geçmesi için emek veren çok kıymetli çalışma arkadaşlarıma, 8 ay boyunca vizyonlarıyla çizdikleri ufukla bize rehberlik eden, yol gösteren çok değerli akademisyenlere, bilim insanlarına, basın emekçilerine, herkese çok teşekkür ediyorum. En çok umudunuzu büyüttükleri, geleceğin Türkiye’sine dair umutlarımızı yeşerttikleri için. Göreceksiniz bir şey değişecek her şey değişecek ve bambaşka bir ülkede çok daha güzel bir ülkede hep beraber huzurla yaşamayı başaracağız.